Özel Notlar

LK banner 2016

18:00:52
 27/04/2024

Bu ilginç sorunun cevabı insan idrakini genişleten bilgileri içerir. İleri veya geri seviyede, maddelere bağlı tüm varlıkların, maddi ortamda birbirlerine yardım ederek, birbirlerini geliştirerek, insan idrakinin kavrayamadığı bir düzen içinde ve bir takım prensiplerle yürütüldüğünü biliyorsunuz. Bu olayın niçin gerekli olduğunu, nasıl başladığını ve nasıl geliştiğini taa en başından alarak kısaca gözden geçirelim.

 

Son gelen bilgilerden ortaya çıkan sonuçlara göre ruhun madde kainatında bir aktif bir de pasif tatbikat safhaları bulunmaktadır.

 

Pasif tatbikat; ruh bir madde parçasına ilk defa bağlandıktan sonra yukarıdan gelen tesirler o madde parçasını harekete geçirir ve ruh ta o hareketlere bağlı kalır. Maddenin bu hareketleri, ruhun bu maddeye bağlı olduğu kanaldan ruha yansır ve ruhun bir kabiliyeti yavaş yavaş uyanmaya başlar. Bu durumda iken ruh hiçbir şekilde hiçbir şeye müdahale etmez. Bu, pasif bir tatbikat şeklidir ve ruhun ileriye dönük tekamül hazırlığını tek taraflı olarak sağlar.

 

Aktif tatbikat ise; ruhun pasif tatbikat sürecini bitirdikten sonra başlar. Ruhun pasif tatbikatları sırasında bağlı olduğu madde parçasına yukarıdan gelen tesirler hareketlerini kademeli olarak artırdığı gibi ayni zamanda o madde parçasını da zenginleştirir, ve zenginliği oranında da manyetik alan genişler, bunlar partiküllerdir. Ruh hala zenginliği artan bu maddeye bağlıdır. Daha sonra, tesirler maddelerin manyetik alanlarına da gelir ve onları da geliştirir. Bunlardan daha da incelmiş manyetik alanlar, yani partiküller ortaya çıkar. Tesirler bu defa bu incelmiş manyetik alanların ortasına gelir ve bir kısım partikülleri bir araya toplar. Bu tesirler, ruhun zenginleşmekte olan madde parçasıyla direkt olan bağlantısını koparıp sonradan meydana getirilen partikül topluluğuna bağlarlar. Ruh, manyetik alandan oluşmuş bu topluluğuyla artık diğer atomların manyetik alanlarına etki ederek onları bir araya toplar, dağıtır, veya istediği düzenlemeleri yapar. Maddeler, manyetik alanlarına yapılacak olan etkilerin özelliğine göre tepkiler gösterirler. Bu tatbikatlardan içinde bulunduğumuz astronomik hidrojen alemi meydana gelir. Bunların atomlarına da direkt olarak ruhlar bağlıdır ve onlar da pasif tatbikat safhasında bulunur. Bu bilgi aynı zamanda başka yüksek bir bilginin mütevazı sezgisini verebilir.

 

 Ruhun, manyetik alan topluluğunu kullanarak diğer atomlara ve maddelere etki etmeye ve çeşitli düzenlemeler yapmaya başlaması, ruhun madde kainatında aktif olarak tatbikat yapmaya başlaması demektir. Atomlarla yapılan ve çok uzun süren bu aktif tatbikatların sonunda basit bir bitki hücresini kurabilecek duruma gelir. Varlıklar her safhada mutlaka basit oluşumlar veya hücreler kurarak tatbikatlarına başlarlar, çünkü o ana kadar kazanılan tecrübeyle karmaşık bir beyin hücresi kurmak mümkün olmaz.

 

Önce basit bir bitki hücresi kurarak ve ona hakim olarak aynı bitki hücrelerinden kurmuş olan diğer manyetik alan topluluklarının, yani varlıkların kurmuş olduğu hücreler arasına yardımlaşma ve dayanışma prensiplerine bağlı olarak katılır. Varlığın ilk defa kurmuş olduğu basit bir bitkinin basit bir hücresi o varlığın bitki ortamında kurduğu ilk fiziki bedeni olur. Bu hücreler ve atomları hidrojen alemine aittir ve dolayısıyla bitkiler de hidrojen alemine dahil olur. Bitki bedeninin tümünü idare eden daha tecrübeli başka bir varlık, bunun gibi hücre varlıklarını kullanarak onların yardımlarıyla kendi gelişimini sürdürür. Yani bu varlığın, basit bitki hücrelerinin manyetik alanlarına hakim olup, o hücrelerden meydana getirmiş olduğu basit bir bitki bedenini kullanarak kökleriyle topraktan su çekme iradesini göstermesi, ve diğer hücrelerin gelişmesine yardımcı olması, yeme içme olayının içme şeklinde görünen en basit ve en ilkel bir yardımlaşma ve dayanışma halini ortaya çıkartır. Daha sonra o bitkinin değişik yerlerinde değişik hücreler kurarak tecrübesini artıran varlık, sonunda o bitkinin tüm hücrelerinin manyetik alanlarına hakim olur ve bir bitkiyi tümüyle kontrol etmeye başlar. Yani önce yönetilir daha sonra kalabalık bir hücre topluluğunu yönetmeye başlar.

