Özel Notlar

LK banner 2016

08:53:28
 2/05/2024

Büyük dönüşümü basit ifadelerle izah etmeye çalışalım. Bu konunun yeteri kadar anlaşılabilmesi için okulların sağladığı genel kültürle birlikte manyetik alanlar konusunda da biraz teknik bilgi yeterli olacaktır. Bununla birlikte, maddelerin manyetik alanlarından kontrol edilmekte olduğu bilgisi de asla unutulmamalıdır.

 

Verilen bilgilere göre, galakside bulunan bir sürü güneş sistemlerinden bir tanesinin gezegeni, kendi yörüngesinden çıkarak geniş bir daire çizdikten sonra eski yörüngesine tekrar girmektedir. Çok uzaklarda bulunan bu güneş sisteminin, bu gezegeni,

kendi yörüngesinde normal hızında dönerken, bizim güneş sistemimizin bulunduğu tarafından, aynı hızda yörüngesinden kaçarak yol almaya başlaması, onun kendi yörüngesindeki hızıyla yol aldığını, ve yavaş yavaş gelmekte olduğunu gösterir. Ayrıca güneş sistemlerindeki güneş maddelerinin manyetik alanlarının çok kolay değiştirilebileceği de bilinmelidir.

 

Bu gezegeni yörüngesinden çıkartan sebep nedir? Yörünge nedir, güneş sistemi nedir, neden birbirinden bu kadar uzaktalar? Önce bunları basitçe izah ederek, devam edelim.

 

Atomlarda olduğu gibi, bir çekirdek ve onun etrafında dönen çeşitli parçalar vardır. Dönen bu parçaların içindeki zenginliğin miktarına göre değişen farklı manyetik alanları da vardır. Çeşitli parçaların manyetik alanları birbirini çekerek veya iterek, aralarındaki mesafeleri, yörüngeleri, yörünge üzerindeki hızları veya kendi etrafındaki dönüş şekilleri ve hızları gibi, her bir parça kendi manyetik özelliklerine göre yerini alır ve yerlerine yerleşir. Gezegenlerin manyetik alanlarının sentezinden, bir tek manyetik alan topluluğu meydana gelir ve o da, o sistemin manyetik alanı olur. Ve bu sistemdeki topluluğun bütünlüğüne de güneş sistemi denir. Bu demektir ki bir güneş sisteminin gezegenleri arasında, manyetik alanların bulunmadığı boş bir yer yoktur.

 

Diğer güneş sistemleri neden birbirinden eşit uzaklıkta değil de farklı uzaklıklarda bulunuyor, veya onları bu kadar uzağa sürükleyen şey nedir?. Bunun cevabı da aynı sistemin özelliklerinde bulunmaktadır. Basitçe anlayabilmek için, çok çok fazla sayıda gezegeni olan bir güneş sistemini göz önüne getirin ve her gezegenin yerine bir güneş sistemi koyun. Bir gezegenin manyetik alanı, kendi sistemi içerisinde, o gezegenin yerini belirler. Yörüngesi, hızı, dönüş şekli, diğerlerinden uzaklığı gibi, her türlü hareketi, kendi sistemi içinde bulunan diğer gezegenlere benzemez. Aynen  bu gezegenin kendi sistemi içinde, kendi manyetik özelliklerine göre, özel bir yere sahip olması gibi, güneş sistemlerinin farklı manyetik alanları da, diğer güneş sistemlerinin farklı manyetik alanlarını çekerek veya iterek, bir güneş sisteminin diğer güneş sistemleri arasındaki yerini belirler. Dolayısıyla bütün güneş sistemleri de farklı uzaklıklarda, fakat bir denge içinde bulunurlar. Bu durumda, güneş sistemleri arasında da manyetik alanların bulunmadığı, boş bir yer yok demektir. Tüm güneş sistemlerinin manyetik alanlarının sentezinden, galaksinin manyetik alanı ve galaksilerin manyetik alan sentezlerinden de nebülözün manyetik alanı meydana gelir ve bu kainatı kapsayana kadar genişler.

 

Küçük veya büyük, bütün madde parçalarını layık oldukları yerlerde bulunduran bu büyük manyetik alanlar düzeni içerisinde, hiçbir güneş sisteminin, hiçbir gezegeni durup dururken yörüngesinden çıkmaz. Fakat bu gezegen, her atmış veya yetmiş bin yılda bir, rutin olarak yörüngesinden çıkartılmakta ve bir sürü güneş sistemlerinin manyetik alanlarını bozduktan sonra, eski yörüngesine tekrar sokulmaktadır. Her defasında olduğu gibi, yörüngesinden çıktıktan sonra çizdiği dairenin, en uzak noktası da, galaksinin bir kenarında bulunan, bizim güneş sistemimiz olmaktadır.

