Dünyada yaşayan her insanın öz varlığı, geçmişten gelip geleceğe giden bir yolcu gibidir. İnsanlık alemi ise, bu yolcunun son duraklarından bir tanesidir. Öz varlıklar insanlık alemine, sayısız çeşit ve şekillerde bedenler kullanarak, bazen çok uzun bazen çok kısa ömürler yaşayarak, çok çok uzun zamanlar içinde ulaşabilmektedirler.

         Dolayısı ile varlıklar, meydana getirildikleri ilk andan itibaren belli bir bilgi ve tecrübeye sahip olarak insanlık alemine katılmaktadırlar. Kısaca, her insanın öz varlığı hesap edilemeyecek kadar uzun zamanlar önce yola çıkmış, her biri çok çok uzun zamanlar alan birbirinden farklı safhalarda bilgi ve tecrübelerini artırmış, ve sonunda bu alemin son durağı olan insanlık safhasına kadar gelmiştir.

           Öz varlıklar, yolları üzerinde bulunan insanlık safhasını da tamamladıktan sonra, burada kazanılan bilgi ve tecrübelerle daha yüksek alemlerde yolculuklarına devam etmektedirler. Bu bilgiye göre, içinde bulunduğumuz alem öz varlıkları belli bir seviyeye kadar hazırladıktan sonra onları daha yüksek alemlere uğurlamış olmaktadır.

         Gene dünyaya verilen son bilgilerde, öz varlıklara ait bilgiler dünya hayatıyla sağlandığı halde, bu bilgilerin dünyada yaşayan insanlar tarafından anlaşılamayacağı belirtilmektedir. Yani dünyada yaşayan her insanın sevgisi, saygısı, merhameti, fedakarlığı, acısı… kısacası her türlü yükün altına girerek gösterdiği çaba ve gayretlerinin sonuçları, o insanların dünya hayatlarında iken hiçbir zaman anlayamayacakları şekilde, öz varlıklarının bilgi ve tecrübelerini artırmaktadırlar.

         Ruhların tekamül ihtiyaçlarını karşılamak için yola çıkan ve insanlık alemine kadar gelen öz varlıkların sahip oldukları bilgilere öz bilgiler denmiştir. Dünyada yaşayan insanların dünya hayatlarının, daha doğrusu dünya hayatlarının meydana getirdiği dünya realitelerinin, neden insanların anlayamayacakları bir şekilde, onların öz varlıkları tarafından değişikliğe uğratıldığını kısaca ve basitçe ifade etmeye çalışalım.

         İnsan beyni bir dünya maddesidir ve dünya maddesinin kendine uygun bir zamanı ve mekanı bulunmaktadır. Bir şeyi anlama kabiliyeti olan idrak ise, dünya insanlarında beyinde meydana gelen molekül hareketiyle ortaya çıkmaktadır.

         Öz varlıklar ise süptil alemin maddeleriyle meydana getirilmiş topluluklardır ve süptil maddelerin de kendine uygun bir zamanı ve mekanı bulunmaktadır. Yani dünya insanları ile o insanları yöneten başka bir alemin öz varlıkları farklı zaman ve mekanlarda bulunmaktadırlar.

         Öz varlıklarda, insanlardaki gibi hücrelerden meydana gelmiş bir beyin bulunmamaktadır. Fakat bu süptil madde topluluğunda meydana gelen idrak, maddelerinin özelliğinden dolayı daha hızlı ve daha fazla imkanlara sahip olarak meydana gelmektedir. Öz varlıklarda meydana gelen idrake öz idrak denmiştir.

         İnsan beyni ve beyinde meydana gelen faaliyetler ise, yani dünya maddelerinde meydana gelen idrak, öz varlığın idraki altında bulunmakta ve ona bağlı olarak çalışmaktadır. Yani insanda maddi bir idrak meydana gelirken aynı zamanda onun öz varlığında da onun idrak edemeyeceği süptil bir idrak meydana gelmektedir.

         Dünya hayatının meydana getirdiği dünya realiteleri, insan beyninde meydana gelen idrake uygun olarak meydana gelmektedir. Bu realiteler öz varlığın süptil idrakine göre çok kaba kalmakta ve onun maddi yapısına uymamaktadır.

         Dolayısı ile öz varlık, dünya hayatında zar zor kazandığı bir dünya realitesinden faydalanabilmek için, her defasında kullandığı bedeni terk etmekte ve o dünya realitesini kendi ince beden yapısına uygun değerlere dönüştürmek zorunda kalmaktadır. Yoksa öz varlıklar, insanlar ne yaşadıklarını anlayamayıp merak etsinler diye, onların realitelerini kasıtlı olarak anlayamayacakları bir dile çevirmemektedirler.

         İnsanlık alemine ait yüzlerce insan realitelerini tek tek kendilerine mal eden, yani öz bilgilere dönüştüren öz varlıklar, gelişmişlik durumlarına göre vazife planlarına katılmakta veya katılmaya hazırlanmak için yarı süptil bir aleme yani sevgi alemine geçmektedirler.

         Burada, sevgi aleminin maddi özelliği öz varlıkları vazife planlarına hazırlarken, aynı zamanda öz varlık alışmış olduğu insanlık alemine ait dünya realitelerinden de uzaklaşmaya başlamaktadır. Yani geçmişten gelip geleceğe giden öz varlıklar, bu alemdeki son duraklardan birisi olan insanlık aleminden de kalkıp daha yüksek alemlerde yollarına devam etmektedirler.