Notlar

LK banner 2016

00:22:17
 3/05/2024

         Son verilen bilgilere göre kainatlar ruhların tekamül ihtiyaçlarını karşılamak için vardır, peki ya insanların bu ruhlara verdiği değerler ne ölçülerdedir? Bu konuda bazı sezgilere varabilmek için insanlığın hangi safhalardan geçerek bu seviyelere geldiğini, bu alemin üzerinde bulunan sevgi aleminin fonksiyonunu ve onun da üzerinde bulunan vazife alemlerinin neden var olduğunun anlaşılmış olması gerekmektedir. Bu konuda verilmiş olan bilgilerden bazılarını kısaca ve basitçe ifade etmeye çalışalım.

         Ruhlar, bu kainatın amorf maddeleri üzerinde sonsuzluk kadar uzun zamanlar içinde pasif ve otomatik tekamül safhalarını tamamladıktan sonra, birer varlık sahibi olma liyakatini kazanmaktadırlar. Ruhlar, birer varlığa sahip olunca pasif tekamül safhasında iken otomatik olarak harekete geçirilmiş bir iç güdü diyebileceğimiz sonsuz kabiliyetlerinden bir tanesi de sahip olduğu bu varlığa yansımaktadır.

         Bu varlık da iç güdüsel olarak hidrojen alemine ait maddelerin manyetik alanlarına hakim olmaya çalışmakta ve yardımcı varlıkların yardımlarıyla yine çok uzun zamanlar içinde hidrojen aleminde çeşitli madde ve beden toplulukları meydana getirmeye başlamaktadır.

         Bu çeşitli madde ve bedenler en basit hal ve şekillerden başlayıp en karmaşık ve zengin hallere kadar hiyerarşik bir sıra takip etmekte ve çeşitli safhaları meydana getirmektedir. Bu çeşitli safhaları meydana getiren madde ve bedenlerin tamamı hidrojen aleminde bulunmakta ve varlıkların vazifeleri için hepsi de birer hazırlık niteliği taşımaktadır.

         Şimdi, hidrojen alemindeki madde ve bedenlerle hazırlıklarını tamamlayan varlıklar bu alemden ayrılıp sevgi alemi denilen ara bir aleme geçmektedirler. Bu aleme sevgi alemi denilmesinin sebebi, giriş kapısından çıkış kapısına kadar her şeye sevgi unsurunun hakim olmasından dolayıdır.

         Fakat, buradaki sevgi unsurunun bildiğimiz sevgiden ayrı özellikleri bulunmaktadır. Buradaki sevgi unsuru dünyadaki sevgiye benzer durumlarından başlayıp vazife planlarına doğru kayarak değişikliğe uğramaktadır. Dolayısıyla bu sevgiyle yaşayan varlıklarda bir süre sonra vazife idraki ortaya çıkmakta ve varlıklar bu vazife idrakiyle bir araya gelip vazife planlarına katılmaktadırlar. Yani ara bir alem olan sevgi alemi varlıkları vazife planlarının şartlarına hazırlayıp yolcu edince fonksiyonu da orada bitmektedir.

         Şimdi, vazife planlarına katılan bu varlıklar hiçbir şüphe ve endişe taşımadan kendi istekleriyle kendilerini ruhun hizmetine adamış olan varlıklar olmaktadır. Vazife planlarında varlıklar bir işbirliği ve koordinasyon içerisinde çalışmaktadırlar, orada en küçük bir hataya veya ihmale yer yoktur. Bu varlıklar vazife planlarına kendi istekleriyle katılmakla vazife planlarının değişmez prensiplerini hiçbir şart öne sürmeden kabul etmiş olmaktadırlar.

         Bu varlıklar vazife planlarına katılmakla aynı zamanda büyük ilahi düzene yani kainat ahengine de katılmış ve o ahenkten olmuş olmaktadırlar. Kendilerini ruhun hizmetine kendi istekleriyle adamış olan bu varlıklar açık bir idrakle sonsuzluk kadar uzun sürecek olan mutlu ve huzurlu bir yola da girmiş olmaktadırlar.

         Şimdi, bir varlığın kendisini hiçbir şüphe ve endişe taşımadan ruhun hizmetine adayabilmesi için, hiçbir şart öne sürmeden her şeyinden vazgeçip feda edebilmesi için, ruhun ilahiliğini idrak edip tüm tekamül ihtiyaçlarının sorumluluğunu gönüllü olarak üstlenebilmesi için ne kadar yol kat ettiğini az önce ifade etmeye çalıştık.

         Sevgi alemi bu alemin üzerinde bir alemdir ve bir son durak değildir. Sevgi alemi varlıkların idraklerini vazife planlarının şartlarına hazırlamaktadır. Fakat varlıkların sevgi alemine katılabilmeleri için dünyadan ve dolayısıyla hidrojen aleminden temelli olarak ayrılmış olmaları gerekmektedir.

         Varlıkların hidrojen aleminden temelli olarak ayrılabilmesi için de bir hazırlık niteliği taşıyan tüm safhalarının bilgilerinin alınıp öz bilgiye çevrilmiş olması gerekmektedir. İnsanlık alemi ise bu safhaların sonuncusudur. Fakat varlıklar bu hazırlık safhalarını otomatik veya yarı idrakli olarak bitirmektedirler.

         İnsanların idrakleri vazife planlarına katılan varlıkların idrakleri gibi açık ve geniş değildir. İnsanlar vazife planlarına katılan varlıklar gibi hiçbir karşılık beklemeden kendilerini ve her şeylerini ruhun hizmetine feda edemezler. Ancak bu büyük fedakarlığı hazırlayıcı küçük tatbikatlar içinde bulunmaktadırlar.

         Fakat, insanlar sahip oldukları bilgi ve sezgileri oranında bir idrak genişliğine sahip bulunmaktadırlar. Ve, ruhlara verdikleri değerler de ancak bu idrak genişliklerine göre olacaktır. Her insanda idrak farklı derecelerde olduğu için ruhlara verilen değerler de doğal olarak farklı olacaktır.

         Dünyada yaşayan her insanın esas görevinin vazife bilgisi ve sezgisine ulaşmak olduğunu unutmamak gerekir.

Free Hit Counter (01.01.2016)

Copyright © 2016. The Last Knowledge.
Bu site özeldir ve ticari amaç taşımaz.