Notlar

LK banner 2016

22:50:14
 26/04/2024

         Dünyaya verilen son bilgilerde, enkarnasyon kavramının insan varlığının bedene bağlanması olayını tam olarak ifade etmediği fakat, hücreler içine zorla sokulan ve onlara bağlanan daha basit varlıklar için kullanılabileceği belirtilmektedir. Varlıkların bedenlere bağlanma şekilleri hakkında verilen bilgilerden bazılarını kısaca ve basitçe ifade etmeye çalışalım.

         İnsan bedeniyle dünyada bedenlenmiş her varlık, belli bir zaman sonra bedenini terk ederek spatyom ortamına çekilmektedir. Spatyom ortamında dünya hayatında kazandıklarının hesaplarını yapan varlık, vazife planlarına katılacak bir tekamül düzeyine henüz ulaşamamış ise tekrar dünyaya dönerek bunu tamamlaması gerekmektedir.

         Varlıklar hiçbir zaman hiçbir ortamda çaresiz ve yalnız bırakılmamaktadır. Dünyaya inerek insan bedenlerine bağlanmaya ve tekamüllerini artırmaya ihtiyaç duyan bütün varlıklar, ancak yüksek vazifeli varlıkların yardım ve talimatlarıyla yeni bedenlere bağlanabilmekte, ve o yeni bedenler de yeni anneler ve babalar sayesinde sıfırdan kurulmaktadır. Yani varlık yukarıdan inip de dünyada yaşayan her hangi bir insan bedenine doğrudan doğruya bağlanmamaktadır.

         Yüksek vazifeli varlıkların talimatları yerine getirilmesi mecburi talimatlardır. Ve, vazife planlarına hazırlanan bütün varlıkların her birinin de birer vazifeli yardımcı varlığı bulunmaktadır. Bir varlığın dünyada bedenlenmesi için yukarıdan bir talimat verildiği zaman, vazifeli yardımcı varlığın yardımlarıyla yeni bir dünya hayatı planı hazırlanmakta ve varlık o planıyla dünyaya inmektedir.

         Varlık, dünyada bir bedene bağlandıktan sonra da yalnız bırakılmamaktadır. Bütün hayat planları yüksek vazifeli varlıkların gözetimi altında yapıldığı için, planın uygulama sürecine dahil olan insanların dünya hayatları da yüksek vazifeli varlıkların gözetimi altında bulunmaktadır.

         Her hangi bir dünya hayatı planı hazırlanırken varlıklar spatyom ortamlarından kurtulmuş ve uyanmış durumdadırlar. Dünyaya ne maksatla gidip geldiklerinin ve neler kazandıklarının farkındadırlar. Yani yüksek şuur ve geniş idrakli bir halde iken dünyaya inmeleri ve tekamül düzeylerini yükseltmeleri gerekiyor ise, hak ettikleri bu sonucu her varlığın kendisi açıkça bilmektedir.

         Böyle yüksek şuur ve idrak içinde bulunan bütün varlıklar, vazife planlarına katılmanın tek çaresinin dünyaya dönmek ve vazife hazırlığını tamamlamak olduğunu bildikleri için, hem gönüllü hem de istekli bir hal içinde bulunmaktadırlar. Dolayısı ile kendi hayat planlarını kendileri yapacak kadar gelişmiş ve kendi istekleriyle dünyaya gelen insan varlıkları için zoraki bir olay bulunmamaktadır.

         Vazife planlarına hazırlanmak için dünyaya inen varlıkların insan bedenlerine bağlanma şekillerine gelince; varlıkların bedenlere bağlanmaları kontrolleri altında tuttukları beyin hücreleri varlıkları aracılığı ile dolaylı yollardan gerçekleşmektedir. Hiçbir varlık kendi ortamını terk edip de dünya ortamına inmemektedir, bunu biraz açalım.

         Spatyom ortamından çıkmış ve uyanmış olan bir varlık, vazifeli yardımcı varlığın yardımları ile bir dünya hayatı planı hazırladıktan sonra, kontrolü altında tuttuğu beyin hücreleri varlıklarına kendilerine birer beden kurmaları için talimat vermektedir.

         Beyin hücreleri varlıkları da önce bedenleri olan insan beynindeki hücreleri meydana getirmektedir. İlk kurulan bu beyin hücreleri topluluğu ise insan kafasında beynin merkezini oluşturmaktadır. Materyalleri anne bedeninden sağlayan beyin hücreleri varlıkları, bedenin geri kalan kısımlarını da tamamladıktan sonra tüm bedeni olduğu gibi kontrolleri altında tutmakta ve yönetmektedirler. Yani bir insan bedeni ne kadar iri cüsseli olursa olsun küçücük bir beyin merkezi tarafından yönetilmektedir.

         Fakat, küçücük bir beyin merkezini meydana getiren hücre topluluğunun varlıkları insan varlığının hakimiyeti altında bulunmaktadır. İnsan varlığı şuurlu bir varlıktır. Bu beyin hücresi varlıklarına hakim olduğu için şuurunun bir kısmı insan beynine yansımakta ve bu yansıyan kısımlar da o insanın şuurunu oluşturmaktadır. Dünyadaki insan şuuru varlığın şuurundan kopmuş ve ayrılmış değildir. Varlığın şuuru yine tek parçadır ve varlık insanda ortaya çıkan bu şuuruyla dünyada bulunmaktadır.

         Bu bilgiye göre varlıklar, her hangi bir insan bedeninin içine girmemektedirler. Kontrolleri altında sürekli bulundurdukları beyin hücreleri varlıkları aracılığı bir insan bedenine dolaylı yoldan hakim olmaktadırlar. Onun için de beden içine girmek demek olan enkarnasyon kavramının insan varlığı için doğru olmadığı ifade edilmiştir. Enkarnasyon kavramı insan varlığı için doğru olmayınca, reenkarnasyon kavramı da insan varlığı için doğru bir kavram olmayacaktır.

Free Hit Counter (01.01.2016)

Copyright © 2016. The Last Knowledge.
Bu site özeldir ve ticari amaç taşımaz.