Notlar

LK banner 2016

22:07:53
 4/05/2024

         Dünyaya verilen son bilgilerde, kainat maddelerinin nasıl meydana getirildiği ve bu maddelerin nasıl topluluk oluşturdukları ayrıntılarıyla anlatılmıştır. Bu bilgiler topluca bir senteze tabi tutuldukları takdirde, kainatta var olan her şeyin ve dolayısıyla kainatın olduğu gibi bir topluluktan ibaret olduğu ortaya çıkmaktadır.

         Bununla birlikte, kainatta bulunmayan ruhun sonsuz tekamül ihtiyaçlarından sadece bir tanesinin bu toplulukla tamamlandığı da ifade edilmiştir. Ruhun tekamül ihtiyacıyla paralel olarak gelişen madde topluluklarının genel durumu hakkında kısaca bir değerlendirme yapalım.

         Kainatta var olan her şey bir topluluk oluşturmaktadır. Fakat ruhlar, kainata ilk defa geldikleri zaman meydana getirilmiş her hangi bir topluluğa hemen bağlanmamaktadırlar. Sadece varlığı teorik olarak kabul edilen amorf madde topluluğunun çok küçük bir parçasına, kendilerinden direkt olarak yansıtılan tesirlerle ve gösterdikleri büyük bir gayretle ancak bağlanabilmektedirler.

         Bu küçük parçaya, ünite de gönderdiği tesirlerle bağlanıp zıt bir kutup oluşturmakta ve ruhun bağlandığı parça, zıtları olan basit bir atom haline gelmektedir. Ve maddelere ait topluluk, üniteden gönderilen tesirlerle ilk defa basit bir atomun meydana getirilip ilk defa geliştirilmesiyle birlikte başlamaktadır. Yani maddi toplulukların ilki insan gözüne görünmeyen küçük bir atomda başlamaktadır.

         Ruh, bir varlığa sahip olana kadar ilk bağlandığı amorf madde parçasından, yani kendi içinde bir topluluk oluşturmaya başlamış ilk atomdan artık kopamamaktadır. Bu atomlar geliştirilirken yarı süptil ve süptil maddeler yaymakta ve bunlar da ayrıca bir topluluk oluşturmaktadırlar.

       Ancak atom süptil madde yayacak kadar geliştirilince ruhun tesirleri atomdan kopartılmakta ve süptil maddelerden meydana getirilmiş ayrı bir topluluğa bağlanmaktadır. Yani ruhun kainat içerisinde bir araç olarak kullandığı varlığı da süptil maddelerden meydana getirilmiş bir topluluk olmaktadır.

         Bu topluluk, yani varlık, geliştirilmekte olan atomların manyetik alanlarını kullanarak yine madde toplulukları meydana getirmektedir. Yani varlığın hareketlerine uzaktan bakınca, ince bir madde topluluğu kaba bir madde topluluğunu meydana getirmektedir. Şu an içinde bulunduğumuz alem ve insan bedenleri dahil her şey, atomların manyetik alanları kullanılarak meydana getirilmiş olan kaba bir madde topluluğu olmaktadır.

         Süptil bir madde topluluğu olan varlıkların, kaba bir topluluk olan bu alemle işleri bittiği zaman, onların bireysel topluluk durumları da değişmeye başlamaktadır. Yani varlıklar bu alemden mezun olunca süptil alemlerde birbirleriyle birleşmeye başlamakta ve sürekli büyüyen ve genişleyen ayrı bir topluluk meydana getirmektedirler.

         İçinde bulunduğumuz bu kaba alem galaksileriyle, nebülözleriyle, insanlar için çok büyük ve sonsuz gibi görünmektedir. Fakat, bu alemin çok üzerinde bulunan ve görünmeyen süptil alemlerde meydana gelen topluluklar kıyas edilemeyecek derecede büyüyüp gelişmektedirler. Bu, süptil alemlerdeki sonsuz topluluklar konusu organizasyon sistemleri ve tesirler hakkında verilen bilgilerle açıklanmıştır.

         Kısaca temel olarak, ruh bir atoma bağlanır ve o atom kendi içinde bir topluluk oluşturur. Sonra, süptil maddelerden bir topluluk meydana getirilir ve ruh bu süptil madde topluluğuna bağlanır. Ruh, bu süptil madde topluluğunu kullanarak kaba madde topluluğunu yani bu alemin topluluğunu meydana getirir, ve bunun sağladığı tecrübe ve tekamülle bu sahadan çekilir.

         Sonra, süptil madde toplulukları yani varlıklar kendi aralarında topluluklar meydana getirmeye başlarlar ve bu topluluklar maddenin tüm varyasyonlarını kapsamı içine alacak kadar büyür. Sonsuzluk kadar bir zaman sonra bu varlıklar son safha olan üniteye kadar ulaşırlar ve kainata hakim olurlar.

         Varlık, kainat idare mekanizmasında yerini alınca ona bağlı ruhun sonsuz tekamül ihtiyaçlarından sadece bir tanesi, bu son safhada karşılanmış olur. Daha sonra ise ruh, varlığını terk ederek tamamlamış olduğu tekamülüyle daha üst bir kainata geçer. Bir enerji halinde bulunan varlığı da dağılır.

         Tekamül ihtiyacında olan bir ruhun, bu ihtiyaçlarının, kainat maddelerine ilk yansıtılmasından itibaren tamamlanıncaya kadar, kendi üzerinde bulunan ve ilahi olan asli prensibe ait prensiplerle, mekanizmalarla ve yardımlarla tamamlanabildiğini unutmamak gerekir.

Free Hit Counter (01.01.2016)

Copyright © 2016. The Last Knowledge.
Bu site özeldir ve ticari amaç taşımaz.