Notlar

LK banner 2016

13:03:38
 3/05/2024

          Öz bilgi, dünya bilgilerinin varlıkta birikmiş olan bir sentezi veya izlenimidir. Bir varlık ilk defa meydana getirildiği zaman tamamen bilgisiz ve saftır. Yani onda birikmiş hiçbir tecrübe bulunmamaktadır. Bu varlık faaliyet göstermeye başladığı andan itibaren bilgisi de birikmeye başlamaktadır. 

          Fakat her varlık kendisinde bulunan idrakine göre faaliyet göstermektedir. Bu birikimler, varlıkta birikip derin izler bıraktıkça varlığın idraki de genişlemektedir. Fakat varlık demek, ilk oluş haline bakılacak olursa idrak demek olur. Dolayısıyla idrakinin genişlemesi demek, varlığın gelişmesi demek olacaktır.

          Varlıktaki bu birikimlerin, yani öz bilgilerin nasıl bir bilgi olduğunu ancak onun hakkında verilen bilgilerden anlamaya ve sezmeye çalışmak gerekir. Zira, zaman ve mekan faktörü varlığı ve onun bilgisini dünya bilgilerinden ayırmaktadır.

          Bununla birlikte, varlıktaki bu idrakin kaynağını da unutmamak gerekir. Varlık bu kainata ait bir enerji ve idrakte bu enerjiyle birlikte bulunmaktadır. Bu idrak ona kainatlar üzerinden yansıtılmaktadır. Dolayısıyla bu enerji üzerinde meydana gelen idrak faaliyetleri ince, hızlı, ve çok daha seyyal olacaktır. Bu bilgiye göre, eğer ruh bağını bu enerjiden kopartacak olursa, doğal olarak enerji dağılacak ve ruha ait olan idrak de, faaliyetlerinin sonuçlarıyla birlikte ruhta kalacaktır.

          Varlıkta meydana gelen bu ince ve seyyal idrak faaliyetlerine öz idrak denmiştir. Dünya maddelerinden oluşan insan beyninde meydana gelen idrak  ise, dünyada meydana gelen ve dünya maddesinin zamanına bağlı daha yavaş ve daha kaba maddi hareketler olmaktadır. Fakat yukarıya göre bu kaba maddi hareketler dünyanın en ince ve seyyal maddi hareketleri sayılmaktadır.

          Varlıktaki bu birikimler, yani öz bilgiler arttıkça bu öz bilgiler varlığın idrakiyle ruha aktarılmakta ve ruhun tekamül ihtiyaçları karşılanmaktadır. Ruhta beliren yeni tekamül ihtiyaçları ise karşılanması için tekrar varlığa yansıtılmaktadır. Fakat, kainatlar üstündeki ruhlarda meydana gelen tekamül ihtiyaçlarının ve olayların insan idrakinin kapsamı dışında kaldığını unutmamak gerekir.

          Şimdi öz bilgi konusuna dönelim. Fakat her şeyden önce, varlığın var olma sebebinin ruhun tekamül ihtiyacını karşılamak olduğunu, ve bu tekamül ihtiyacını karşılayabilecek olgunluğa gelebilmesi için de bir hazırlık devresi geçirmesi gerektiğini, ve bu hazırlık devresinin de bu alemde yapıldığını, bu alemde hazırlık yaparken bu alemden alınan bilgileri öz bilgilere çevirip kendine mal ettiğini, ve bu sahip olduğu öz bilgi gücüyle de yüksek alemlerde vazife yapmaya ve kutsal bir ruhun tekamül ihtiyacını karşılamaya ancak hazır hale gelebildiğini unutmamak gerekir.

          Şu anda dünyadaki insanlık safhası, varlığın bu alemde yaptığı tüm hazırlıkların ve hazırlık safhalarının en sonuncusu olmaktadır. Ayrıca, vazife safhasının prensipleri hazırlık safhalarına göre çok yabancı olduğu için, varlığın bu safhaya uyum sağlayabilmesi için dünyadaki hazırlıklarını bitirdikten sonra, bir de sevgi alemi denilen ara bir alemden geçmektedir. Bu ara alem yani sevgi alemi, varlığı son kez vazifeye hazırlamakta ve varlık, bu sevgi alemini de tamamladıktan sonra ancak buradan itibaren vazife safhalarına katılabilmektedir.

          Bu akışa göre, varlığın dünyadaki vazife hazırlığı esnasında, bir insanın dünyadaki amacının ve hedefinin ne olduğu düşünülecek olursa, bu  amacın ve hedefin dünyada iken vazife sezgisine ulaşmak olduğu bilgisi rahatlıkla idrak edilecektir. Bu bilgiye göre, insan dünyada bir vazife yapmamaktadır, vazife hazırlığı içinde bulunmaktadır. Fakat vazife planlarına geçerek vazife yapacak olan o insan değil de öz varlığı olmaktadır.

          Bu gün, bir çok insan kendi varlığıyla olan bağlantılarının ve bedeniyle yaptığı otomatik hazırlıkların şuur ve idrakine varacak kadar gelişmiş durumdadır. Dolayısıyla bu bilgiler de bu şuur ve idrak sahibi insanların ihtiyaçlarını karşılamak için dünyaya verilmiştir. İhtiyaç duymayan veya hazır olmayan diğerleri ise, hazırlıklarını otomatik olarak sürdürecek veya vazife sezgisine daha farklı yollardan ulaşacaklardır.

