Notlar

LK banner 2016

21:12:19
 4/05/2024

         Bir insan şuurunun, öz varlığın insan beyninin manyetik alan sentezine direkt bağlantısından yansıyan bir kısım manyetik alanı olduğu ve bir insan idrakinin de, öz varlığın kendi idrakinden ayrı beyin merkezinde meydana gelen molekül hareketleri olduğu bilgisi eğer hatırlanacak olursa, açık bir şuur ve geniş idrakli bir hayatın ancak dünya hayatından sonraki hayatlardan devam edebileceği kolayca anlaşılacaktır.

         Dünya hayatından sonra insanların öz varlıkları yarı süptil bir alem olan sevgi aleminde yaşamaya devam etmektedirler. Fakat, bu sevgi alemi öz varlıklar için bir son durak değildir. Çünkü bu alem kabul ettiği her varlığı bir süre sonra kendi üzerinde bulunan vazife planlarına yolcu etmektedir. Hiçbir varlık sevgi aleminde sonsuza dek kalamamaktadır.

         Sevgi alemine kabul edilecek olan insan varlıklarının dünya okulundan yani bu alemden kesin olarak ayrılmış olması gerekmektedir. Fakat her bedenini terk eden ve dünyadan ayrılan insan varlıkları dünya okulundan da mezun olmuş değildirler. Dünyada bedenini terk eden her varlık önce vazifeli varlıkların gözetiminde tek başına kalmakta ve dünyada kazanmış olduğu hayat tecrübelerini kendi alemine uygun bilgilere yani öz bilgilere çevirerek bir hazırlık yapmaktadır. Varlığı vazife planlarına hazırlayan da bu bilgileri olmaktadır.

         Ancak, dünya okulundan mezun olmak için bu bilgilerin yeterli olup olmadığını onun gelişimini takip eden vazifeli varlıklar bilmektedir. Eğer, bu bilgiler dünya okulundan mezun olmaya yeterli değil ise, varlık yeni bir dünya hayatı planıyla tekrar dünyaya dönmek zorunda kalmaktadır.

         Eğer yeterli ise işte o zaman dünya okulundan ve dolayısıyla bu alemden de mezun olmaktadır. Bu öz bilgilerin sadece insanlık safhasında on binlerce yıl süren dünya hayatlarıyla bir yeterlilik kazandığını ve insanlar tarafından bilinmese de her dünyaya doğan insanın çok önemli bir sebeple dünyaya doğduğunu unutmamak gerekir.

        Vazife planlarındaki hayatın nasıl bir hayat olduğunu herhangi bir insanın idrak etmesi beklenemez. Çünkü süptil alemlerdeki açık şuurlu ve idrakli bir hayat şekli, bir insan beynine bağlı küçük bir parça şuurlu ve idrakli dünya hayatının çok üzerinde kalmaktadır.

         Yani süptil alemlerdeki açık şuur ve idrakli bir hayatın zaman ve mekanı bir insanın şuur ve idrakinin bağlı olduğu dünya zamanı ve mekanının çok üzerinde kalmaktadır. Kısaca, dünya zamanı ve mekanına bağlı insan idraki ve şuuru, dünya üstü bir zaman ve mekana bağlı insan varlığının açık şuur ve yüksek idrakinin kapsamı içerisinde kalmaktadır.  

         İnsanların öz varlıkları, bu alemden sonra yarı süptil bir alem olan sevgi aleminden de mezun olduktan sonra açık bir şuur ve geniş bir idrakle vazife planlarına katılmaktadırlar. Sevgi aleminden mezun olan varlıklar vazife planlarına katılmaktadırlar fakat, vazife planı prensipleri varlıkların teker teker vazife planlarına katılmasına izin vermemektedir.

         Vazife planlarına ait vazifelerin yerine getirilebilmesi için varlıkların birbirleriyle bir vahdet içerisine girmesi yani idraklerinin birleşmesi gerekmektedir. Varlıklar burada vazife yapmaya hazır hale geldikleri halde bile yine de aralarında bir yetenek farkı bulunmaktadır. Dolayısıyla vazife yapmaya hazır hale gelmiş olan bu varlıklar ancak kendi idraklerine ve yeteneklerine uygun diğer birkaç varlıkla bir vahdet içerisine girebilmektedirler.

         Fakat, sevgi aleminin son safhalarında bulunan bu varlıklar ilk defa bir vahdet hayatı içerisine gireceklerdir. Vahdet hayatında aykırılık olmaz, bir varlığın bir vahdet hayatı içerisine girebilmesi için, kişisel olarak sahip olduğu her şeyini geride bırakıp kendisini olduğu gibi o hayatın amacına adamış olması gerekmektedir.

