Verilen bilgilere göre, insanın bir şeyi anlaması demek olan idrak olayının aslı, kainatlar üstüne uzanmakta ve özünde çok derin bilgiler saklamaktadır. Bu idrakin dünyadaki hazırlık mekanizması içindeki yerini görebilmek için bunu da önce yalın ve geniş haliyle görüp anlayabilmek gerekir. Fakat daha önce bu idrakin kainatta nasıl ortaya çıktığı konusuna gelelim ve basitçe izah ederek devam edelim.
Verilen bilgilere göre idrak, varlığın ilk defa meydana gelmesiyle birlikte kainatta ilk defa ortaya çıkmaktadır. Varlıkların nasıl meydana getirildiği ayrıntılı bir şekilde anlatılmıştır. Ruh, bir varlığa ilk defa bağlanırken, bu ruhtan varlığa yansıyan idrakin o zamanki adına iç güdü deniliyordu. Varlık da bu iç güdüleriyle ilk defa kainat içerisindeki tecrübelerine başlıyordu. Dolayısıyla bu içgüdülerin kaynağı kainat üstüne uzanmakta ve ruha dayanmaktadır.
Varlık, geliştirilmiş hidrojen atomundan yayılan enerjilerden meydana getirilmiştir, iç güdü de bu enerjilerle birlikte bulunmaktadır
. Ve bu içgüdü, ancak kendi enerjisini kullanarak kendisine yakın enerji alanlarına tesir edebilmektedir. Yani atomların manyetik alanlarına etki edebilmekte ve onları bir araya toplayıp bu alemde gördüğümüz cisim veya beden materyallerini meydana getirebilmektedir.
Bu acemi varlıklar, ilk defa basit bedenler kurmaya başladıkları zaman, ki bunları daima daha yüksek varlıkların yardımlarıyla yapabilmektedirler, kurdukları bu basit bedenlerde görünen hareketler, yani iç güdüler, o varlığın ne kadar tecrübeli olduğunu yansıtmaktadır. Bu bilgilerden ise, bir insanda nasıl ki bir idrak bulunuyor ise, bitki ve hayvanların da kendi seviyelerine uygun idraklerinin bulunduğu ortaya çıkmaktadır. Fakat bunun ilk haline otomatik iç güdüler denmiştir.
Şimdi, bitki, hayvan, ve insanlarda vicdan düalitesi bulunmaktaydı, fakat basit bedenlerde vicdan düalitesi, içgüdülerine göre ayarlanmış düaliteler olarak bulunmaktaydı. Bu düalitelerin bitki ve hayvanlarda içgüdülerine göre ayarlanmış olması demek, bu ikisini birlikte büyütünce, bir insanda bulunan vicdanın o insanın idrakine göre ayarlanmış olması demek olur.
Bu durumda, iç güdüsel düalitelerin gelişmiş hali olan insandaki bu vicdan, idrakle birlikte gelişmiş olmaktadır. Fakat, buradaki vicdan mekanizmasının geliştirilmesi bitki ve hayvanlardaki gibi otomatik değil de, insanın idrak ve irade hürriyetine bırakılmıştır.
Dolayısıyla bir insan, eğer idrakini geliştirmek için bir gayret gösterirse beraberinde vicdanı da gelişecektir. Gayret göstermez ise vicdan yerinde sayacak veya daha da geriler ise bir müdahaleye maruz kalacaktır. Çünkü varlık vicdan mekanizmasıyla geliştiği için bu mekanizmanın tersine çalışmasına izin verilmemektedir. Bu kısa bilgilerden sonra şimdide vicdan ve idrakle bağlantılı olan öz bilgilere gelelim.