Varlık dediğimiz zaman, dünyada görünen insan bedenini arka plandan kontrol eden, ve o varlığı o bedene kaymış bir kısım şuuruyla birlikte bir bütün olarak düşünmek gerekir. Bir varlığın dünyada bedeni olsa da olmasa da tek parçadır. Dolayısıyla insan kendi varlığının bir kısım şuuruna sahipken öz varlığının dünya hayatını gördüğü gibi aynen göremez. Varlığın dünya hayatını nasıl gördüğünü varlık hakkında verilen bilgileri kavradıktan sonra sezmek mümkündür. Bu sezgiyi verecek olan bazı bilgileri basitçe ifade etmeye çalışalım.
Varlık, maddenin ve hareketlerinin esasını bilen bir bilgi ve şuura sahiptir. Ondaki farkındalığın, dikkatin veya uyanıklığın derecesi değişmez. Bir konuda ihtiyaç duyulan tecrübeyi yapmak için o ihtiyacı karşılayacak olan aracı kullanır. Bu tecrübenin ihtiyacını da başkaları ondan talep etmiştir. Araç, kendisine tanınmış bir kısım irade ve seçim serbestliği içinde bir robot gibi hareket eder. Aracın, kendisinin başkaları tarafından kontrol edildiğini bilmemesi ve kendisine tanınan özgür irade ve seçimlerle hareket etmesi, işlerini ciddi olarak yapmasına ve büyük başarılar kazanmasına sebep olur.
Fakat, kontrol edildiğinin farkında olmayan ve aslı da bir madde ve hareket olan araç, varlığın ihtiyacını yerine getirirken diğer madde ve hareketlerinin arasına öyle bir karışır ve öyle bir sıkı alışveriş içerisine girer ki, kendisini o madde ve hareketlerinin bir parçası olarak zanneder. Onun bu hareketlerle içli dışlı olan bağı ve gerçeği o aracın realitesidir. Yani öz varlık, sağlıklı bilgiler elde etmek için kullandığı aletini o bilgilerin alınmasına uygun bir gerçeklik içinde tutar.
Araç, insan bedenidir, aracın gerçekliği, o insanın realitesidir, maddelerin hareketleri, o insanın bizzat yaşadığı olaylardır. Varlığın ihtiyaç duyduğu bilgiler elde edilince, ki bu da geçici olarak elde edilmektedir, aracın gerçekliği, yani insanın dünyadaki realitesi de değişmeye başlar. Realiteler değişince ona paralel olarak olayların akış ve şekilleri de değişir.
Şimdi, her insanın yaşamakta olduğu olaylar ve o olayların bilgilerinin toplanmasına yarayan uygun realiteleri vardır. Olaylar maddelerin hareketleriydi, ister fikir ve düşünce gibi ince ve hızlı maddi hareketler olsun, ister ağır bir eşyayı taşımak gibi yavaş ve kaba hareketler olsun, isterse yemek içmek gibi kabaca başlayıp kendiliğinden otomatik devam edip giden ve takibi yapılamayan mikro düzeydeki zincirleme hareketler olsun, hepsi olaydır ve birer harekettir.
Varlık, bunların öz bilgisini kendi haznesinde yavaş yavaş biriktirirken dünyadaki tecrübesini de bitirmek üzeredir. Ve, zamanı yaklaştığı için bedeninde öz varlığının bir parçası bulunan şuurlu insana kendi gerçeğinin aslı söylenmiştir. Yani insanın gerçeği ve her birinin sahip olduğu farklı gerçeklerin ne olduğu dünya insanına açıklanmıştır. Bu bilgilerden sonra dünya hayatının gerçeğine dönelim.
Pratiksiz bilgi de bilgisiz pratik de sakattır. Bilginin işe yaraması için pratiğe dökülmesi gerekir. Elinize bir eşya alıp ne olduğuna bakın. Ona herkesin baktığı gibi bakmayın, varlık açısından bakmaya ve derinliğini görmeye çalışın. Veya bir meyve alın, toprak su hava ve güneşi kullanarak acı ve tatlıyı karıştırmadan meydana getiren küçük varlıkların yapmış oldukları otomatik tatbikatların eserlerini görmeye çalışın. Bu varlıklar sadece kendileri için çalışırken başkalarına da hizmet etmiş olmaktadırlar. Bunları fark etmek için biraz düşünme zahmetine girmek gerekir.
Bir süre sonra, elinize aldığınız ve sizin o eşyaya vermiş olduğunuz isim veya değerlerinizle, öz varlığın ona vermiş olduğu değerin farkını sezmeye başlarsınız. Bu bir eşya olmasın, basit bir olayı ele alın. Bir olayın insan için bir anlamı vardır. Vibrasyonuna göre iyi veya kötü kavramlarına da sahip olur. Varlık için bu olay ince bir maddenin, bir enerjinin hareketleridir. Varlıkta bu hareketlerin titreşim seviyelerinden ortaya çıkmış iyi veya kötü kavramları bulunmaz. Varlık, insanı olaylar içinde kontrol ederken, insanın iyi veya kötü değerlendirme kabiliyetini de kullanır. Bunu sezmek için biraz geriye çekilip tarafsız gözlem yapmak gerekir.
Kısaca, dünyada görünen, yaşanan, bilinen, hayatın her şeyi varlığın evrensel görüş açısından tamamen başka bir anlam ifade eder. İnsanın üzülmesi, sevinmesi, haksızlığa uğraması, uğratması, varlık için tamamen farklı anlamı bulunan kıymetli hareketlerdir.
Bir bedene bağlanarak tecrübe yapan varlığın da bir madde topluluğu olduğunu unutmamak gerekir. Bu süptil madde topluluğu, yani varlık da ruh tarafından kontrol edilmektedir. Bu durumda varlığın tüm hareketlerinin sebebi ona bağlı ruh olacaktır. Yani varlık, ruhun kainattaki temsilcisi oluyor. İnsan da varlığın dünyadaki temsilcisi yerine geçiyor, bunları biliyorsunuz.
Bu durumda dünya hayatını ve olaylarını varlık açısından görmeye çalışmak, varlığın dünya hayatını nasıl gördüğü ve dünya olaylarının onda uyandırdığı farklı manaların sezgileri insanda ortaya çıkacaktır.
İnsan bedeni ve ona bağlı olan varlık, kutsal bir ruha bağlı olduğu için, bedene bağlı insan varlığının yaptığı tüm işler, yani bedenli dünya hayatının tamamı, o varlığın çok daha yükseklerinde bulunan ve insan gibi bedeni olmayan vazifeli varlıklar tarafından kontrol edilmekte, istendiği takdirde yardım edilmekte, ve her an himaye edilmektedir.