Notlar

LK banner 2016

22:36:51
 2/05/2024

Dünyadaki bitki bedenlerine bağlı olan varlıklar olduğu gibi, bunların yanında böcek ve hayvan bedenlerine bağlı olan varlıklar ve bu varlıklara hakim olan ruhlar bulunmaktadır. Bitkiler alemi sayesinde gelişmiş hücreler ve bu hücrelerden kurulmuş bedenler, başka bir zaman ve mekandaki varlığın içgüdüsel davranışlarını bu dünyanın zaman ve mekanında daha iyi ve çabuk ifade etmeye başlamaktadır.

Bitkiler aleminde bir bitki bedeni, hücrelerinin manyetik alanlarından nasıl kontrol ediliyorsa, hayvanlar aleminde de hayvan bedenleri hücrelerinin manyetik alanlarından öylece kontrol edilmektedir. Şimdi, bu konuya biraz gerilerden başlayarak devam edelim.

Ruh, tekamülünü kainattaki varlığını kullanarak sağlamaktadır. Varlığın maddesi o kadar incedir ki ruhta uyanmış içgüdüleri kusursuz olarak yansıtmaktadır. Ruhtaki içgüdüler kainat üstünde kalan bir durumdur ve ruhun ihtiyaçları gibi onun da niteliği bilinmemektedir.

Varlığın bitki bedeninden insan bedenine kadar sonsuz çeşitlilikte bedenler kullanması esas yapacağı işlerin hazırlığından ibarettir. Esas yapacağı işler için sonsuzluk kadar görünen bu hazırlık süresi, bir insanın dünya hayatında ilk defa gittiği bir ana okulunun süresi kadar süreden çok daha kısadır. Bu kısa hazırlıkta varlığın kullandığı beden şekillerinin sonuncusu insan bedenidir. Ancak bu hazırlıklar bittikten sonra kazanılan tecrübelerle varlık esas işine başlamaktadır.

Şimdi, ruhun varlığını ve varlığın da maddelere hakim olup kullanması bir takım prensip ve mekanizmalarla gerçekleşmektedir. Maddeler, ilk oluşumlarından itibaren bir düaliteye sahiptir. Düalite, bir prensiptir ve tüm madde topluluklarının her bir zerresine kadar denge halinde bulunmaktadır.


Dengeyi meydana getiren maddi unsurlardan birinin miktarının değiştirilmesi, azalan tarafa bir akış başlatıp tekrar dengeye gelmesine sebep olmaktadır. Dengeyi meydana getiren maddi unsurlar kendi kendilerine bozulup bir hareketi meydana getirememektedir. Bir değerin eklenmesi veya eksiltilmesi şarttır. Bu durum, maddelere ait düalite prensibi ve değer farklanması mekanizması olarak ifade edilmiştir. Bu, o kadar çok önemli bir prensiptir ki biraz dikkat edildiği takdirde hayatın her alanında çalışmakta olduğu görülecektir.

Varlıkları geliştirip yükselten mekanizmalar tekamül mekanizmalarıdır. Tekamül mekanizmaları düalite prensibi ve değer farklanması mekanizmasıyla çalışmaktadır. Varlık bir bitki bedenine hücrelerinin manyetik alanından hakim olunca orada kendisini geliştirecek olan bir mekanizmayı çalıştırmak zorundadır. Sadece bitkinin manyetik alanına yapışıp kalması onu geliştirememektedir. Hareket halinde olmayan her şey denge halindedir. Bu tekamül mekanizmasıyla varlıkların içgüdülerini nasıl geliştirdiklerini kavrayabilmek gerekir. Bu mekanizmaların nasıl birlikte çalıştığını basitçe izah edelim.

Bitkilerin manyetik alanları bir düaliteye sahiptir. Varlık, hakim olduğu bitkinin manyetik alanına içgüdüleriyle bir hamle yaptığı zaman bir tesir gönderip değer eklemektedir. Eklenen değerle meydana getirilen hareketler topraktaki suyu çekme hareketi olarak görünmektedir. Neden bitki topraktaki suyu çekmeye başlıyor, bu çekim gücü gerçek sevginin çok derin anlamda basit bitki bedenlerindeki karşılığı olmaktadır. Varlık o bitkiden bağını koparırsa hiçbir güç o bitkiyi yaşatamaz.

