Özel Notlar

LK banner 2016

23:37:54
 3/05/2024

Şuur dışı mekanizmasının niçin gerekli olduğunu anlayabilmek için maddenin oluşumu ve süregelen gelişimiyle birlikte, o maddelere bağlı zaman farkları dahil tümünü birden görebilecek bir düzeyden bakmak gerekir. Oldukça karmaşık görünen bu konu hakkında ön bilgilere sahip olduğunuzu var sayarak basitçe ifade etmeye çalışalım.

 

Önce, öz varlığın aslının ne olduğunu hatırlamak gerekir.

Yarı süptil maddenin tekrar geliştirilmesi sonucunda ortaya çıkan çok daha ince maddelerden, yani süptil maddelerden meydana getirilmiş olduğunu biliyorsunuz. Doğal olarak bu titreşimde olan maddelerin bir zamanı vardır. Basit atomlardan meydana gelen maddelerle, bu atomların geliştirilmesi sonucunda ortaya çıkan çok daha ince maddelerin hareketlerine bağlı olan zaman farklıdır.

 

İlk defa kurulmuş bir öz varlığın hareketlerinin nereden kaynaklandığını da biliyorsunuz. O, kendisine hakim olan ruhtaki bilinmeyen bir davranışı yansıtmaktaydı. Bu varlığın tamamı ruhun hakimiyeti altındadır. Hiçbir şeyi hiçbir şekilde bölünemez ve parçalanamaz.

 

Ruhun tekamülünü sağlayan şey öz bilgidir ve ruhun bu varlığı kullanarak öz bilgi elde etmesi gerekir. Belirli bir seviyedeki öz bilgileri oluşturacak materyaller de basit atomlardan meydana gelmiş madde topluluklarında bulunur ve bu madde topluluklarına bağlı zaman da farklıdır. Öz varlık çok ince maddelerden meydana getirildiği için buna bağlı ruhun basit atomlarla olan direkt bağlantısı kesilmiş olur. Artık bu varlığı kullanarak basit atomlara direkt bir etkide bulunamaz. Öz bilgi materyali toplayabilmesi için bu maddeleri kullanabilmesi gerekir. Atomlar manyetik alanlarından etkilenirler. Öz varlık da atomların manyetik alanlarından tutarak onları hareket ettirir. Atomların iç yapısı da orijinal haliyle kalır.

 

Atomlar başka bir zaman içerisinde, öz varlığın maddesi başka bir zaman içerisinde. Yeni kurulmuş bir öz varlığın ilk tecrübesi buradan itibaren başlar. Atomların manyetik alanlarına hakim olarak onları birleştirir, dağıtır, her çeşit maddeleri meydana getirir ve ihtiyacı olan her türlü tatbikatı yapar. Bazıları düşünebilir kıymetli taş veya altın da yapar mı?.  Evet yapar, fakat insanların bunlara ayrı bir değer verdiğini bilmez.

 

Varlığın bir sonraki aşaması daha gelişmiş atom topluluğu olan hücre olur ve daha sonra hücre topluluğunu yönetmek olur. Bitki, hayvan ve insan bedenlerini idare ederken, daima hücrelerin toplam manyetik alanlarına hakim olarak idare eder. Fakat burada, onun arkasında onu idare eden bir ruhun bulunduğunu unutmamak gerekir.

 

Hücrelerin manyetik alanlarına hakim olarak, onlara ihtiyacı olan talimatı verip bir iş yaptırdığı zaman, o hücrelerin yaptığı işin kendi zamanı dışında meydana geldiğini biliyorsunuz. Hücrelerin zamanıyla, varlığın kendi içinde bulunduğu zaman birbirine uymaz, uysaydı hücreler kendi titreşim seviyesinde bulunuyor demek olacaktı ki o zamanda direkt bilgi alacak ve şuur dışı diye bir şey olmayacaktı.

 

Onun için, farklı zamanda meydana gelen hareketlerin teknik bilgisi, hakim olduğu o hücre topluluğunun toplam manyetik alanı üzerinde tecrübe olarak birikir. Bu bölge, hücre topluluğunun manyetik alanıyla öz varlığın arasında kalır. Bu tecrübeler birikirken her gün uyku esnasında günü özetler şekilde biriktiğini biliyorsunuz. Bu tecrübelere kıyas bilgileri ve biriktiği bölgeye de  şuur dışı denmiştir.   

 

Öz varlık, manyetik alanlarından hakim olduğu hücrelerin varlıklarını geri çektiği zaman beden ölür. Öz varlığın hakim olduğu hücrelerin, beynin en gelişmiş bir kısım hücreleri olduğunu biliyorsunuz. Bedenin diğer hücreleri misafir olarak davet edilip kendi ihtiyaç duydukları tatbikatları yaparlar ve sonra dağılarak kurulmakta olan diğer bedenlere giderler. O misafir hücreleri davet eden öz varlık değil, öz varlığın hakim olup talimat verdiği beyin hücrelerinin varlıklarıdır, ve bu hiyerarşi yukarıdan aşağıya inmektedir. Bu varlıkların zekasını beden boyuna bakarak ölçmemek gerekir. Bunları görebilmek için çevrede bulunan her çeşit bedenin derin bir dikkatle izlenmesi gerekir.

 

Öz varlık bedeni bıraktığı halde şuur dışındaki bilgilere hala sahip olur, çünkü bu bilgiler hücrelerin manyetik alanları üzerindedir. Beden olmadığı halde buradaki bilgiler de hala kendi dışında bulunan dünya bilgileridir. Öz bilgi elde etmek için onları oradan alması gerekir.