 

Bitkiler aleminin daha ileri seviyelerinde artık kökleriyle topraktan su içmekle de kalmaz, yapışkan ve güzel kokulu aldatıcı çiçek görüntüsüyle tuzak olarak değerlendirilen hareketlerle veya bilinmeyen çeşitli yollarla daha gelişmiş ve hareketli görünen diğer hücre topluluklarına da, yani sinek böcek gibi görünen küçük hayvanların yapmış olduğu tatbikat alanlarına da uzanır. Kısaca, canlıların birbirini yemesi olayı bitki seviyesinde iken gizemli bir şekilde içme hareketiyle ortaya çıkan yardımlaşma ve dayanışmanın en basit hareketleriyle otomatik olarak başlamış olur.

 

Bitki modellerinin ilk basit kuruluşu, hidrojen alemine ait geliştirilmiş elemanların bir araya getirilerek bir madde topluluğu, bir mekan, bir gezegen, bir dünya meydana getirme aşamasında iken başlar. Basit bir bitki modelinin, yani basit bir bitkinin veya milyonlarca türünün, bitkiler alemine girecek ve bu alanda tatbikat yapacak olan varlıklar için tohum atomu olarak, tohum olarak korunması gerekir ve bu korunmaktadır.

 

Bitkiler alemini bitiren varlıkların, bir sonraki tatbikat aşaması daha karmaşık hücreler ve bu hücre topluluklarından meydana getirilmiş olan küçük büyük tüm hayvanlar veya hayvanlık alemidir. Bitkiler alemine girerek en basitinden başlayıp gelişerek ilerleme yöntemi hayvanlık alemi için de geçerlidir. Yardımlaşma ve dayanışmanın sınırları ve şekilleri hayvanlık aleminde çok fazla gelişir ve genişler. Bitkilerdeki içmek şeklinde başlayan ve gelişen yardımlaşma ve dayanışma olayı hayvanlık aleminde emmek, yutmak, veya ısırarak parça almak şekline dönüşerek gelişir ve devam eder. Bu modellerin de bitki modelleri gibi hayvanlık alemine girerek tatbikat yapacak olan varlıklar için de korunması gerekir.

 

Varlığın bundan sonraki tatbikat aşaması insanlık alemidir. Hayvanlık alemine en basit hayvandan başlama yöntemi insanlık alemi için de geçerlidir. İlkel bir insanın yemesi ve içmesi hayvanların yemesine ve içmesine önceleri çok benzer, fakat insanı hayvanlardan ayıran birçok özellik insanda ortaya çıktıkça bu farklar da büyür ve ayrılır. Bu gün ise yeme ve içme gibi görünen yardımlaşma ve dayanışma olayı artık bir kültür haline gelmiştir. Bitki ve hayvanlarda olduğu gibi insan modellerinin de, yani insan neslinin de korunması gerekir ve bu da korunmaktadır.

 

Neden hep bu modellerin veya türlerin korunması gerekir diyoruz?.

Çünkü dünya gezegeninin fonksiyonu bitkiler alemini bitiren varlıkları hayvanlık alemine hazırlar. Hayvanlık alemini bitiren varlıkları insanlık alemine hazırlar. İnsanlık alemini bitiren varlıkları dünyaya veya hidrojen alemine ait olmayan başka bir ortamın tatbikat alanına hazırlar ve mezun eder. Dünyanın, varlıkları mezun etme hareketi ve şekli, her atmış veya yetmiş bin yılda bir kutupların yer değiştirerek kıtaların batıp yeni kıtaların ortaya çıkışı şeklinde görünmektedir. Ve bu sayede her defasında yeni gelen varlıklara yeni tatbikat alanları ve yeni imkanlar yaratılmış olur. Onun için bitki hayvan ve insan modellerinin, yani tohumlarının veya nesillerinin yeni gelecek olan varlıkların tatbikatlarını sürdürebilmeleri için kıtaların batışı sırasında korunması gerekir, ve bu daima korunmuştur. Her devre başında yeme içme olayı, bitki hayvan ve insanlarda sıfırdan başlayan bir olay değildir. Daha önce başlatılan tatbikat yeni gelen varlıklarla devam eder ve daha öncekiler kendi safhalarının bir üstüne çıkmış olarak bulunur.

 

Atomik seviyeden başlayan en küçük hareketlerden ve bu atomlardan meydana getirilen madde topluluklarının en büyük hareketlerine kadar, her seviyedeki varlıkların hizmetinde bulunan maddelerin her türlü hareketi, bu alemin çok daha yukarı seviyelerinde bulunan vazifeli varlıkların gözetimi altındadır. Her adım da, her harekette, bu hayatın arka planında bulunan vazifeli varlıkların yardımlarının ve kontrolünün bulunduğunu hiçbir zaman unutmamak gerekir.

Free Hit Counter (01.01.2016)

Copyright © 2016. The Last Knowledge.
Bu site özeldir ve ticari amaç taşımaz.