Yüksek alemlerden insanlığa verilen temel bilgi ve prensipler çok büyük gerçekleri ifade etmektedirler. Bu temel bilgi ve prensipler bir bilgiyi şekillendirme kabiliyetine sahip olan insanlarda kainatın ve ruhların nasıl birlikte olduğu hakkında bir vizyon yaratmaktadır.
Yani en küçüğünden en büyüğüne kadar ayrıntılarıyla izah edilmiş olan kainat içi ve üstü olaylar, ruhları da kapsayacak şekilde bir vizyona dönüştürülmesi büyük düzenin görünmesini veya temel sistemin nasıl kurulmuş olduğunun ana hatlarını ortaya koymaktadır.
Fakat, izah edilmiş olan yüksek prensipler aynı olmasına rağmen her insanda bir vizyonun açısı veya ince ayrıntılarını gören objektif ayarı gibi ayarlar her insanın bilgi sezgi ve idrak kabiliyetlerine göre çok değişik şekillerde meydana gelmektedir.
Dünya insanı için farklı olması çok doğal olan ve otomatik olarak meydana gelen bu vizyonun üzerinde özellikle durulması ve dikkat edilmesi gerekir, zira anlaşılamayan veya birbirine bağlanamayan eksik bilgiler de bu vizyonun içerisinde yer almaktadır. Dolayısıyla bilgilerin vizyona dönüştürülmesi ve eksik parçaların vizyon içinde yer almış olması büyük düzenin veya temel sistemin bir sentezinin yapılmasını kolaylaştıracaktır.
Dünya realitesine göre meydana gelen bu vizyonda ruhlar ve kainatlar birbirinden ayrı ve uzak görünmektedir. Aslında burada görülmesi gereken sadece tesirlerin nereden çıkıp nereye gittikleri ve meydana getirdikleri hareketler olmalıdır. Bu vizyonda asli prensip yer almamaktadır. Fakat, ruhların başı boş davranmayıp bir takım kurallara uyduğunun görülmesi asli prensibin kendisini değil, kudretini bu vizyona dahil etmek demektir.
Vizyonun genişletilmesi kainatın dışına taşması demektir, ki bu da özelliği değişik başka bir kainatın bu vizyon içine sokulması demek olur. Bu konuda verilen bilgiler kainatların sonsuzluğu hakkında ayrı bir vizyon oluşturmaktadır. Fakat, idrak sonsuzluğu kavrayamadığı ve kainatlar da sonsuz olduğu için bu vizyonun genişletilmesi belli bir yere kadar devam edip gidebilecektir. Sadece, kainatlar sonsuz olup birbirinin içinde ve birbirinden ayrı olarak bulunmaktadır bilgisiyle yetinip tek kainat vizyonu üzerinde duralım.
Ruhları ve kainatı içine alan bu vizyonda kainat içinde meydana gelen devasa hareketlerin boyutlarını küçültüp küçük hareketlerin de görünmez hale getirilmesi gerekir. O kadar ki, bizim için bu alemde görünen devasa galaksiler dahi çok küçük hareketler olup yok sayılmalıdır. Ayrıca başka kainatlardan gelen ve bu kainattan diğer kainata atlayan sonsuz bir ruh trafiğinin de canlandırılması gerekir. Böyle olunca, ruhların kainatta meydana getirdikleri tüm hareketlerinde ileriye doğru sürekli bir akış görülecektir.
Kainatın süreklilik arz eden çeşitli hareketlerine bağlı maddeler ve bu maddelere bağlı çeşitli seviyelerde ruhlar bulunmaktadır. Yani ruhlar kainat maddelerine bağlanmakta ve bağlandıkları bu maddeler de varlık olmaktadır. Fakat, bu kainatta tekamülünü tamamlamış olan ruhların varlıkları bireyselliklerini korumakla beraber en yüksek düzeyde birbirleriyle kaynaşmış ve bir bütünlük oluşturmuşlardır.
