Özel Notlar

LK banner 2016

06:51:53
 6/05/2024

Tüm milletlerden oluşmuş büyük dünya topluluğu hakkında birkaç kısa bilgi. Her şeyden önce topluluk kavramına alışılmışın dışında bir bilgiyle yaklaşmak gerekir. Sadece insan için değil mikro düzeyden makro düzeye kadar her şeyde bir topluluğun olduğunu biliyorsunuz.

 

Küçük veya büyük her topluluğun ise bağlı olduğu bir düzen ve bir kural vardır.

Ayrıca, her topluluk arasında bir hiyerarşi bulunduğu gibi, bu toplulukları yöneten varlıklar arasında da bir hiyerarşi vardır. Bahsettiğimiz toplulukların varlıkları henüz vazife planlarına girmemiş varlıklardır, fakat vazifeli varlıkların himayesi altında bulunurlar.

 

Dünyayı tek bir beden gibi düşünün, bir bedendeki bir organın elemanları nasıl ki o organın hücreleri ise, bir milletin elemanları da o milletin insanlarıdır. Bir organ nasıl ki bir bedende yalnız olmayıp diğer organlarla bir işbirliği içerisinde faaliyet gösteriyor ise, bir millet de dünyada yalnız olmayıp diğer milletlerle bir işbirliği içerisinde faaliyet gösterir.

 

Dünya hayatının amacı varlığı vazife planına hazırlamaktır. Bu hazırlığı insan dünyada bireysel olarak yapar. Vazife planında ise bireysellik yoktur. Varlıkların idrakleri birleştiği için tek bir varlıkmış gibi hareket ederler. Dolayısıyla vazife planları da hiyerarşik bir yapıya sahip topluluklardır.

 

Bir milleti oluşturan insanlar ve gruplar ise vazife planlarının gözetimleri altında bulunurlar, ve faaliyetlerini bu planların kontrolü altında yaparlar. Dolayısıyla o insanların bağlı olduğu milletlerin hiyerarşik düzenleri de vazife planlarındaki hiyerarşik düzenden yansır. Yani milletlerin bağlı bulundukları sistemler, büyük vazife planlarının küçük birer kopyası gibidir, ve tekamül seviyelerine göre çeşitli hiyerarşik yapılara sahip olurlar.

 

Şu anda dünyadaki tüm milletlerin ekonomik hedeflere yönelmiş gibi görünen faaliyetleri gerçekte görünen amacından çok daha derindir. Bu görünmeyen ve derinlerde bulunan amaç ise insanlarını toplu halde vazife planı sezgilerine ulaştırmaktır. Bu vazife planı sezgilerine ulaştırırken de bu hazırlığı otomatik, yarı idrakli ve idrakli  olarak yaparlar. Eğer bir millet, insanlarını vazife planı sezgilerine ulaştırabilir ise dünyadaki gerçek görevini yerine getirmiş sayılır. Yoksa, sadece yönelinmiş olunan maddi hedeflere takılıp kalınırsa derinlerde bulunan amacın ihmal edilmesine ve gelişimin yavaşlamasına sebep olur. Bu duraklamaları vicdan mekanizmasının çalışma prensibinden rahatlıkla ortaya çıkarabilirsiniz.

 

Şimdi, insanların idrakleri çeşitli seviyelerde gelişmeye devam ediyor ve bu gelişme kaçınılmazdır. Küçük milletler bu derinlerde bulunan amacın gerçek sezgisine varmaya başladığı zaman, örnek olarak gösterilen vazife planlarındaki küçük organizasyonların idraken birleşerek daha büyük organizasyonlar haline gelmesi gibi, küçük milletler de ortak hedeflerine doğru hızla ilerlemek için bu derinlerde bulunan amacın gerçek sezgisiyle birleşerek daha büyük ve daha geniş toplulukları meydana getirmek için atılım yaparlar.

 

Böylelikle yüksek bir insanlık idrakini kazanmış küçük topluluklardan oluşmuş büyük dünya topluluğu meydana gelir, ve bu da kendilerini kontrol eden vazife planlarının bir simetriği olur.

 

Dünya tekamülünün son sınırını ifade eden büyük dünya topluluğu ise, doğal olarak bildiğiniz gibi derinlerde bulunan amacın gerçek sezgilerine ulaşmış, ve gerçek vazifelerini idrak etmiş insanların yapabileceği işler olur.

Free Hit Counter (01.01.2016)

Copyright © 2016. The Last Knowledge.
Bu site özeldir ve ticari amaç taşımaz.