Özel Notlar

LK banner 2016

15:57:17
 3/05/2024

Düşüncelerin farkında olmanın beden ve çevre ilişkileri üzerinde ne kadar çok büyük etkileri olduğunu biliyorsunuz. Her insan düşünür fakat bazıları da nasıl düşündüğünü düşünür. Düşüncelere hakim olmayla ilgili birçok bilgiler bulmak mümkün. Ayrıca düşüncelere hakim olmak o kadar kolay olsaydı, yıllarca uğraşan insanlar birkaç basit yöntem bulur ve herkes düşüncelerini çoktan kontrol altına almış olurdu. Bu kadar sabırlı ve gayretli uğraşılara rağmen, sonuçta hakim olanın kim olduğunu görebilirsiniz.

Şu anda bile duygu ve düşüncelerin ne olduğu hakkında yeterli bilgiye sahipken onları hala kontrol edemediğimizi, tam tersine onların kontrolü altında olduğumuzun farkındayız. Burada biraz duralım, bu düşüncelere hakim olmanın zorluğu nereden kaynaklanıyor veya bu zorluğu kolay hale getirecek olan şey nedir?.

 

Düşüncelerin gerçekte ne olduklarıyla ilgili verilen yeni bilgiler olacaktır. Bu bilgiler bin sene önce verilseydi daha iyi olmaz mıydı, ne faydası veya ne zararı olurdu?. Tekamül seviyelerini, hayat planlarını, ihtiyaç duyulan ve maddi tatbikatı zorunlu olan büyüme aşamalarını düşündüğünüz zaman bu sorunun cevabını kendiniz bulabilirsiniz. Ve, her bilgi yerli yerinde ve zamanında verilmelidir, sonucunu çıkarırsınız.

 

Bunun yer ve zamanını ölçüp biçen ve ayarlayan üst planlardaki yüksek varlıkları da ayrıca düşünmek gerekir. İnsan, insan olmadan evvel dahi, bu varlıklar vazife başındaydılar. İnsan bedeni yüzlerce kez doğar, ölür, aradan on binlerce yıl geçer. Fakat bu çağın insanlığının başı dahi, bu varlıklar için daha dün gibidir, bu nasıl olur?. Zaman ve mekan hakkında verilen bilgiler bu durumu açıklamaktadır. Bu konuda bilgiye sahip olanlar bu durumları bilirler.

 

İnsanların ihtiyacı olan şeylere bu yüksek varlıklar ihtiyaç duymaz, dünya hayatında bir insanın yaşadığı, anladığı, bildiği, her ne varsa hiçbir şeyini bu varlıklar bir insan gibi yaşamaz, anlamaz ve bilmez. İnsana yanlış görünen her şey onlar için başka bir şey ifade eder. Onun için, onlara hiçbir şey veremezsiniz, bir tavsiyede bulunamazsınız veya dünyada olmadıkları için hatalı olduklarını düşünüp bir yol gösteremezsiniz. Çünkü insanlığın şu anda yürüdüğü bu yolları onlar çoktaan geçtiler. Bu bilgiler insanın mevcut durumu hakkında sezgiler verir. Ancak, ruhen büyümek istiyorsanız, veya gerçeğin ne olduğunu öğrenmeye ihtiyacınız varsa yardımlarını talep edebilirsiniz veya var oldukları için onları, hatta onların da üzerinde olanları minnetle anarsınız. Bu anma hareketinin şuuruna varmak dahi, geniş bir idrake sahip olmayı gerektirir. Eğer kişisel bir yardım söz konusu olacaksa bu arzunun ya da ihtiyacın samimiliği veya liyakati oranında, bu yardımların yolları da açık olacaktır. Bu bilgilerin anlaşılması birçok parçayı birbirine bağlar.