         Vazife planlarına katılmak, ruhun aktif olarak tekamül etmeye başladığı çok önemli bir safhadır. Kainat, ruhların tekamül ihtiyaçları olduğu için vardır. Vazife planlarındaki çok yüksek vazifeli varlıklar da açık bir şuura ve çok geniş bir idrake sahiptirler, ve onlar da bir vahdet içerisinde bulunmaktadırlar. Fakat bu varlıkların idrakleri o kadar çok genişlemiştir ki bu vahdet genişliğinin altında kalan bütün safhalardaki varlıkların nasıl geliştiklerini net olarak görmekte ve bilmektedirler.

         Kainat, ruhların tekamül ihtiyaçları olduğu için vardır demiştik, ruhun bu tekamül ihtiyacına o kadar çok değer verilmektedir ki bu ihtiyacın karşılanması için yapılan en önemli hazırlık ve alıştırmalardan birisi daha dünya hayatındayken maddi manevi küçük veya büyük fedakarlıklarla başlamaktadır. Dolayısıyla varlıkların vazife safhalarına ulaşabilmesi ve ruhların aktif olarak tekamül etmeye başlayabilmesi için, yollar erkenden temizlenip açılmaya veya ileride çıkacak olan muhtemel engellere karşı ilk hazırlıklar ve önlemler alınmaya çalışılmaktadır.

         İnsan varlığı bu alemden mezun olduktan sonra ara bir alem olan sevgi alemine ve bir süre sonra o yerin de son safhalarına ulaştığında ise, kainat hayatına dair her şey açığa çıkmakta ve varlık her şeyini kendi isteğiyle terk edip hiç bir şüphe ve endişe taşımadan ancak kendi kendisini feda edebilmektedir.

         Vazife planlarını vazifeli varlık toplulukları oluşturmaktadır. Vazife planlarına yeni katılan bu varlıklar vazife planlarının en alt ve en küçük organlarını oluşturmaktadırlar. Bu küçük organlar, sevgi aleminin son safhalarına doğru üç beş varlığın idraklerinin birbirleriyle bir vahdet içerisine girmesiyle birlikte meydana gelmektedir ve tek bir varlıkmış gibi görünmektedirler.

         Tek bir varlıkmış gibi görünen bu üç beş varlık, bir üst varlıktan her hangi bir vazife talebinde bulunduğu zaman veya kendilerine uygun bir vazife verildiği zaman artık sevgi aleminden mezun olup vazife planlarına geçmiş olmaktadırlar. Yani sevgi alemiyle vazife planları arasında keskin bir çizgi bulunmamaktadır.

         Vazife planlarında yapılan işlerde deneme ve yanılmalara, başarısızlığa veya sürprizlere yer yoktur. Dünya hayatında insanların yaşamak zorunda kaldığı tatsızlıklar, hatalar, dertler, endişeler, kısaca beklenmeyen tüm problemler ve bilinmeyenler, öz varlıklarını vazife planlarına ulaştırmış ve çok gerilerde kalmış olmaktadırlar. Dolayısıyla varlık açık şuurlu ve idrakli olarak ruha hizmet etmenin büyük huzuruna ve mutluluğuna doğal olarak kavuşmaktadır.

         Varlığın bu yüksek şuur ve idraki insan şuurunun ve idrakinin üzerinde kalmaktadır fakat, dünya hayatında insanların vazife planlarına ait bilgi ve sezgileri arttıkça, varlığın içinde bulunduğu yüksek huzur ve mutluluk zaman mekan farkından dolayı ancak bir anlık tesirlerle yansıyabilmekte ve insanlar da bunu yaşayabilmektedirler. Fakat, birkaç saniye yaşanan bu yüksek huzur ve mutluluk dahi dünya hayatında çok uzun süren olumlu etkiler bırakmaktadır.

         Dünyada yaşanan iyi veya kötü her hal ve durum ve meydana gelen olayların tümü, vazife planlarına ait vazifeli varlıkların gözetimi altında bulunmaktadır. Ve bu gün, bir çok insan dünyada yaşanan her hal ve duruma çok geniş bir açıyla bakabilecek ve arka plandaki vazifeli varlıkların görünmeyen yardımlarını sezebilecek kadar gelişmiş durumdadır.

Free Hit Counter (01.01.2016)

Copyright © 2016. The Last Knowledge.
Bu site özeldir ve ticari amaç taşımaz.