Hayatın derinliklerinde bulunan gerçeklerin bulanık sezgisi, her geçen gün içerisinde biraz daha netleşmektedir.
Dünya hayatında yaşanan hallerin gerçek manası ve bu mananın kaynağı, ruhta bilinmeyen bir davranışın maddeye yansıması olarak anlatılmıştır. Yani ruhtaki bu davranış, maddi bir ortamda ifade edilmek istendiğinde, bu ortam eğer insan ise bir insanın yaşadığı çok çeşitli ruh halleri olarak ortaya çıkmaktadır. Maddenin imkanlarıyla birlikte, ki bu imkanlar ruhun tekamülüyle paralel olarak gelişmektedir,
onlara bağlı zaman ve mekan kavramlarını da göz önüne alarak, bu bilginin çok derin düşünülmesi, insan hayatının derinliklerinde bulunan gerçek sırların sezgisini de ortaya çıkaracaktır.
Bazı bilgiler; insanların çiçeklere, böceklere veya mercek altında bunların hücrelerine bakarak bulabileceği bilgiler değildir. Onları otomatik olarak yaşatan asıl varlıklarının kime, nasıl ve ne maksatla hizmet ettiğinin gerçek bilgisi, onların davranış şekillerinde bulunmaz. Gerçek amaçları görünen hareketlerin arka planında saklı olduğu için arayıp bulunamazlar. Bunların dışarıdan yani yukarıdan verilmesi gerekir. Fakat, yaşayan bedenlilerin kendi var oluş sebeplerini öğrenmeye çalışmaları, veya öğrenmeye çalıştıkları bu bilgilerin kendilerine verilmesi bir takım hak ve liyakati de gerektirir. Şimdi, hayatın derinliklerinde bulunan bu önemli konu üzerinde biraz duralım.
Dünya hayatında yaşanan olayların, bedeni bırakınca nasıl öz varlık tarafından öz bilgiye çevrilip varlığın öz idrakiyle ruha yansıtıldığı ve ruhtaki bilinmeyen bir davranışın tekamülünü sağladığı bilgisi ayrıntılarıyla anlatılmıştır. Bu tekamül kaydeden davranışın, bir de otomatik olarak geri yansıması olacaktır, ki bu durumda varlık her defasında kaldığı yerden devam edecektir. Bir varlığın gelişmişlik düzeyi onun kazancıdır. Daha doğrusu, bir varlığın gelişmişlik düzeyi, ona hakim olan ruhtaki bilinmeyen bir davranışın tekamül etmiş seviyesinin o varlığa geri yansımasıdır. Varlığın gelişmişlik düzeyi derken, aslında o, ruhta bilinmeyen bir davranışın tekamül düzeyini yansıtmaktadır. Kısaca, varlık idrak eder ruh tekamül eder, ruh tekamül edince bu varlığa geri yansır gelişmişlik düzeyi artar. Varlık tekrar idrak eder ruh biraz daha tekamül eder, ruh biraz daha tekamül edince bu varlığa tekrar yansır ve varlığın gelişmişlik düzeyi biraz daha artar, her ikisinin yükselişi paralel olarak devam eder.
Varlıkların birinin ilerde birinin geride bulunmasını belirleyen şey ona bağlı olan ruhun tekamül seviyesidir. Hiçbir varlık en geriden veya hak etmediği çok ileri bir seviyeden başlayıp yoluna devam etmez. Ayrıca, üniteye kadar giden yolun, yani kainat idaresine kadar çıkan yolun geri dönüşü de yoktur.
Dünya hayatında zaman zaman bazı bedenli varlıklar, bu uzun yolda ilerleme kaydedemez, yerinde saymaya veya geriye kaymaya başlar. Dünya hayatı son hedefe göre daha yolun başı sayılır. Bu geriye kayma konusu üzerinde, biraz duralım. Geriye kayma tekamül prensiplerine aykırı olduğu için buna izin verilmez. O varlıkların yardımcıları bu durumu görünce o yolda ilerlesin diye farklı bir yürüyüş planını devreye sokarlar. Birinci hayat planı, o varlığın ihtiyaç duyarak yaptığı bir plandır. Fakat ikincisi, böyle başarısız bir durum ortaya çıktığı zaman o varlığın yardımcılarının yaptığı bir plandır. İkincisi, birinci planın geriye kayışını önlemek veya telafi etmek için yapılır. Bu ikinci kurtarma planının dünyada nasıl göründüğüne bakacak olursak..