 

Şimdi, ilahi nizam ve kainat kitabında verilen kıymetli birkaç bilgiyi kısaca hatırlatalım. Ayrıca insanların, dünya dışından verilmiş olan bilgileri hemen anlayamaması da doğaldır. Temel olarak verilen bilgilerin biraz orasını, biraz burasını anladıktan sonra, merak gidermenin dışında, gerçekten öğrenme ihtiyacı devam ediyorsa bir eksiklik hissedilecektir. Bu eksiklik, öğrenilen bilgilerin birbirine bağlanarak idraken bir tatmin duygusu meydana getirmediği içindir. Öğrenmeye devam ettikçe ve bilgi parçaları tamamlandıkça, beklenmeyen bir zamanda bu bilgilerin yavaş yavaş birbirine bağlandığını ve yerine oturduğunu fark edeceksiniz. Hissiyatınıza göre bilgilerin önce dörtte ikisi, sonra dörtte üçü, daha sonra hepsinin yavaş yavaş birbirine bağlandığının farkında olursunuz. Ve sonunda, bilgiler yerlerini bulup birbirine bağlandığı anda gerçekten her şeyin birbirine bağlı ve bir bütünün parçaları olduğu, hatta görünen her şeyin aslında bütünün çok küçük bir kısım saçakları olduğu, maddenin türlü imkan ve yetenekleriyle ruha nasıl hizmet ederek bir akış içinde bulunduğu bilgisinin yüksek sezgisini de kazanırsınız.

 

Bu derin sezgiyi kazandıracak olan, dış kaynaklı bir bilginin ifade ettiklerini bir anda kavramak veya bunun sezgisini hemen kazanmak herkes için mümkün olmaz. Bu durum ne aceleye getirilir ne de yarışa sokulur, fakat sabırla gayret göstermek, düşünmek, anlamaya çalışmak, şarttır. Hiçbir gayret boşa gitmez, bu gayretin derecesine göre de erken veya geç bir zamanda bilgiler anlaşılacak ve bunun sezgisi kazanılacaktır. Ayrıca bu bilgilerin kimlere hitap ettiği kitapta da açıkça yazılmıştır ve, ‘ileri tekamüllerine devam etmek ihtiyacı içinde susamış insanların, şiddetle aradıkları ve bekledikleri bilgileri ihtiva etmektedir’ denmiştir. Herkes liyakati oranında yol alıyor. Şimdi düşünce farkındalığına dönelim.  

 

Aslı, bir madde akışı üzerinde olan bir fikrin, akla gelir gelmez onun manası üstünde durmadan, nasıl geldiği incelenirse veya nasıl bir şey olduğu gözlemlenirse, o kadar ince, o kadar hafif, ve bir o kadar da hızlı hareketlere sahip taşıyıcı bir maddenin üzerine bir bilgi parçasının yüklenerek gelmesi ve bu bilgi kırıntılarını taşıyarak getiren maddelerin hızı izleyeni şaşırtabilir. Havada dağılan koku da ince bir madde akışıdır, hava da kokuyu taşır fakat, o kadar çok hızlı hareket eden ve fikirleri taşıyan maddelerin yanında bir o kadar yavaş ve bir o kadar da kaba kalır ki bunların hareket hızı fikir hareketleriyle kıyas edilemez. Koku, insan bedenine göre ne kadar ince bir maddeyse fikir taşıyan maddelere göre de o kadar çok kaba kalır.

 

Varlığın dünyadaki amacı öz bilgi materyali toplamaktır. Bu materyalleri toplamak için bir aracı olan bedeni ve bedeninde bulunan duyu organları vardır. Havada yayılan kokuyu her insan alır. Fakat, bazen bir bilginin anlaşılmasında yardım amacı taşıyan örnek olaylar meydana getirilebilir. Beynin kokuyla ilgili yorum ve analiz bölgelerine bir varlığın yaptığı etkilerle veya gönderdiği tesirlerle gerçekte var olmayan çeşitli kokular algılanabilir. Bu sanal koku algılama mekanizmasını daha yüksek titreşimde bulunan fikir trafiğinden ve mekanizmasından ayrı tutmak gerekir.

