Notlar

LK banner 2016

07:34:54
 3/05/2024

          Dünyaya verilen son bilgilere göre, vazife planlarına adım atılırken varlıkların idrakleri birleşerek bir vahdet hali içine girmeye başlamaktadır. Varlıkların bir vahdet hali içerisinde iken nasıl vazife yaptıkları henüz insan idraklerinden uzak kalmaktadır.

          Bu durum, sadece teknik olarak değil, içinde bulundukları realite için de geçerlidir. Dolayısı ile bir dünya insanından, bu varlıkların içinde bulundukları realitelerin veya katıldıkları vahdet mekanizmalarının teknik olarak idrak edilmesi beklenemez.

          Aynı şekilde yine bu insandan, maddelerin manyetik alanları kullanılarak büyük doğa olaylarının, dünyaların, galaksilerin nasıl kontrol edildiklerinin idrak edilmesi de beklenemez.

          Fakat, bunlar hakkında verilmiş olan bilgiler o insan tarafından idrak edilince, bu bilgilerin gerçeği hakkında o insan bir sezgiye kavuşmaktadır. Tekrar edelim gerçeğini idrak edememektedir ancak sezgisine kavuşabilmektedir. Ve, zaten bundan fazlası da bir insandan beklenmemektedir.

          Vazife planlarına ait bu bilgiler ve kazandırdığı sezgi, vazife bilgisi ve sezgisi olmaktadır. Realiteler idrakle birlikte yükseldiği için, vazife bilgisi ve sezgisinin idrakiyle de o insan vazife sezgisinin realitesinde yaşamaya başlamaktadır.

          Bundan daha da yüksek bir realite dünyada bulunmamaktadır. Çünkü, insan henüz arzu, özlem, tutku, bireysel olarak nelere sahip ise, tüm kişiliğini oluşturan her şeyi kendi arzusuyla ebediyen terk edecek veya, var olan her şeyin ardındaki kutsallığı ve düzeni görüp sorumluluk hissetmeye başlayacak veya, daha da kısası hiçbir şart ve koşul öne sürmeden içinden gelerek ve benimseyerek tüm varlığını ruhun hizmetine adayacak veya bağışlayacak kadar olgunlaşmış değildir.

          Kutsal bir vazifeyi yerine getirmek için gerekli olan bu olgunluğun dünyada sezgileri kazanılmakta, sevgi aleminde idrak edilmeye başlanmakta, ve benimsenerek vazife planlarına adım atılmaya başlanmaktadır. Fakat, bu sezgi dünyada iken ne kadar kuvvetli duyulursa o insan varlığı da vazife planlarının eşiğine o kadar yaklaşmış olmaktadır.

          Şimdi, bu vazife sezgisi realitesinde yaşayan bir insanın gözleri sadece çevresindeki maddeleri görmemektedir. O maddelerin ardındaki kusursuz düzeni ve kime niçin hizmet ettiğini de başka bir gözle görüp bilmektedir. Yani hem maddi hem manevi iki göze sahiptir.

          Sahip olduğu vicdan realitesinin unsurları o kadar çok değer kazanmıştır ki, onun ihtiyaç duymadığı şeyleri başkaları hayatlarının amacı haline getirmişlerdir. Bu durum, bir hak ve liyakatin sonucu olduğu için, bu bilgiye sahip bir insan doğal olarak ne kendisini yüceltebilmekte nede diğerlerini küçük görebilmektedir.

          Vazife sezgisi realitesi en yüksek ve en son realite olmasına rağmen, yine de bir hazırlık realitesidir. Dolayısıyla bu yüksek realiteye sahip bir insan, dünya realiteleriyle yapılan işlerdeki hataların bir hazırlık niteliği taşıdığını ve kusursuzluğun veya mükemmelliğin vazife planlarından itibaren başladığını da bilmektedir.

          Varlık, hazırlamış olduğu dünya planında hata yapmaz, çünkü bu plan vazifeli varlıkların gözetimi altında yapılmaktadır. Fakat bu planın başarıyla bir sonuç vermesi insanlık safhasında insanın idrak ve irade hürriyetiyle gerçekleşmektedir.

          Vazife sezgisi realitesinde yaşayan bir insan, bu hürriyetin kötü yönde kullanılıp varlığın ve dolayısıyla ruhun tekamülünün geciktiğini görünce içi gitmektedir. Çünkü varlıklara dünyadaki hazırlıklarını bitirmeleri için süre tanınmıştır, ve bu süre de her geçen gün kısalmaktadır. 

          Onun için, vazife sezgisi realitesinde yaşayan bir insan için, vicdana uyulması ve planın başarıyla uygulanması bir numaralı önceliğe sahiptir.

Free Hit Counter (01.01.2016)

Copyright © 2016. The Last Knowledge.
Bu site özeldir ve ticari amaç taşımaz.