Genel haliyle bu vizyonda sonsuz sayıdaki ruhlar kendi kendilerine kainatla bir bağlantıya geçememektedirler. Asli prensip, hiçbir zaman insanların idrak edemeyecekleri ruhların tekamül ihtiyaçlarını, sadece kudretiyle kainat maddelerine yansıtmaktadır. Asli prensibin kudreti ruhların tekamül ihtiyacını sadece kainata yansıtmakla kalmayıp bu kudret kainatın içine de sızmaktadır.
Şimdi, bu kainatta tekamüllerini tamamlanmış olan ruhlar, bir ruhun tekamül ihtiyacının ne olduğunu, neden bu kainata yansıtıldığını, ve bir ruhun bu kainatta tekamül ihtiyacının nasıl tamamlanması gerektiğini bilmektedirler. Bu bilgiye sahip olan ruhların varlıklarında ortaya çıkan ve son haddine kadar genişlemiş olan idrak bütün kainatı sarmıştır. Bu idrak birliğine sahip olan varlıklar, kainata hakim olup genel haliyle maddi kainatı temsil etmektedirler. İşte asli prensibin kudreti ruhların tekamül ihtiyacını kainata yansıttığı gibi bu kudret aynı zamanda bu varlıklar birliğine de gelmektedir.
Asli prensibin kudreti bu varlıklar birliğine gelince, bu birlik kainat maddelerine bağlanmış olan tüm ruhların tekamül ihtiyaçlarını karşılamaya başlamaktadır. Tekamüllerini tamamlamış olan bu ruhlar tekamül ihtiyacında olan diğer ruhları bu kainata davet etmemektedirler. İhtiyaç sahibi ruhları asli prensibin kudreti tayin edip göndermekte ve bu varlıklar birliği de ruhların bu ihtiyaçlarını kainat içinde karşılamaktadır.
Ruhların tekamül ihtiyaçlarının karşılanma şekli ise bu varlıklar birliğinin ruhların varlıklarına gönderdiği tesirlerle yerine getirilmektedir. Gelişmekte olan her safhadaki varlıkların ilerlemeleri üst varlıkların yardımlarıyla ve kendi altlarında bulunan varlıklara yardım etmeleriyle mümkün olmaktadır.
Yeni gelen ruhlar belli bir hazırlık safhasından sonra aktif olarak faaliyetlere geçip tekamül ihtiyaçlarını tamamlamaya başlamaktadırlar. Bu hazırlık safhasının hareketleri bu vizyonda kısa bir duraklama veya bekleme gibi görülmektedir. Vizyonda görünen kainat tarafına biraz yaklaşalım.
Ruhun varlığı hangi alemin maddelerine bağlıysa, hangi maddi ortama bağlıysa, o ortamın zaman ve mekanına da bağlı bulunmaktadır. Yani eğer bu varlık, hidrojen aleminde bir bedene bağlıysa bedenin idraki hidrojen alemine bağlı olduğu için, bu alemin maddelerine bağlı geçmiş şimdi gelecek gibi zaman kavramlarına da bağlı olacak ve diğer alemin maddelerine bağlı zaman ve mekanlar bu idrakin dışında kalacaktır.
Vizyonu uzaklaştırınca, bu aleme ait geçmiş gelecek zaman kavramları kendi içinde kaybolup tümü birden sadece ileriye doğru giden hareketler akışı olarak görülecektir. Yani alemleri birbirine bağlayan ara bölgeleri de dahil olmak üzere tüm kainat hareketlerinin ileriye doğru kaydığı görülecektir.
Asli prensibin kudretini ifade eden yüksek prensiplerin neler olduğunu öğrenip bu bilgilerin sezgilerine kavuşmuş kimseler, ruh ve kainattaki büyük düzenin veya temel sistemin nasıl kurulup çalıştığını içsel olarak görebilirler.
Büyük düzeni kuran yüksek prensiplere idraklerini uydurmuş olan varlıklarda ortaya çıkan mütevazilik, bu düzenin sezgisini henüz kazanmış insanların örnek alması gereken bir davranış biçimi olmalıdır.