Notlar

LK banner 2016

23:01:16
 2/05/2024

Çevremizde gördüğümüz bir çiçek, bir ağaç, bir böcek, bir hayvan, bir insan, her şey birer beden olmaktadır. Taş ve toprak da daha farklı manalarda yine bedenlerdir ve bunlara kullandığımız eşyalar da dahildir.  

Maddelerin oluşum mekanizması, dünyaya verilen en önemli temel bilgi ve prensiplerden birisidir. Taş ve toprakta ruhu görebilmek konusu bu bilgi ve prensiplerin bilinmesiyle daha iyi anlaşılacaktır. Burada, ruhu görmek kavramı objektif değil sübjektif manada kullanılmıştır.

Dağların ve taşların ruhları konusunda genel bir iç görüye sahip olabilmek için, bu önemli bilgi ve prensipleri basitçe izah edelim. Bu prensiplere bağlı mekanizmaların çalışması, var olduğu teorik olarak kabul edilen amorf maddelerde mikro seviyelerden başlayıp gelişerek büyüdüğü için, zihin gözüyle görüp anlamaya çalışmak gerekir.

Ayrıca bu bilgiler, ruhların ve kainatların üzerinde bulunan yüksek prensiplerin, yani ilahi olarak anılan ve adlandırılan asli prensibin sadece kudretiyle ruhlara ve kainatlara nasıl hakim olup, kontrolü altında bulundurduğunun sezgilerini de kazandıracaktır. Bununla birlikte kainat maddeleriyle, kainat üstü durumların kıyasının veya idrakinin mümkün olmadığını da unutmamak gerekir.

Verilen son bilgilerden, insanlar için görünen veya görünmeyen maddelerin esasının, bir araya getirilmiş çeşitli hareket toplulukları olduğu ortaya çıkmıştır. Bu çeşitli hareketlere bağlı, yine çeşitli kendi zamanları da bulunmaktadır. Bu konuların biraz ayrıntılarına girelim.

Ruhların sonsuz tekamül ihtiyaçları sonsuz kainatlarda karşılanmaktadır. Bu cümledeki ihtiyaçlar, kainat üstü durumlara dahil olduğu için, bildiğimiz ihtiyaç duyma kavramıyla kıyas edilemez. Fakat ruhun kainata gelme sebebi olmalıdır ve bunun da ifade edilebilmesi gerekir. Ve bu sebep de bildiğimiz ihtiyaç kavramıyla sembolik olarak ifade edilmiştir. Yoksa ruhlar öz olarak tam ve mükemmeldir.

Ruhların ve kainatların üzerinde bulunan asli prensip, içinde bulunduğumuz kainat sayesinde tekamülünü tamamlayacak olan ruhların, tekamül ihtiyaçlarını bu kainatın amorf maddeleri üzerine yansıtır. Asli prensip ilahi bir prensiptir. Asli prensibe ait prensipler, aynı zamanda bu kainatın üst sınırını oluşturan üniteye de gelmektedir. Ünite, bu kainatta tekamülünü tamamlamış olan ruhlara ait varlıkların meydana getirmiş oldukları, en yüksek ve en son, bir kudretli varlıklar birliğidir. Kainat içerisinde meydana gelen maddi manevi her hal ve durum, kainata hakim bu ünitenin kontrolü altında meydana getirilmektedir.  

Asli prensipten üniteye gelen prensipler, bir senteze tabii tutulduktan sonra tesirlere dönüşüp kainatın her yerine yayılmaktadır. Kainat üstündeki prensiplerin özelliği hakkında bir bilgi verilmemiştir.

Şimdi, asli prensibe ait prensipler, ruhların sadece bu kainata ait olan tekamül ihtiyaçlarını, bu kainatın amorf maddeleri üzerine yansıttığı zaman ruh bu amorf maddelere tutunmaya çalışmaktadır. Amorf maddelere yansıtılan ruhların tekamül ihtiyaçları, ruhtan yansıtılan tesirlerdir ve bu tesirlerin ruhtan sürücüsü, ilahi olan asli prensibin kudreti olmaktadır. Dolayısıyla kainat içerisinde meydana gelen olayların tümü taa en baştan itibaren kutsal özellikler taşımaktadırlar.

Ruhların bazıları, uzun bir zaman sonra bu tesirlerle amorf maddenin bir parçasını yakalar. Aynı anda, asli prensipten üniteye gelen prensipler de tesirlere dönüşmektedir. Bu tesirler de, ruhun yakalamış olduğu amorf madde parçasının ortasına iner.

Asli prensip, prensipleriyle hem ruhların ihtiyaçlarını kainatın amorf maddesi üzerine yansıtmakla, hem de üniteye gönderdiği prensipleriyle, bu prensiplerin tesirlere dönüşüp ruhların yakalamış olduğu amorf madde parçasının ortasına indirmekle, ruhun kainata bağlı kalmasına sebep olmaktadır. Bu durumda, ruhu yakaladığı madde parçasından koparacak tek yetkili ünitenin kudretli varlıkları olacaktır.

Bu mekanizmaya göre; asli prensibin sadece prensipleriyle, ihtiyaç sahibi ruhların kainatla irtibatlarını kurup zaptettiği, ruhları ve kainatı her ikisini de birlikte tek eli altına alıp hakimiyeti altında tuttuğu ortaya çıkmaktadır.