 

Manyetik alanları birbirine dayanan güneş sistemlerinden birisinin, manyetik alan değişikliği, yanındaki diğer güneş sisteminin manyetik alanını da etkiler.  O da diğerlerini etkiler, onlar da daha diğerlerini. Dolayısıyla bu sistemleri meydana getiren içindeki parçalar da etkilenir. Bu gezegen, yörüngesinden çıktıktan sonra onun bu zincirleme etkisi bizim güneş sistemimize kadar gelir. Maddesi, dünya maddelerinden daha basit ve ağır olan bu gezegenin, dünyanın dört yüz katı büyüklüğünde olduğu ifade edilmiştir. Ne zaman yola çıktığı ve hızı belli olmayan bu gezegenin zincirleme etkisi, kısa bir zaman öncesine kadar bizim güneş sistemimize zayıf olarak gelmekteydi. Bu dev gezegen, şu anda bu tarafa doğru yaklaşmakta ve manyetik alan kuvveti de giderek artmaktadır.

 

Ayrıca bu gezegen, yörüngesinden çıkartıldığı andan itibaren diğer güneş sistemlerinin manyetik alanlarını bozarak, sistemlerin yeniden düzenlenip kurulmasına ve kürelerin gelişmesine sebep olmuştur. Bununla birlikte birçok güneş sistemlerinde yaşayan gelişmemiş varlıkların, gelişimlerinde hız almasına da imkan hazırlamıştır. Bu, çok geniş ve kapsamlı yardım şeklinin, güneş sistemlerinde uygulanan değişmez bir kural olduğu da bildirilmiştir. Bu kuralın yerine getirilmesi için, güneş sistemlerindeki küçük veya büyük dönüşümlerle vazifeli bir planın kontrolünde, bu gezegen büyük hesaplarla yörüngesinden çıkartılmıştır. Gezegenin, izleyeceği rota üzerinde bulunan diğer güneş sistemlerini de, ne derecede etkileyip geliştirmesi gerektiğinin hesabını da yine bu vazifeli plan yapmıştır. Yani uzak veya yakın hiçbir hareket yada yenilik rasgele meydana gelmemektedir. Bu plana da direktifler kainatı idare eden ünite tarafından verilmiştir.

 

Uzaklardaki güneş sistemlerinde yaşayan ve gelişmemiş varlıkların gelişmesine yol açan bu gezegenin; bozucu görünüp yapıcı sonuçlar veren bu hareketleri, dünyada gerçekleşecek olan büyük dönüşümden önce, yani şu anda çoktan başlamış bulunmaktadır.

 

Yaklaşmakta olan gezegenin yoğun manyetik alanı, kısa bir zaman önce güneş sistemine direkt temas etmiş ve güneşin manyetik alanını değiştirmiştir. Güneşin manyetik alanındaki değişiklik, bir güneş sisteminde bulunan diğer gezegenlerin manyetik alanlarını da doğal olarak etkiler ve onlarda reaksiyonlar meydana getirir, ve getirmiştir. Şimdi, büyük dönüşümü başlatan ve yavaş yavaş hızlandıracak olan bu etkilerin ayrıntılarına geçelim.

 

Varlıkların, maddeleri kullanmak için onların manyetik alanlarına hakim oldukları gibi, bir madde gezegeninde yapılacak olan herhangi bir değişiklik de, o gezegenin manyetik alanı kullanılarak yapılır. Dünyanın manyetik alanındaki değişikliğe, yaklaşmakta olan o büyük gezegenin, yoğun manyetik alanı sebep olacaktır. Fakat o sebebin de arkasında yine vazifeli varlıklar bulunmaktadır.

 

Dünyanın manyetik alanı nasıl etki altında kalıyor? Bunu anlayabilmek için dünyanın manyetik alan özelliklerini ve güneş sistemi içindeki durumlarını hatırlamak gerekir. Bunlar herkesin bildiği bilgilerdir. Fakat yine de basitçe tekrar edelim. Dünyanın iki manyetik kutbu vardır, kuzey ve güney kutbu. Bunların nasıl ortaya çıktığını biliyorsunuz. Bu kutuplar, dünya maddelerinin manyetik alanlarından kurulan genel dengenin bir sonucudur. Dünyanın maddelerinin içinde ve dışında, hareket halinde olan ve olmayan maddeler de vardır. Bu maddelerin manyetik alanlarının meydana getirdiği kutuplar, diğer gezegenlerin kutuplarına göre, çok hassas bir yapıya ve konuma sahiptir.

