Özel Notlar

LK banner 2016

10:55:16
 2/05/2024

Bazen yaşadığımız öyle haller vardır ki, bunlar ne anlatılabilir ne de bir başkası tarafından anlaşılabilir. Fakat kimse bir şey söylemez ise öyle haller paylaşılamaz. Gerçekten bazı şeylerin ifadesi zordur. Bunlardan birini olabildiğince izah etmeye çalışalım.

 

Aklı başında ve dikkatli bir insan, aklına bir fikir geldiği zaman bir fikrin geldiğini bilir. Bir şey düşündüğü zaman, düşünmekte olduğunu bilir. Dünya hayatındayken, dünya dışından nelere ihtiyacı olduğunu, yani yaptığı duasını bilir.

Arzularının, isteklerinin, eğilimlerinin ne olduğunu bilir ve tüm bunları ifade edebilir. Meditasyon yapıyorsa meditasyon yaptığının farkındadır. Hatta rüya görüyorsa, zaman zaman rüya gördüğünün de farkındadır. Kendisi hakkında her şeyin farkındadır. Fakat, farkında olup da anlatamadığı şeyler de vardır. İşte bunu konuşarak anlatmayı deneyelim.

 

Bir konu hakkında net düşünmüyorsunuz, hatta hiç düşünmüyorsunuz, sadece aklınızın ucundan bir şey gelip geçiyor. O gelip geçenin ne olduğu hiç önemli değil, bu bir eşya, bir olay, bir dostunuz da olabilir, bir an için aklınıza gelir ve gider. Sadece aklınıza gelip gittiğini o an için fark edersiniz o kadar.

Sonra unutursunuz, çünkü aklınızda yer edecek kadar bir düşünce faaliyetinde bulunmadınız, bir işlem yapmadınız. Yani bu olay, rüyanızda yaşadığınız bir olayı hatırlayıp çarçabuk unutmanız gibidir. Çünkü bir olay dünyada gerçekten yaşanmamış ise izleri çabuk silinir, eser kalmaz. Eğer unutulmaması gerekiyor ise özel bir işlem uygulanır, o zaman gerçekten yaşanmamış olduğu halde bir rüya unutulmaz olur. Yalnız, bu rüya örneğinin özel kısmı anlatmak istediğimize uymaz, sadece hatıraların çabucak silinip gittiği kısmı uyar.

 

Bazen, eğer akla gelen bir dost ise, ve bir anda hatırlanıp hemen arkasından unutulup gitmiş ise, bir zaman sonra veya birkaç gün sonra çok derinden, varlığı yokluğu belli olmayacak şekilde hatırası tekrar gelir. Burada uyanık olmak gerek. Bir dostunuz bir an için aklınıza gelip giderken ona ait bilgiler de beraberinde gelip gitmektedir. Onun bu özelliklerinin bilgisi daha öncesinden sizde olmayınca o zaten sizin dostunuz olmaz, düşmanınız da olmaz. Yani onu tanıyor olmanız gerekir.

 

Ayrıca, birkaç gün sonra yine gelir, dediğimiz zaman önceki gibi aklınıza gelmez. Burayı da açık olarak ifade etmek gerekir, dostunuzun birkaç gün önce bir an için aklınıza gelip gittiği farklı bir şekilde tekrar hatırlatılır. Olayın aynısı tekrar etmiyor, arada fark var, ikincisi birincisini hatırlatıyor. Fakat siz bu olayı bir başkasına anlatırken, birincisini hatırlar ve onu anlatırsınız, ve birkaç gün önce bir dostum aklıma gelmişti, diye ifade edersiniz. Bunu söylediğiniz zaman bu bilginin kaynağı şuur dışı olmaktadır.

 

Yani, bir dostunuz aklınıza bir anda gelip gittiği zaman o an içerisinde şuur dışına yeni bir bilgi kaydetmiyorsunuz, dostunuzun özellikleri hakkında o anda yeni bir değerlendirme yapmıyorsunuz. Üzerinde durup herhangi bir işlem yapmıyorsunuz, ilginizi çekecek yeni bir özelliği yok, her şeyini biliyorsunuz, ve hiç bir değerlendirme yapmadan onunla ilgili bir fikir geldiği gibi gidiyor. Eğer dostunuzun, ilginizi çekecek bir yeniliği olsaydı, veya o dostunuz sürekli yenilik peşinden koşan veya değişikliği seven enteresan biri olsaydı üzerinde durup bir değerlendirme yapardınız. Bu, ne kadar kısa sürerse sürsün kafanızda bir işlem yapmış olacak, ve bu da şuur dışına kaydedilmiş olacaktı. Onun için, dostunuz hakkındaki bildiklerinizin kaydı önceden yapılmış olduğu için, bu bilgi size tekrar geri yansıtıldığı zaman, siz, birkaç gün önce bir dostum aklıma gelmişti, dersiniz. Onun için bu bilginin kaynağı şuur dışıdır dedik, anlatmak istediğimiz bundan farklıdır.