Varlıktan tesir bir anda gelmektedir fakat hareketler çok çok yavaş meydana gelmektedir. Bu hareketlere bağlı bir zaman vardır. Dış bir müdahale ile zaman hızlandırılacak olursa hareketler de hızlanacak ve suyu çok çabuk çekecektir. Bitki, suyu gövdesine çekip yaydıktan sonra manyetik alan dengesi tekrar kurulmuş ve bitki bedeni de değer aldığı için biraz büyümüş olacaktır.

Fakat, varlık kendi özgür iradesiyle bir değer ekleyip bir hareketi meydana getirmiştir. Bu hareketin sonunda meydana gelen denge seviyesi bitkinin eski denge seviyesinin üzerine çıkmıştır. Bu denge seviyesinin bir yukarı çıkması tekamül mekanizmasının bir birim değer alıp yükselmesi demektir.

Denge seviyesi bir aşağı inmiş olsaydı tekamül mekanizması da bir birim değer kaybedip bir aşağı inmiş olacaktı. O zaman da bitki bedeni büyüyeceği yerde tam tersine küçülecekti. Bitki bedeninin küçülmesi varlığa bir fayda sağlamayacağı için tekamül mekanizmasının denge seviyesinin aşağı düşmesine izin verilmemektedir.

Varlık, ikinci bir hamle yaptığı zaman bitki bedeni tekrar su çekmeye başlayıp kaldığı yerden itibaren değerlerini artırıp büyümeye ve sonuçta tekamül mekanizması da daha önceki aldığı değerlerin üzerine bir değer daha ekleyip yükselmeye devam etmektedir.

Varlığın bu basit bitki bedeni üzerindeki tecrübesi tamamlanınca tekamül mekanizmasının yükselişi ve varlığın gelişimi durur. Daha doğrusu, bu bitki bedeniyle tekamül mekanizmasının denge seviyesi belirli bir yere kadar yükselebilmektedir. Onun için varlık, yaprakları dalları olan daha karışık bitki bedenlerine doğru geçer. Tekamül mekanizması da daha önceki basit bitkinin yükselttiği seviyeden itibaren değerler alarak yükselir. Dolayısıyla tek tip bitki bedeniyle varlık gelişemez. Bu safhadaki varlıkların gelişimi için binlerce bitki türlerinin bulunması gerekir.

Varlıklar, bitkiler aleminde geliştirmiş oldukları içgüdüleriyle hemen hayvanlar alemine geçip hayvan bedenlerine hakim olamamaktadır. Bitkiler alemini tamamladıktan sonra başka bir aleme geçmekte ve orada kendilerine göre büyük işlerin hazırlıklarını yapmaktadırlar. Bu hazırlıklar bitki safhasından hayvanlık safhasına uyum hazırlığıdır. Bundan sonra hayvan bedenlerine hakim olacakları zaman bunun tecrübesine önce hayvan ve insan bedenlerindeki karmaşık hücrelerden başlamaktadırlar.

En basit hayvan hücresinden başlayıp sinir sistemini oluşturan hücrelere kadar tecrübe kazandıktan sonra ancak en basit bir hayvanın manyetik alan sentezine hakim olup kontrol edebilmektedir. Varlığın kontrol edebileceği ilk hayvan bedeninin elbette dünyanın en ilkel ve en basit hayvanı olması gerekir. Bu basit hayvan bedeninden

İnsanlık safhasına yükselmiş bir varlığın ihtiyaçlarına hayvan bedenleri cevap veremediği gibi, hayvanlık safhasına yükselmiş bir varlığın ihtiyaçlarına da bitki bedenleri cevap veremez. Fakat, bitkiler aleminin son safhalarındaki bazı bedenler hayvanlar aleminin ilk safhalarındaki bedenlere göre bazı yönlerden daha gelişmiş görünebilir. Bir hayvanı idare eden bir varlığın bedeni bir insanı idare eden varlığın bedeninden daha karmaşık olabilir.