 

Dünyanın bir kutbundan diğer kutbuna doğru bir çubuk geçirip, dünyayı döndürürseniz, buna dünyanın kendi ekseni etrafında dönmesi denir. Sabit bir hızda dönen dünyanın hareketlerine bakacak olursanız; bu hareketler kutuplara doğru yavaşlar, ortasına doğru, yani ekvatora doğru hızlanır. Bu çubuk dik durmasın, çubuğu güneşe göre 23° lik bir açı yapana kadar hayali olarak yatırın ve döndürün. İşte dünya bugün böyle yatık bir eksen etrafında dönmektedir.

 

Dünya bu hareketiyle, aynı zamanda güneşin etrafında,  elips şeklindeki bir yörünge üzerinde, devamlı dönerek yol almaktadır. Güneşten uzaklaşınca kış olur yaklaşınca yaz olur. Güneşi gören taraf gündüz olur görmeyen taraf gece olur.

 

Dünyanın güneş sistemi içerisinde görünen basit durumu budur. Bunların ayrıntılarını ve teknik bilgilerini rahatlıkla bulabilirsiniz.

 

Şimdi güneşin manyetik alanında meydana gelen değişiklik, güneşin ve kendi ekseni  etrafında dönen dünyanın, manyetik alanı üzerinde baskı yapmaya başlamıştır. Dünyanın ekseni ne tarafa eğikse, o tarafa doğru bu eğikliği yavaş yavaş artırmaktadır. Yukarıdan verilen bilgilere göre yaklaşmakta olan gezegenin etkisi, dünyanın şu anki 23° 27´ eksen eğikliğini 13° daha eğecektir.

 

Masa üstü küçük bir dünya küresine bakarsanız, kuzey kutbu bugünkü kuzey kutup dairesiyle yüzüncü meridyenin birleştiği nokta üzerine gelecek; güney kutbu ise bugünkü güney kutup dairesiyle sekseninci meridyenin birleştiği nokta üzerine geleceğini görürsünüz. Dolayısıyla bütün meridyenler, paraleller ve ekvator, kutupların kayma derecesine göre yerlerini  değiştireceklerdir.

 

Güneşin manyetik alan değişikliğiyle birlikte, dünyanın şu andaki manyetik kutupları da eski yerinden yavaş yavaş uzaklaşmaya başlamıştır. Kutuplardaki  değişimin ilk zamanlarında, yani şu anda, insanları fazla ilgilendirmeyeceği de bildirilmiştir. Manyetik kutuplar kayınca eski kutup bölgeleri de yavaş yavaş ısınmaya başlar. Yeni kutup bölgeleri de soğumaya başlar. Kutuplar ısınınca kutuplardaki buzlar da erimeye başlar, şu anda buzlar da yavaş yavaş erimeye başlamıştır. Buzların erime hızına bağlı olarak, dünyada mevcut olan iklimler de değişecektir. Buzların tamamen erimesi durumunda ise sadece akdeniz bölgesindeki hava sıcaklığı  +40° ile +70° arasında olacaktır. Dünyada artacak olan sıcaklığın ayrıntıları, yaklaşık tarihleriyle birlikte verilmiştir.

 

Yalnız, dünyanın kutuplarının birisi okyanusa diğeri kara parçası üzerine denk gelmektedir. Kuzey kutbu okyanusta güney kutbu kara parçası üzerindedir. Buralarda erimeye başlamış olan buzların suyu, güney kutbunda okyanusa dökülmekte, kuzey kutbunda ise okyanusun içinde deniz suyuna karışmaktadır. Suyun içindeki buzun hacmi büyüktür, eridiği zaman hacim küçülür. Bu demektir ki kuzey kutbundaki buzlar eridiği zaman okyanus suları azalacaktır. Diğer taraftan güney kutbundaki buzlar da erimektedir, onlar da eridiği zaman güney kutbundaki okyanus suları  çoğalacaktır. Sonunda okyanus sularının dengesi bozulacak ve her iki kutuptaki buzların erime hızına bağlı olarak, güney kutbundaki okyanus suları kuzey kutbuna doğru yavaş yavaş akmaya başlayacaktır.

 

Dünyanın manyetik alanı, dünyada bulunan maddelerin manyetik alanlarının genel dengesinin bir sonucuydu. Okyanus sularının güneyden kuzeye akışı, güneşin başlattığı ve bir miktar kaydırdığı dünyanın manyetik kutuplarını,getirdiği seviyenin, çok daha ötesine kaydıracaktır.