          Şimdi, varlıktaki öz bilgiler bu alemdeki bedenler kullanılarak artırılmaktadır. Varlıklar oluş haliyle yoldaş olsalar bile, yani aynı safhada ilerleseler bile, bir varlığın öz bilgi miktarı gayretlerinin sonucu olduğu için diğer bir varlığın öz bilgi miktarıyla tıpatıp eşit olmaz. Bu varlıklar mevcut öz bilgilerini artırmak için dünya bedenine ait bir dünya hayatı planı hazırlamaktadırlar. Bu dünya hayat planı mevcut öz bilgilerin devamını elde edecek şekilde düzenlenmektedir. Onun için varlıkların hayat planları birbirinden farklı fakat birbirlerini destekleyecek şekilde yapılmaktadır.

          Eğer bir varlık insanlık safhasında ise, dünyadaki bir insanın zengin yada fakir olması, yada hasta veya sakat olması, veya erkek yada kadın olması ve yaşayacağı olaylar, öz bilgilerin devamını sağlayacak olan bu plana göre ayarlanmaktadır. Onun için bir insanın fakir olarak dünyaya gelmesi o insanın şanssız, o planı hazırlayan varlığın da kabiliyetsiz olduğunu göstermez. Bu durum, bu olayın tersi olan olaylar için de geçerlidir. Planlar hakkında verilen bu kısa bilgilerden, her şeyde ve her yerde bulunan düzenin çabalara ve liyakatlere göre ayarlandığını ve yüksek prensiplere göre yürütüldüğünü sezmeye çalışmak gerekir.

          İlk zamanlarda varlığın dünya hayat planını vazifeli yardımcı varlıklar hazırlamaktadır. Varlık insanlık safhasında ilerledikçe ve idraki genişledikçe kendi hayat planı hazırlanırken kendisine yavaş yavaş tercih hakkı tanınmakta ve sonunda kendi hayat planını vazifeli varlıkların gözetimi altında kendisi yapmaya başlamaktadır. Yani bu planı önce vazifeli varlıklar, sonra ortaklaşa, daha sonra da kendisi hazırlamaktadır. Bu varlığın hazırlanmış bir planla bedene nasıl bağlandığı ise ayrıca anlatılmıştır. 

          Şimdi, bu varlığın hakim olduğu beden yani insan, dünyada bir takım olaylar içinde yaşarken, bu olayların bilgilerini varlık hemen anında öz bilgiye çevirememektedir. Dünya bilgilerinin öz bilgiye çevrilme işlemi spatyomda yapılmaktadır, ki bunun için de bedenin dünyada bırakılması gerekmektedir.

          Spatyom, varlığın yalnız kalıp dünya bilgilerini öz bilgiye çevirdiği bir ortamdır. Vazifeli yardımcı varlıklar bu ortamı her varlık için ayrı ayrı temin etmektedirler. Yani dünyadan on kişi birlikte ayrılmış olsa, hepsi birden spatyomun bir ortamında buluşamamaktadır.

          Dünya bilgileri bu yalnızlık ortamında öz bilgiye çevrilirken, dünyada yaşanan her şey en ince ayrıntısına kadar tekrar hatırlanmaktadır. Dolayısıyla spatyomda acı tatlı her türlü ruh hallerinin yaşandığını ve dünya bilgilerinin öz bilgiye çevrilme hızını da idrakin ayarladığını unutmamak gerekir.

          Şimdi, bir insan şuuru her gün bir takım olaylarla karşılaşmaktadır. Bir insan şuurunun varlığın beyine hakimiyetinden yansıyan manyetik alan olduğunu, ve bir insan idrakinin de beyin merkezinde meydana gelen molekül hareketleri olduğunu unutmamak gerekir. Beyinden yansıyan manyetik alanla bu alanın kaynağı arasında meydana gelen olayların ifade edilebilmesi için bu manyetik alan, yani varlığa ait şuur, bölümlere ayrılmış ve faaliyetleri tek tek izah edilmiştir.

          Şuur, şuur dışı, şuur ötesi, şuur altı, şuur üstü, gibi bölümler farklı zaman ve mekanlara uzanan varlığa ait tek bir manyetik alandır. Bunların bir kısmı insan tarafında diğer kısmı varlık tarafında bulunmaktadır. Varlık tarafında bulunanlara şuur ötesinde bulunanlar denmiştir ve o da şuur altı ve şuur üstü ismi verilerek ikiye ayrılmıştır.

          İnsan tarafında bulunanlar ise varlık tarafından şuur dışı kanalıyla bağlanmış ve beyinde bir şuur merkezi oluşturulmuştur. Şuur dışının bir ucu varlık tarafına diğer ucu da insan tarafına uzanmaktadır. Konu buraya kadar gelmişken tebliğlerin niçin bazen yabancı dilde verildiği konusunu da izah ederek devam edelim.

Free Hit Counter (01.01.2016)

Copyright © 2016. The Last Knowledge.
Bu site özeldir ve ticari amaç taşımaz.