 

Bu fikirleri izlemeye devam edecek olursanız, bilgi kırıntısı olan her bir fikrin, dünya maddelerinden mi yansıdığını, başka bir boyuttan mı gönderildiğini veya kendi şuur dışınızdan mı kaynaklandığını ayırt etmeye dahi fırsat bulamadan, hızla peş peşe gelerek saniyeler içinde bir düşünceyi meydana getirdiğini ve bu düşüncelerin bir sonrakine uyumlu ve yumuşak bir geçişle bağlandığını, ayrıca düşüncelerin lineer bir sıra takip ederek süreklilik kazandığı da dikkatinizi çekecektir. Yani anlam taşıyan bir fikir, bir madde üzerinde taşınırken o taşıyıcı maddenin titreşimleri, yani hareketleri, ve bu her bir hareket aralığı mesafesinde kalan gecikme, ve bu gecikmeden dolayı ortaya çıkan o maddeye bağlı zaman, taşıdığı fikirleri o maddeler kendi zaman akışı içerisinde mecburen arka arkaya sıralarken, olduğu noktadan itibaren fikirlerin öncesi ve sonrası ortaya çıkar. Yani meydana gelen düşüncenin o noktadan itibaren geçmişi ve geleceği ortaya çıkar.

 

Farklı kaynaklardan çıkıp gelen fikir hareketlerinin tümüne birden hakim olan varlıklar vardır. Bu seviyedeki varlıklarda bu fikirler, arka arkaya meydana gelen lineer bir düşünce oluşturmaz. Varlıkların yapısı kullandığı fikir maddelerinden çok daha incedir. Bu varlığın, daha önce anlatılan dünya zamanı ve mekanı üzerindeki kürevi zaman ve mekan içerisinde bulunmasından dolayıdır ki, onda meydana gelen her şey insan idraki dışında kalır.

 

Fikir trafiği ne zaman kesilir?. Varlığın bedeni olduğu sürece bu bedeni kontrol eden, yönlendiren veya bir işi yapma eğilimini de hazırlayan fikir trafiği devam eder. Beden bırakılınca, yani insan ölünce fikir trafiği geçici olarak kesilir. Daha doğrusu fikir trafiğine hakim olan görevli varlıklar bu akışı kendi manyetik alanlarıyla kapatırlar veya varlığı koza gibi sararlar. Sadece nefes borusu gibi bir kanalı maksatlı olarak açık bırakırlar, ki bu kısım da varlığın ruha bağlı olan tarafıdır. Bu bilgiler, görevli varlıkların gerekirse orayı da kapatabilecek yetenek ve bilgileri olduğunu ortaya çıkartır.

 

Dışarıdan hiçbir tesir gelmeyince dünyada yaşananlar otomatik olarak tekrar hatırlanır. Unutulmuş hiçbir dünya hatırası kalmaz ve tek taraflı bir bilgi dönüşüm işlemi başlatılır. Hatıraların, dünya hayatındaki bilgilerin bir özeti niteliğini taşıdığını ve şuur dışında biriktiğini biliyorsunuz, bunlara kıyas bilgisi  denmişti. Şuur dışı, bedenli öz varlık bedenini terk etmeden önce varlığın da, insanın da ulaştığı bir bölgede yer alır, veya bu bilginin tarif ettiği gibi bir bölge, beden kurma aşamasındayken otomatik olarak meydana gelir.

 

Şuur dışına kayıt ancak beden varken yapılır, bilgi kaynağı olan beden yoksa bu işlem durur. Varlık, şuur dışındaki hatıraları teferruatıyla tekrar yaşarken vicdan mekanizmasını kullanır. Doğumundan itibaren hatta daha öncesinden başlayıp bir sıra takip eden hayatın özet hatıraları, yani kıyas bilgileri, bu mekanizmayla kürevi zamana dahil olan hatıralara dönüştürülür. Ve bu hatıralar form ve boyut değiştirdiği için artık insan idraki onları kavrayamaz. Bunlara öz bilgi denmiştir. Eğer, bu öz bilginin çok küçük bir parçası oradan alınıp dünya zamanında açılacak olursa, bir saniyede görüp günlerce anlatacağınız güzel bir rüya gibi açıldıkça açılacaktır. Zor kazanılan bu kıymetli öz bilgiler öz varlığın manyetik sahası içinde saklı bulunur ve bu sahaya da şuuraltı denmiştir.

