Notlar

LK banner 2016

00:55:58
 7/05/2024

         İnsanların, gelecekte olacak bazı olaylar karşısında gösterecekleri reaksiyonları ve beklenen davranış şekilleri hakkındaki bazı bilgiler önceden verilmiştir. Bu, gelecekteki olaylardan birisi, galaksinin uzak köşelerinden gelen tesirlerin, güneşin manyetik alanını değiştirip dünyanın manyetik kutuplarını kaydırmasıyla ilgilidir. Bu olay gerçekleşmeye başlamış ve insanların bu olay karşısında gösterdikleri reaksiyonları da aynen yazıldığı gibi meydana gelmiştir. 1959 yılında bu olayla ilgili  verilen bilgi aşağıdaki gibidir.

          “Gezegenin bu şekilde tecelli eden ilk tesiri 50 sene sonra belirsiz olarak başlayacak, 50-100 sene arasında çok yavaş olarak devam edecek, pek az belirli bâzı iklim değişmeleri 50 sene sonradan itibaren başlayacaktır. Mamafih bu hâl henüz gene insanları meşgul edecek derecede olmayacaktır.”

          Diğerleri ise, bu olayın sonuçlarıyla birlikte dünyada meydana gelecek olan daha başka olaylarla ilgilidir. Dünyada meydana gelecek olan büyük depremlere veya onların sebepleri yada dünya hayatı hakkında verilmiş olan bilgi ve sezgileri yeteri kadar elde edememiş veya idraklerini geliştirememiş olanların, şiddetini artırarak sıklaşacak olan depremlere ve çeşitli doğa olaylarına karşı gösterecekleri reaksiyonlar olacaktır. Bu olayla ilgili verilen bilgi de aşağıdaki gibidir.

          “Bununla beraber, bunlar da gene hakikî mânâlarını insanlara empoze edecek derecede şiddetlenmemiş olacağından, insanların bir kısmı bu olayların hakikî mânâlarını anlamaktan uzak kalacak, sadece büyük bir şaşkınlık içinde ne olduğunu, neye uğradığını bilmeyecektir.” denmiştir.

          Bir diğeri ise dünyanın son realitesinde yaşayanlardan beklenen davranış şekilleridir. Bu davranış şekilleri, meydana gelecek olan büyük dünya topluluğuyla ilgilidir. Bu konuyla ilgili verilen bilgiler de aşağıda bulunmaktadır.

          “Tıpkı vazife plânlarında yükseldikçe küçük organizasyonların idraken birleşerek daha büyük organizasyonlara irca edilmesi gibi, küçük milletlerin de tekâmül ışığı altında birleşerek daha geniş ve şümullü işleri yapabilmek ve müşterek gaye yolunda süratle ilerlemek için daha büyük toplulukları meydana getirmeleri zarurî olur ki bu suretle yüksek ve sağlam bir insanlık idrakini kazanmış küçük topluluklardan müteşekkil büyük dünya topluluğu, vazife plânlarının daha uygun bir simetriği olmak liyakatini kazanmış bulunur. Bu ise hakikî vazifelerini idrak etmiş insanların geniş mâşerî plânlara doğru atılmış kuvvetli hamleleri sayılır.”

          Bir diğer beklenen davranış şekli ise, meydana gelecek olan büyük doğa olayları karşısında duyulacak olan çaresizlik ve imkansızlıktan kaynaklanacaktır. Bu duyulacak olan çaresizlik ve imkansızlık ise, dünya hayatının sebep ve sonucunun eninde sonunda anlaşılıp kabul edilmesiyle ilgili bir durum yaratacaktır. Bu konuyla ilgili verilen bilgiler de aşağıda bulunmaktadır.

          “Ve böylece bir an gelecek ki insanların birçoğu artık kendileri için dünyada yaşanacak hiçbir yerin kalmadığını anlamış bulunacaklardır. İşte bu da insanların, hakikati bütün çıplaklığı ile görebilmeleri için, dünyanın kurulmuş en mükemmel bir tertibi ve nizamı olacaktır ki bu nizamın ve tertibin kudretiyle insanların çoğu, yukarıda bahsettiğimiz iki âlemi birbirinden ayıran kapıyı ardına kadar ve büyük bir iştiyakla açabilmek kuvvetini kazanacaklar, yâni idraklerinin ışığına kavuşmaya başlayacaklardır.”

          Şimdi, afet olarak da bilinen, dünyada meydana getirilmiş ve getirilecek olan bütün doğa olayları, yüksek vazife planları tarafından düalite prensibi ve değer farklanması mekanizması kullanılarak meydana getirilmektir. Bütün bu olayların meydana getirilmesinin temelinde, varlıkların gelişimi ve dolayısıyla ruhların tekamül ihtiyaçları yatmaktadır.

          Dünya olaylarından öz bilgi elde eden varlıkların gelişmişlik durumları, vazife planları tarafından gözetilmekte ve bilinmektedir. Vazifeli varlıklar insanlara göre, yüksek bir zamanda, yüksek bir şuura ve geniş bir idrak birliğine sahiptirler. Fakat, varlıkların bağlı olduğu bedenlerin, yani insanların ise her birinin birbirinden ayrı ve farklı derecelerde gelişmiş idrakleri bulunmaktadır. Bu idraklerin gelişmişlik dereceleri sahip olunan bilgiler kadardır. Şuurları da varlığın bedene hakimiyetinden yansıyan bir kısım şuurdur. Bir insan, bu bir kısım şuura tanınan irade hürriyetle ve bedenin idrakiyle dünyada yaşamaktadır.

          Dolayısıyla, bu durumda bulunan bir insan şuurunun meydana getirilecek büyük dünya olayları karşısında göstereceği reaksiyonlar veya davranış şekilleri, onun varlığını gözeten dünya üstündeki vazifeli varlıklar tarafından rahatlıkla bilinir olacaktır. Bu reaksiyonların veya davranış şekillerinin bilinmesi, mutlaka onun meydana geleceğini göstermez fakat, yapılmakta olan yardımlar, atılmakta olan adımlar, kısaca meydana getirilecek olaylar karşısındaki kudreti ve ulaşacağı imkanlar bilindiği için, bu olaylar karşısındaki reaksiyonları ve beklenen davranış şekilleri de yüzde yüze yakın bir oranla meydana gelecektir.

          Yüksek vazife planlarının, dünyada meydana getireceği büyük olaylar mutlaka gerçekleşecektir. Bu, önceden hazırlanmış ve asla değişmeyen çok büyük bir plandır. Bu büyük plana karşı insanların göstereceği reaksiyonlar ise, irade hürriyetleriyle geliştirecekleri bilgi, sezgi, ve idrakleri derecesinde meydana gelecektir. Kısaca, dünya devresinin bitimine kadar, insanlar için büyük bir fırsat ve imkan kapısı sürekli açık bulunmaktadır. Bu, kaçırılmaması gereken çok büyük bir fırsattır.     

Free Hit Counter (01.01.2016)

Copyright © 2016. The Last Knowledge.
Bu site özeldir ve ticari amaç taşımaz.