 

Binlerce metre derinliğe sahip okyanus sularının bu akışı, kıtaların üzerine baskı yapacak ve kıtaları çatlatacaktır. Bu çatlayan yerlerden yer altındaki lavları püskürtecektir. Her yerde lavlar püskürünce toz dumanla birlikte hava kararacak ve kıtalar çökecektir. Kıtalar çökünce doğal olarak okyanus suları kıtaların üzerine akacak ve üzerlerini kapatacaktır. Kıtalar çökerken ve okyanus suları üzerini kapatırken, diğer taraftan okyanus tabanı suyun üzerine çıkacak, ve  yeni kıtalar böylece ortaya çıkacaktır. Herkesin felaket olarak yorumlayacağı bu büyük dönüşümün en hareketli son günleri, birkaç gün sürecektir. Bu birkaç gün içerisinde, güneşin değişen manyetik alan baskısıyla birlikte karmakarışık olmuş tüm dünya maddelerinin manyetik alanları, tamamen tersine dönecek ve hızla yeni kutupları meydana getirecektir. Yani kuzey kutbuyla güney kutbu yer değiştirecektir. Yeni kutuplar yeni yerlerine yerleştikten sonra düzenli bir iklim, sakin bir hayat, ve yeni bir çağ daha başlamış olacaktır.

 

Dünyanın en yüksek dağları ve tepeleri genellikle sarp ve karlıdır, ağaç yada toprak bulunmaz. Bu yüksek yerler kıtalar batarken ada veya takım ada olarak kalacaklar. Daha önceden buralara sığınan insan ve hayvanlar, nesillerini sürdürmek için çok zorlu bir hayat mücadelesine başlayacaklar. Manyetik alan değişikliği ve felaketin şokuyla ve ayrıca başka önemli bir sebep yüzünden, hafızalarını kaybetmiş olarak ilk çağı başlatacaklar. Bu önemli sebebin ne olduğunu kısaca hatırlatalım.

 

Bir varlık, bir insan bedeni kullanacak hak ve liyakati kazandığı zaman bu imkan mutlaka yaratılır. Kainat ruhların tekamülü için vardır, bilgisini unutmamak gerekir. İnsan bedeni kullanmak için aday olan varlıklar, ilk defa insan bedeni kullanırken eski alışkanlıklarından hemen kurtulamazlar ve doğal olarak hayvana benzer davranışlar gösterirler. Bir ana baba bugün, böyle vahşi davranışlara sahip birisini dünyaya getirirse büyük sorunlar çıkar. Bu varlıklara yardım edecek olanların, bugünkü çağdan, medeniyetinden ve kim olduğu hakkındaki bilgilerden bihaber olması gerekir. İşte büyük dönüşüm, aynı zamanda bu varlıkların ilk defa bedenlenmeleri için, bu ortamı ve imkanları da sağlamış olmaktadır.

 

Unutmamak gerekir ki bu günün insan varlığı için de aynı ortam ve imkanlar yaratılmıştı ve bu günlere kadar gelinmiştir. Dünyada kalarak ilk çağı başlatacak olan insanların kendi istek ve arzularıyla kalacağını, hiç kimsenin onları zorla bırakmayacağını ve bunun da bir ceza olmadığının bilinmesi gerekir.

 

Büyük dönüşümün son birkaç gününde meydana gelecek olan dehşet verici manzaralar, dünya maddelerine ait hareketlerdir. Bu hareketleri, vazifeli planların üniteden gelen direktiflere göre, kontrollü olarak meydana getirdikleri ve bunun da değişmez bir kural olduğu idrak edilirse, korkulması gereken bir hareket olmadığı, hatta dünyanın her zamanki gibi atlatması gereken doğal ve büyük bir dönüşümü olduğu anlaşılacaktır.

 

Vazife planı varlıklarının, maddelere ve hareketlerine, hangi göz ve değerlerle baktıkları bilgilerine ulaşıp, bu bilgilerin sezgisinin önceden kazanılması, dünyada yapılması gereken en son hazırlıklardan bir tanesi olacaktır. Bu sezgiyi gerçekten kazanmış olanlar için korku, endişe, panik, her şey biter.

 

Bu bilgilerin bir çok ayrıntıları, büyük vazife planının, dünya için vazifeli olan kısmının dünyaya hediye ettiği İlahi Nizam ve Kainat adlı kitabın, içerisinde bulunmaktadır.

Free Hit Counter (01.01.2016)

Copyright © 2016. The Last Knowledge.
Bu site özeldir ve ticari amaç taşımaz.