Eğer varlık kendi yaptığı planında ilerleme kaydedemez ise yolunda görünen hayatın akışı bir anda bozulur. İnsan ne kadar önlem alırsa alsın, insan hayatını alt üst edecek olaylar, her insanın dikkatini çekecek şekilde gelip onu bulur. İkinci planın devreye girmesi halinde bunu fark edip hemen durdurabilecek o insanda bir tek mekanizma vardır. Zaten doğru yolda yürümeyi sağlayan bu mekanizmayı çalıştırmak için o ikinci plan hazırlanmıştır, ve bu vicdan mekanizmasıdır. Kıymetini bilmek için vicdan mekanizmasının ne olduğunu gerçekten çok iyi öğrenmek gerekir. Çünkü dünya hayatının can yeleği gibidir ve insanlar da dünyada bulunmaktadır.
Eğer insanın niyeti, bunu göz ardı edip tek derdi başına gelen bir beladan kurtulmak ve eski halini sürdürmek olur ise, devreye giren bu plan artık bir sonuç getirene kadar işlemeye devam edecektir. Değişme vaadi, süre tanıma gibi herhangi bir sözleşme artık yapılamaz. Değişmiş gibi görünme, kendini acındırma, veya herhangi bir role bürünme de işe yaramaz. Varlığı aldatma gibi bir durum zaten olamaz. Ne pahasına olursa olsun, hayatı kararsa dahi ondaki bu mekanizmayı zorla çalıştırmak, onun iyiliği için, yoluna devam edebilmesi için, planını yerine getirmesinden sorumlu olan yardımcı varlığın ona yaptığı çok büyük bir yardımdır. Yardımcı varlık bu yardımı yapmakla yetkilidir, ona karşı bir cephe alamazsınız. Vazife planı elemanı olan bu yardımcı varlığın arkasında, onu destekleyen sonsuz sayıda varlıkların bulunduğunu unutmamak gerekir. Hatta bu destek üniteye kadar çıkmaktadır. Varlığa karşı cephe almanın ruha karşı cephe almak demek olduğunu ve bunun da imkansız olduğunu idraki biraz gelişmiş her insan kavrar.
Fakat, vicdanını göz ardı eden kişiye bunun bir yardım olduğunu, iyiliği için başına geldiğini, vicdan sesini dinlemesi gerektiğini anlatabilirseniz, kendisine hak vermediğiniz için önce size değişik bir biçimde bakacaktır. Değişmek için belki gayret edecektir veya etmeyecektir, fakat her türlü seçim o insanın irade hürriyetine bırakılmıştır. Hiç kimse onun atması gereken adımı onun yerine atamaz.
Aksi istikamette gösterilecek çabaya göre, yani değişimi reddetip isyan etmeyi büyüttüğü takdirde, kurtarma planı sonuç verene kadar ağır olayları üzerine çekerek onu bir çıkmaza sokacaktır. Ne pahasına olursa olsun en sonunda değişmek mecburiyeti doğacaktır. O insanın çevresindekilerle birlikte bu durumun çok boyutlu düşünülmesi gerekir. Şimdi, hayatın derinliklerinde bulunan bilgilere dönelim.
Ruhtaki bilinmeyen bir davranışın tekamül etmesi için, öz bilgiye ihtiyaç duyulmaktadır. Öz bilgi öz varlık tarafından elde edilebilecek bir bilgidir. Öz bilginin ne tür bir bilgi olduğu da meçhuldür. Öz varlık, ruhun ihtiyacı olan öz bilgiyi nasıl elde edebileceğinin planlarını yapar ve dünyada veya bu fonksiyonu yerine getirebilecek başka gezegenlerde bedenlenir. Dünyada veya diğer gezegenlerde öz bilgi materyalleri, o gezegenin materyallerinden toplama, bedenli hayat içinde, o zaman ve mekanın kuralları neleri gerektiriyorsa o kurallar içerisinde biriktirilerek sağlanır. Bu arada birçok bedenler kullanılır. Bu birikim yani öz bilgi, beden imkanlarına ve irade hürriyetine bağlı olarak uzun veya kısa zamanda istenilen düzeye kadar o gezegende tamamlanır. Ruhtaki bir davranışın maddeye yansıması bilgisini düşünürken, aradaki bu boyutları ve bu bedenlenme süreçlerinde ortaya çıkan çok çeşitli ruh hallerini ve davranış şekillerini de göz önünde bulundurmak gerekir.
Hayatta meydana gelen her şey ‘bir varlığın her hareketi, her kıpırdanışı kendisinden olmayan bir durumun ifadesidir’, veya ‘ruhun kendi planında mevcut, bilmediğimiz sonsuz davranışlarının kainatta madde imkanlarına göre fikri, hissi ve hayati formlarla çevrilmiş eşleridir’, veya ‘ruhta mevcut olan, mahiyeti kainat sakinlerince meçhul bir davranışın maddedeki teknik ifadesidir’ bilgileri idrak edildikçe, hayatın derinliklerini ifade eden bu bilgilerin kıymeti çok daha iyi bilinecek ve gerçekten insanlığın var olma sebebinin ve neye hizmet ettiğinin sezgisi uyanacaktır..