Kainat tesirlerle idare edilmektedir. Varlıkların gelişimi ve ruhların tekamülleri tesirlerle sağlanmaktadır. İnsan bedeni tesirlerle kontrol edilmektedir. Tesirler sempati kanununa göre cezbedilmektedir. Bir ruha hizmet etmeyen hiçbir tesir hareketi meydana gelmemektedir.
Her insanın beyninin manyetik alan frekansı eşit değildir. Kimisi yüksek frekansta kimisi alçak frekanstadır. Alçak frekansta olanlar da yine kendi aralarında ayrılırlar. Manyetik alan frekansları alçak olan bir kısım insanlar bir araya geldikleri zaman bunların manyetik alanları sempati kanununa uygun olarak birbirlerine doğru çekilirler. Bunların sentezinden büyük bir manyetik alan meydana gelir.
Manyetik alan frekansı yüksek olan bir insan bu manyetik alan ortamına girdiği zaman rahatsız olur. Sempati değil antipati duyar. Belki bu önemli bir toplantı olabilir, belki davet edilmiş olabilir. Terk edip gitmesi saygısızlık olabilir, veya oradan uzaklaşma imkanı bulunmayabilir. İşte bu insanın bu olumsuz tesir ortamından sıyrılmasına yardım edecek olan tek şey bilgidir. Bu bilgilerin neler olduğunu kısaca hatırlatalım.
Manyetik alan frekansı alçak olan insanlar karanlığın sembolü veya cezalandırılmış insanlar değildir. Hiçbir zaman unutmamak gerekir ki tüm insan bedenleri sayesinde gelişmekte olan varlıklar ve onların da arkalarında tekamüllerini tamamlamakta olan kutsal ruhları bulunmaktadır. Bu bilgi sadece insanlar için değil etrafta görülen çiçekler, ağaçlar, veya hayvanlar için de geçerlidir.
Bir ortama olumlu veya olumsuz bir tesir hakim ise, önce o tesirlerin arka planında vazifeli varlıkların olduğu ve onların kontrolü altında bulunduğunu hatırlamak gerekir. Bu varlıklar doğru bilgiye sahiptirler, doğru bilgi bir tesiri yanlış yere sevk etmez.
Her insanın vicdan seviyesi ve idrak derecesi farklıdır. Bu vicdanları harekete geçirip idrakleri geliştirecek olan tesirlerin frekansları da farklı olacaktır. Her tesir mutlaka bir ihtiyacı yerine getirmek için vardır. Dolayısıyla insanların ihtiyaç duyduğu tesirler de farklı olacaktır.
Bu çeşitli frekanslardaki tesirlerin var olma sebebi çeşitli derecelerdeki idrakleri geliştirmek içindir. Vazifeli varlıklar bu tesirleri insanların vicdan düalitelerinin olumlu taraflarına yükleyip denge seviyelerini yükselterek insanların idraklerini geliştirmezler. İnsanların kendi idrak ve irade hürriyetleriyle vicdanlarını kullanıp sonuçlarından kendilerinin sorumlu olmaları gerekir.
Bu bilgi, üzerinde düşünüldüğü takdirde bir tesirin var olma sebebini açıklığa kavuşturur ve idrak edilmesini sağlar. İdrak edilmiş bir tesirin ise frekans farklılığından dolayı rahatsızlık veren özelliği ortadan kalkar. Onun için, bu bilgilerin hızla düşünülüp bir sonuca bağlanması bir insanı olumsuz tesir ortamlarından birkaç saniye içinde ayırır, ve hissedilen duygu huzur olur.
Aksi halde her antipati duyulan tesire olumsuz cevap vermek, bu tesirlerle birlikte vicdan düalitesinin olumsuz tarafına yönelmek demektir ki, bu da tesirlerin yapması gereken esas işi, yani vicdan denge seviyelerinin yükseltilmesini ve idrakin gelişim yolunu uzatmak demek olur.