 

Fikir taşıyan maddeler veya enerjiler, yüksek titreşimlerinden dolayı varlıklara diğer yoğun maddelerden daha yakın bulunurlar. Varlıkların çok rahat kullandıkları bu maddelerin veya enerjilerin ilk hidrojen atomlarının çıkardığı çok ince maddi partiküller veya enerjiler olduğu artık herkes tarafından bilinmektedir.

 

Bedenli bir insanın bu yüksek titreşimli maddeleri kullanan elleri, imajine etme yeteneğidir. Bu arada, bu kadar bilgilerden sonra düşünce hareketlerinin sebep sonuç yasalarına göre meydana gelmesi ve sebeplerin bir sorumluluk doğurması gerektiği bilgisi de ortaya çıkacaktır. Düşüncelerin sebep sonuç yasalarına göre meydana gelmesi düşünce eylemini yapana, daha doğrusu imajinasyon eylemini yapana o imajinasyonun sorumluluğunu da yükler.

 

Fakat, hiç bir sorumluluk sonsuza dek sürüp gitmez. Nasıl ki sevginin fonksiyonu bir varlığı üst bir seviyeye ulaştırınca bilinen fonksiyonunu tamamlıyor ise, bir varlığın gösterdiği gayretlerle kazandığı sorumluluğu da o varlığı bir üst seviyeye ulaştırınca fonksiyonunu tamamlar. Yani bir varlığı bir işi dört dörtlük yapma liyakatine ulaştıran şey sorumluluktur. Bu liyakate ulaşınca varlık yaptığı işten artık sorumlu tutulamaz, çünkü yapılması gereken o iş, yapılması şart olan bir iş olur ve o bunu hiçbir sorumluluk hissetmeden kusursuz olarak yapar. 

 

Radarınızı, yani dikkatinizi hangi hedefe çevirirseniz doğal olarak o yerden çıkan sinyali, yani o yerin tesirlerini alırsınız. Dünyada bedenli bir insan, kendisi için veya diğerleri için her ne yapıyor olursa olsun, yada ne düşünüyor veya ne konuşuyor olursa olsun, kullanmakta olduğu enerjinin niteliği tespit edildiği takdirde, veya hangi tür tesirin altında bulunduğu anlaşıldığı takdirde, düşüncelerinizin farkında olduğunuz için, o tesirlerin kendi kalitesi derecesinde sizde otomatik olarak meydana getireceği düşüncelerin akışına sürüklenmez veya herhangi bir maksat için yönlendirilmezsiniz.

 

Düşüncelerinizin sorumluluğu size aittir. Bu sorumluluğu üstlenmek için de düşüncelerin farkında olmak gerekir. Bu farkındalığın artışı, düşünceler hakkındaki sorumluluğu da artırır. Farkında olmadığınız bir hareketi ne kontrol edebilir ne de ona hakim olabilirsiniz.

 

Bununla birlikte, pratik hayatta her an her saniye düşünce izlenmez, dikkatiniz fikir akışları üzerindeyken bir iş yapamazsınız. Örnek olarak, araç kullanırken telefon kullanmanın nasıl dikkati ikiye ayırdığını biliyorsunuz. Fakat, zaman ayırıp düşüncelerinizin niteliğiyle ilgilenirseniz, beden ve çevre sağlığı da dahil, tüm ilişkilerin nasıl kontrol edildiğini de fark edeceksiniz.

Free Hit Counter (01.01.2016)

Copyright © 2016. The Last Knowledge.
Bu site özeldir ve ticari amaç taşımaz.