 

Şimdi, dostunuzla ilgili bir fikir, varlığı yokluğu belli olmayacak bir şekilde daha sonra yine gelir dedik, bu hatıra o kadar belirsizdir ki aklınıza direkt çarpmaz. Sönmek üzere olan bir mum ışığı gibi gücü azalıp giden bir fikre de benzetemezsiniz. Onu net olarak fark edebilmek için ya çok derin bir transta veya uyku hali gibi hassas bir durumda olmak gerekir. Bu durumda iken, birkaç gün önce gelip giden o fikri yakalayabilirseniz, veya varlık onu tekrar size yansıtırsa o fikri inceleme şansına sahip olursunuz, ve niçin gönderilmiş olduğunu da çözersiniz. Burayı açalım.

 

Fikir hareketleri varlığın ve yardımcı varlıkların kontrolündedir. Varlıkların titreşimleri fikirlerin titreşimlerinden yüksek olduğu için fikirlere tamamen hakimdir. Yani, fikir titreşimleri varlıklara en yakın titreşimlerdir. O, şuur dışına yeniden bir kayıt yapılmasına gerek duyulmayan, ve o dostunuzun bilgilerini taşıyan, ve bir an için gelip giden fikir vardı. Üzerinde durup bir değerlendirme yapmayı gerekli bulmamıştınız. Bu gereksizliği zaten içinizde taşıyordunuz. Varlık, sizin bu üzerinde durmayışınızın farkındaydı ve bunun bilgisine de sahipti.

 

Yani varlık demek istiyor ki, dostunuzla ilgili o fikri size yansıtmakla gösterdiğiniz ilgisizliğin bilgisi, yani tekrar değerlendirmeye gerek görmeyip onu önemsiz kabul ettiğinizin farkındayım. O hareketiniz de benim için bir bilgi ve bir değerdir. O dostunuzla ilgili içinizde gizli tuttuğunuz her ne var ise onların da tamamen farkındayım. Her ne değerlendirme yaparsanız yapın, veya yapmayın, en küçük bir değerlendirmeyi benim haberim olmadan, benim farkındalığımın dışında siz gizli olarak yapamazsınız. Oysa siz bir harekette bulunmadınız. O fikir gelip gitmişti. Umursamadınız bile. Fakat, varlık için bu sizdeki umursamazlık bir değer ve bir hareket olmaktadır, hareketler ise sonuç doğurur.

 

Burada varlık, sizin hakkınızda, dolayısıyla kendisi hakkında size ip uçları veriyor. Yakalarsanız uyanırsınız. Kendinizle kendi varlığınız arasındaki ayrılığın gerçekte bir ayrılık olmadığını, size çarpıp kaçan en küçük bir fikrin dahi farkında olduğunu ve o fikirlerin ne maksatlar taşıdığını, kendisinin de bunları açık olarak bildiğini size yansıtmaya çalışmaktadır. Yani size, her şeyin farkında olan bir tarafınızın bulunduğunu, içinizdeki sizin varlığınız, size sezdirmeye çalışmaktadır.

 

Fikirleri kontrol eden yardımcı varlıklar vazifeli varlıklardır. Onları birbirinden ayıramazsınız. Tek parça halinde çalışan bir ekip gibi olduğu için, bir anlık gelen bir fikrin kaynağını bilemezsiniz. Fakat bu fikirlerin hareketleri birden çok varlığın bilgisi ve kontrolü dahilindedir. Ayrıca, dostunuza ait fikirleri yardımcı varlıklar kendileri kurgulayıp göndermez, o bilginin mevcut olması gerekir. Yani bazı şifacıların şifa tesirini kendisinden vermediği, kendisine gelen şifa tesirini aktararak sadece aracılık yaptığı gibi, yardımcı varlık da mevcut bir bilgiyi size yansıtarak aracılık yapmaktadır. Onun bu hareketi size yapılan bir yardımdır.

 

Hiçbir hareketin sebepsiz olmadığı bilgisine sahipsiniz. Fakat işte, öyle hareketler vardır ki, sebepleri o kadar çok derin olabilir ve onları bulup ortaya çıkarmak ve o sebeplerden faydalanmak insan için kolay olmaz. Onun için yardımcı varlıklar gerekli gördüğü takdirde yardım ederler, fakat insan bunu fark edemez.

 

İnsanın aklına sadece varlıklardan değil her yerden fikirler gelir. O insan nasıl karşılar, nasıl değerlendirir ona kalmıştır. Fakat, kendini bilme yolunda olan bir insan, aklına gelen bir şeyi benimsemeden önce mantık süzgecinden bir geçirmesi gerekir. Yani fikirlerle yönlendirildiğinin farkında olması gerekir.

 

Sonuç olarak, her şeye uzaktan bir bakacak olursak, her insan gökyüzüne doğru çıkan döner bir merdivenin farklı basamaklarında bulunuyor gibidir. Doğal olarak üsttekiler alttakilerden daha çok şeyler görecek ve bileceklerdir. Ve bu kalabalık, kimisi durup beklese bile, yukarıya doğru bir akış içerisinde yoluna devam etmektedir.

Free Hit Counter (01.01.2016)

Copyright © 2016. The Last Knowledge.
Bu site özeldir ve ticari amaç taşımaz.