Bir hayvan bedenini idare eden varlığın ihtiyacına göre idare ettiği bedenin bazı organları insan bedenindeki bazı organlarından daha hassas ve gelişmiş görünebilir. Bir çok hayvan değişik özellikleriyle insandan üstün yetenekler sergileyebilir. Bir av köpeği insandan daha iyi koku alabilir. Bir kartal çok uzaklardan küçücük hayvanları görebilir. Veya bazıları daha iyi işitip hissedebilir yada daha hızlı hareket edebilir. O varlıkların bedenlerinde görülen bu üstün yetenekler o varlıkların insan varlığından daha üstün olduğunu göstermez. Bitki hayvan ve insanlık safhasındaki bedenler varlıkların genel tekamül ihtiyaçları karşılanacak şekilde sıralanmıştır. Bedenlerdeki bazı yeteneklerin varlıkların ihtiyacına göre öne çıkmış olması bu hiyerarşik sırayı bozmaz.

Şimdi, hayvanların büyüklüğüne veya güzelliğine bakarak onlara hakim olan varlıkların ne kadar çok gelişmiş olduğu tespit edilemez. Varlık, insanların değer verdiği hamam böceğinin veya uğur böceğinin güzelliği gibi süslerle ilgilenmez. Veya, kasten insanları korkutmak veya zarar vermek için yılan, akrep, fare, gibi bedenlere girip çevrede dolaşmaz.

Yani lüzumsuz böcek ve hayvan bedenleri mevcut olamaz. Hatta bunların hayatları kedi, köpek, kuş, gibi serbest dolaşan sevimli hayvanlardan çok daha tehlike altında bulunmaktadır. Bu zorluk bazı bitkiler için de geçerlidir. İnsan için lüzumsuz görünen fakat varlık için büyük bir ihtiyaç olan bu hayvan bedenleri sayesinde varlık içgüdülerini geliştirmekte ve insanlık safhasına ulaşabilmektedir.

Bitki bedeniyle toplumsal hayata katılan varlıklar bir üst safhada hayvan bedenlerine bağlandığı zaman onların bu toplumsal hayatları insanlar için görünür duruma gelmektedir. Bunun için denizlerdeki balık sürülerinin veya karıncaların yada kuşların vs, hayvanların topluluk hayatlarını gözlemlemek yeterlidir. Birçok insan böcekler de dahil bu hayvanları sürekli olarak görmekteler fakat neden var olduklarını ve sebeplerini açık olarak sezmiş değillerdir. Bu bilgilerin idrakinden sonra insanların, bir şeylerin hazırlığını yapmakta olan bu hayvanlara karşı bakış açıları değişecektir.

Balık bedenleri, insanlar onları tutup yesin diye meydana getirilmemiştir. Tavuk, kuş, veya büyük hayvanların bedenleri, insanlar besleyip yesinler diye meydana getirilmemiştir. İnsanlar bedenleri de bu hayvan bedenlerini yesinler diye meydana getirilmiş değildir. Bunlar, ruhlara hizmet eden varlıkların dünyadaki çeşitli bedenleridir. Hepsinin de birbirini yemesi bu safhaları kendi içinde barındıran bu alemin değişmez kanun ve kurallarındandır.

Hayvanlar aleminin beden şekilleri dediğimiz böcek ve hayvan türleri, sadece dünyada su altında veya karada bulunanlarla sınırlı değildir. Hayvanlar alemindeki prototipler üniteye bağlı büyük vazife planlarının kontrolü altındadır ve bilinenden çok daha fazla bir çeşitliliğe sahiptirler.

Bu bilgilerden sonra hayvanların varlıkları ve ruhları olduğu için korunması gerekir fakat insan hayatını tehdit eden böcek veya hayvanların da etkisiz hale getirilmesi gerekir. Böcek ve hayvanların ruhları var mı diye düşünülecek olursa, bu bilgilerden sonra, bir hayvanın binlerce hücresinin binlerce varlıkları ve o varlıklara hakim olan ruhları olduğu gibi, o hayvanın tüm hücre varlıklarını manyetik alanlarından kontrol eden ayrıca bir varlığı ve bir de ruhu bulunmaktadır. Hayvanlardaki hayatın gerçeği göründüğü gibi değildir.

Şimdi, insanlıkta ve insan bedenlerinde ruhu görebilme durumlarından da biraz bahsedelim.

Free Hit Counter (01.01.2016)

Copyright © 2016. The Last Knowledge.
Bu site özeldir ve ticari amaç taşımaz.