Üniteden ruhun yakalamış olduğu amorf maddenin ortasına gönderilen tesirler, maksatlı gönderilmektedir. Ünitenin kudretli varlıkları, ruhların ihtiyaçlarının ne maksatla kainata yansıtıldığını ve ne yapılması gerektiğini bilmektedir. Üniteden gönderilen tesirler amorf madde parçasının ortasına inince iki zıt kutup oluşturup, basit bir atomu meydana getirmektedir. Bu atoma inen tesirlerin esas kaynağı asli prensip olmakla birlikte, birisi ruhtan diğeri üniteden indiği için bir düalite oluşturmaktadır. Kainat maddelerinde ilk düalite, ilk atomun meydana getirilmesiyle birlikte başlamaktadır. Ruhtan inen tesirler bir ihtiyacı taşırken üniteden inen tesirler de bu ihtiyacı yerine getirme özelliğini taşımaktadır. Mekanizmanın bu hassas noktasını biraz açalım.

Amorf maddenin tesirleri geri yansıtma gibi bir özelliği vardır. Atomun ortasına inen tesirler maksatlı olduğu için, orada bir hareketi meydana getirince geldiği gibi geri yansımamaktadır. Dağılıp etrafına yansımakta ve bu yansıyan tesirler de o atomun manyetik alanı olmaktadır. Bu manyetik alan da, kapsamı içinde kalan diğer amorf maddeleri, kendi üzerine çekip bu atomu zenginleştirmektedir. Buradaki kendi üzerine çekme hareketleri kainatın ilk hareketleridir. Aynı zamanda buradaki ilk hareketlerle birlikte maddelere bağlı zaman da ilk defa meydana gelmektedir.

Bu atoma diğer taraftan bir ruh bağlıdır. Bu atom zenginleştirilirken meydana getirilen hareketler ise ruha yansımaktadır. Üniteden inen tesirler atomları zenginleştirmeye devam ederken, ruha yansıyan atomun hareketleri de ruhta bazı içgüdüleri uyandırmaktadır. Ruhlar, burada bağlı oldukları atomları henüz kullanamamaktadır. Atomlara bağlanmışlardır fakat onlara hakim değillerdir. Buradaki ruhların tekamülleri, bağlı oldukları atomların ünite tarafından gönderilen tesirlerle zenginleştirilmesine bağlı kalmıştır. Bu ilk safhada tekamül eden ruhların tekamüllerine pasif tekamül safhası denmiştir.

Atomun zenginleştirilmesi ve ruhun bu atoma bağlılığı, ünitenin direkt kontrolü altında pasif tekamül safhasından aktif bir tekamül safhasına geçene kadar, yani ruh bir varlığa sahip olana kadar devam eder.

İçinde bulunduğumuz dünyanın dağları ve taşları, gökyüzünde gördüğümüz yıldızlar, gezegenler, her ne bulunuyor ise, ruhların pasif olarak bağlı olduğu, bu basit atomlardan meydana getirilmiştir. Fakat ruhların bağlı oldukları bu atomlar kendi kendilerine bir araya gelip her hangi bir maddeyi meydana getiremezler. Hiçbir şey kendi kendine oluşamamaktadır. Ruh, bu safhada bir atoma bağlanıp pasif ve etkisiz kalırken, diğer atomlara karşı da pasif ve etkisiz kalmaktadır.

Ruhların bağlı oldukları bu çeşitli atomların manyetik alanlarına hakim olup onları birleştiren varlıklar bulunmaktadır. Bu varlıklar atomun içeriğine müdahale edememektedir. Atomun içeriğindeki hareketler ünitenin kontrolü altında bulunmaktadır. Ünite, gönderdiği tesirlerle her şart altında atomu zenginleştirmeye ve o atoma pasif olarak bağlı olan ruhun tekamülünü sağlamaya devam etmektedir.

Öte yandan, diğer varlıklar sadece zenginleştirilmekte olan bu çeşitli atomların manyetik alanlarına hakim olup, çeşitli madde topluluklarını meydana getirmektedir. Bu varlıkların her birinin ayrı ayrı ruhları bulunmaktadır. Dünyada bir bedeni olsun veya olmasın her varlığın ayrı ayrı ruhları vardır.

Kısaca, bu çeşitli atomların manyetik alanlarını kullanarak bir araya toplayıp da taş ve toprağı meydana getirenler, o atomlara pasif olarak bağlı olan ruhlar değil, o safhaları çoktan bitirip bir varlık sahibi olmuş ruhlardır. Buradaki ince farkı görebilmek gerekir. Taş ve toprak atomlarına bir varlığı olmayan ruhlar pasif olarak bağlı iken, taş ve toprak haline getirilmiş maddelerin arkasında varlıklar bulunmaktadır.

Bir eşyanın bir ruhu var mı diye düşünülecek olursa, bu bilgilerden sonra, o eşyanın tek bir ruhunun olmadığı fakat onu eşya haline getiren ruh sahibi varlıkların bulunduğu sonucu ortaya çıkacaktır.

Dağların ve taşların ruhu, bir varlığa sahip olan tek bir ruh gibi olmamakla birlikte, çok daha derin ve farklı anlamda bulunmaktadır.

Şimdi, toprağa muhtaç çiçek ve ağaç bedenlerinde ruhu görebilme durumlarından da biraz bahsedelim.

Free Hit Counter (01.01.2016)

Copyright © 2016. The Last Knowledge.
Bu site özeldir ve ticari amaç taşımaz.