 

Daha önce öğrenmiş olduğunuz spatyom hayatının niçin gerekli olduğu burada ortaya çıkar. Şuur dışındaki bilgilerin hakkıyla çekilip alınması için dış dünyayla bağlantısı kesilir. Bilgilerin alınmasına engel olabilecek yabancı fikirlerin girişlerine izin verilmez. Bu güvenliği sağlayan sorumlu varlıklar sayesinde bu bilgileri oradan alıp öz bilgiye çevirir. Bu işlem bitince öz varlık için, şuur dışı mekanizması da fonksiyonunu tamamlar.

 

Eğer varlığın yeni bir beden kurması gerekiyorsa hakim olduğu beyin hücrelerinin varlıklarına talimat verir ve onlar da kendilerine hücreden bir beden kurarlar. Beyin hücresi varlıklarının kurduğu bedenler, yani bir kısım beyin hücreleri yine öz varlığın zamanı dışına çıkar. Bu varlıkların ortak tatbikatlarının tecrübeleri hücre varlıklarının toplam manyetik alanı üzerinde tekrar birikmeye başlar. Daha önce kullandığı bedenin şuur dışındaki bilgiler, spatyomda öz bilgiye çevrildiği için bu yeni kurulan şuur dışı sahasında o bilgilerden eser bulunmaz. Fakat o bilgilerden kullanılması gereken materyal olursa, o zaman da şuuraltından öz bilgi olarak çekilir ve dünya anlayışına hitap edebilmesi için yeni kurulan şuur dışında birikmiş olan yeni materyaller araç olarak kullanılır.

 

Her defasında beden kurarken, beyin hücrelerinin kendi varlıklarının da kendi çapında, ihtiyacı olan tatbikatları yaptığını unutmamak gerekir. Bu beyin hücresi varlıkları, kendilerinden aşağıda olanları otomatik olarak geliştirdikleri gibi kendi varlıklarına hakim olan öz varlık tarafından da geliştirilirler. Bunların düzenli geliştirilmesi, öz varlığın maddi gelişim imkanlarının da düzenli artması demektir. Eğer öz varlık her defasında acemi varlıkları toplayıp beyin kurmaya kalkarsa, kazanılan tecrübenin devamını bu varlıklar yerine getiremez. Öz varlığın yapacağı tecrübeleri aşmış, çok gelişmiş beyin hücreleri varlıkları da ihtiyaç duymadıkları bir tatbikatı yapmaz, yani geriye dönüş yoktur. Onun için bedenler kurarak elde edeceği öz bilgiler, öz varlığı sınıf atlatana kadar bedenleri kuran o beyin hücrelerinin varlıklarını asla bırakmaz.

Şu anda öz varlık, bir çok bedenler kurdurarak her defasında şuur dışında biriken bilgileri çekip çevirerek, ihtiyaç duyulan seviyede öz bilgilerini artık tamamlamak üzeredir. Bu öz bilgilerin tamamlanabilmesi için her kurduğu hücre topluluğunun, yani beyin hücrelerinin ve dolayısıyla bedenlerin ölmesi gerekir. Bu olaya biraz geniş açıdan bakalım. Öz varlık kazandıklarını alacağı için bu durum onun açısından mutlu bir olaydır. Ya öz varlığı temsil edip de bunları bilmeyen bir insanın durumu!. Diğer yandan varlık plan yaparken ne kadar zaman sonra bu planın sona ereceğinin yaklaşık hesabını da yapar. Bedenlenince bedeni ölümsüz yapmak gibi bir hevesi bulunmaz. Fakat, bir insanda ölümsüz olmak hevesi veya hep mutlu kalmak isteği ortaya çıkmaktadır, planda olmadığı halde bunun kaynağı nedir?. İşte bunlar, öz varlığın bedenler kurma görevinin sonuna yaklaştığı sevincinin dünyada ortaya çıkan yansımalarıdır. İnsan, peşinde koştuğu bu şeylerin ne ifade ettiğini öğrenirse uyanır.

 

Varlığın öz bilgileri istenen düzeye ulaşınca hakim olduğu hücrelerin varlıklarını serbest bırakır. Çok zorlu geçen insanlık alemini, daha doğrusu sonsuz görünen hidrojen alemi safhasını artık bitirmiştir. Bundan sonraki yolculuğunda aralarında uçurum gibi bulunan maddelerin zaman farklarından dolayı, otomatik olarak kurulan şuur dışı mekanizmasına veya sahasına ihtiyaç duyulmaz.

 

Şu anda dünyada yaşadığımız hayat, öz varlığın öz bilgilerini artırarak vazife planlarına geçmek için yaptığı son bireysel hazırlıklardır. Bu hazırlıklar da, hakim olduğu bedenin irade hürriyetine bağlı olarak er veya geç mutlaka tamamlanacaktır. Seçilen yolun uzun veya kısa olması fark etmez, fakat hedefe ulaşmak mecburiyeti vardır. Bunu zorlaştırmak veya kolaylaştırmak insanın doğru yolu gösteren vicdanına kalmıştır.

 

Şunu hiçbir zaman unutmamak gerekir ki öz varlık her işi kendisi tek başına yapamaz. Onun her adımında ona yardım eden, elinden tutan daha gelişmiş varlıklar daima vardır. Vazife planlarına geçmiş olsalar dahi daha üstün varlıkların daima himayesi altında bulunurlar. Bu durumu sezebilmek için öncü, güdücü, dirijan, veya sevk edici tesirler olarak izah edilen tesirlerin fonksiyonlarından, vazife planlarına geçmiş olan varlıklara nasıl yardım yapıldığını hatırlamak yeterlidir. Hiçbir varlık hiçbir zaman tek başına veya himayesiz bırakılamaz. 

Free Hit Counter (01.01.2016)

Copyright © 2016. The Last Knowledge.
Bu site özeldir ve ticari amaç taşımaz.