Şuur ötesinde şuur altı ve şuur üstü bulunmaktadır. Şuur altı varlığa ait bilgilerin, yani öz bilgilerin biriktiği bir sahadır. Şuur üstü ise ruhun bu varlığa hakim olduğu bir sahadır. Ruhtan gelen tesirler bu sahadan içeri girmektedir ve cevapları da aynı kanaldan ruha geri dönmektedir.
Aynı zamanda, diğer varlıklar bu varlığa bir tesir göndermek istedikleri zaman onların tesirleri de bu sahadan içeri girmektedir. Bu şuur sahaları, şuur dışı kanalıyla insan tarafındaki şuur merkezine uzanmaktadır. İnsanın dünyadan elde ettiği bilgiler ise şuur dışında birikmektedir. Şuur dışını hem insan hem de varlık birlikte kullanmaktadır. Fakat şuur dışındaki bilgileri varlık henüz kendisine mal etmemiştir.
Diğer varlıklar dünyadaki bir insana bir bilgi vermek istedikleri zaman, niyetlerini taşıyan tesirler şuur üstü sahasından girip şuur dışı kanalına gelmekte ve oradaki materyalleri, yani niyetine uygun dünya bilgilerini seçip yüklendikten sonra şuur merkezine göndermektedirler. Şuur dışındaki bu bilgiler dünya bilgileri olduğu için varlığın niyeti ve vermek istediği bilgiler insanlar tarafından hemen anlaşılmaktadır. Aksi halde oradaki materyaller kullanılmadan gelen tesirler tamamen yabancı olacak ve hiçbir anlam ifade edemeyecektir.
Kısaca bir varlık, farklı dillere sahip iki insana aynı niyeti taşıyan tesirlerini göndermiş olsa, onların şuur dışında birikmiş olan dünya bilgileri kullanılacak ve bu tesirler onların dilleriyle ifade edilecektir, yani bir tesir aynı anda bir çok dillerde ifade edilebilir.
Mesela sempati duyduğunuz bir varlığın yabancı bir insana bilgi verirken niçin sizin anlamadığınız bir dille konuştuğunu merak edebilirsiniz. Eğer o yabancı sizin dilinizi bilseydi bu bilgi onun şuur dışında da bulunacaktı. Ve varlık, şuur dışındaki mevcut bilgileri kullandığı için, o zaman varlık sizin anladığınız dilden konuşmuş olacaktı.
Fakat, varlığın imkanlarının bu kadar dar olmadığını, gerekirse şuur altındaki öz bilgileri de açıp kullanabileceğini, ve orada yüzlerce dünya hayatının bir sentez haline getirilmiş halinin bulunduğunu unutmamak gerekir. Konumuza dönelim.
Şimdi, vicdanı, idraki, şuuru, imkanı, kudreti, her şeyi belli olan bir insan, özgür idrak ve iradesiyle dünyada yaşamakta ve bir takım olaylarla karşı karşıya kalmaktadır. Bu olaylarla karşılaşması da gerekmektedir çünkü varlığın öz bilgi elde etmesi ve vazife planlarına hazırlanabilmesi için olayların içinde yaşaması şarttır. Belki bir takım olaylar bir insan için hoş olmayabilir, fakat onun varlığı ve diğerleri için çok önemli bir kaynak olmaktadır. İdrak yavaş yavaş geliştikçe varlık için gerekli olan bu kaynakların, yani meydana gelen olayların ardında vazifeli varlıkların yardımlarının da bulunduğu sezilecektir.
Olaylardan elde edilen dünya bilgileri şuur dışında birikmektedir demiştik, bu dünya bilgileri her günün sonunda azar azar birikmektedir. Bütün gün olaylar içinde yaşayan bir insan o günün gecesinde uyuduğu zaman, o gün yaşadığı olaylar kaba bir vicdani hesaptan sonra şuur dışına aktarılmaktadır. Burada biriken bilgilere o insanın kıyas bilgileri denmiştir. O insan ertesi gün başka olaylarla karşılaştığı zaman buradaki kıyas bilgilerini kullanmakta ve yeni sonuçlar elde etmektedir. Bu yeni sonuçlar da o günün akşamı öncekilerle kıyas edilip tekrar şuur dışına aktarılmaktadır. Buradaki birikim o insanın realitesini meydana getirmektedir.
Şuur dışına her gün azar azar dünya bilgileri aktarılırken, burada büyük bir mekanizmanın küçük bir çarkının sürekli çalıştığını görebilmek gerekir. Aynı çarkın daha büyüğü, varlık öz bilgisini artırıp idrakini geliştirirken de çalışmaktadır. Yani dünya bilgileri her günün sonunda gece sessizliği içinde şuur dışına aktarılırken, varlığa da öz bilgiler her dünya hayatının sonunda spatyom sessizliği içinde aktarılmaktadır. Bunlar birbirine bağlı olarak çalışan büyük bir hazırlık mekanizmasıdır.
Kısaca, bu alemdeki idrak ve vicdanı yüksek bir alemde bulunan varlığın öz bilgileri ayarlayıp beslerken, bu ikisi geri dönüp varlığın mevcut öz bilgilerini artırmaktadır. Daha sonra artan bu öz bilgiler tekrar dönüp bu alemde daha gelişmiş idrak ve vicdanı ayarlayıp beslerken, bu ikisi daha zengin sonuçlarla geri dönüp varlığın artmış olan öz bilgilerini tekrar artırmaktadır. Dolayısıyla varlık öz bilgilerini artırmak için önceki safhalar hariç, sadece insanlık safhasında yüzlerce kez dünyaya gelip gitmek zorunda kalmaktadır.
Ve varlık, bağlı olduğu ruhun tekamülünü sağlayabilmek için bu hazırlık mekanizmaları ve bu alem sayesinde öz bilgilerini artırabilmekte, ve bir sonraki alemden başlayan vazife planlarına katılabilmektedir. Bu başarının, rahatlığın, huzur ve mutluluğu insanlara ifade edilemez.