Hata yapma konusunu kısaca ve basitçe değerlendirmeye çalışalım. Dünyaya verilen son bilgilerde medyumluğun mekanizması izah edilirken, yapılan hatalar hakkında ‘medyumların ve çevresindekilerin görgü ve tecrübelerinin artması için vazifeli varlıklar tarafından düzenlenmiş hallerdir‘ denilmektedir. Bu bilgi hataların neden var olduğunu ve sebebini açıklamaktadır.
Bundan başka, bu gün hata olarak değerlendirilen bazı hareketler, yarın yerinde ve zamanında yapılmış doğru hareketler olarak ortaya çıkabilmektedir. Veya, bu gün doğru olarak kabul edilen bazı hareketlerin yarın bir hata olduğu sonucuna varılabilmektedir. Çünkü insan idraki, sebep sonuç yasalarına göre meydana getirilen sonsuz olaylar zincirinin ancak birkaç halkasına kadar uzanabilmektedir. Dolayısıyla her insan idrak genişliğine göre bir takım hataları mutlaka yapacaktır, kısaca hatasız insan olamaz.
Dünyada olayların neden var olduğu ve nasıl meydana getirildiği daha evvel anlatılmıştı. Doğru veya yanlış kavramlarına sahip dünya olayları varlıklar için öz bilgi kaynakları olmaktadır. Hatalar da birer olay ve birer harekettirler. Yani hatalar da birer öz bilgi kaynağı olmaktadırlar.
Hata olduğu idrak edilmiş bir hareketin değiştirilmesi veya düzeltilmesi varlığın bilgi alma yolunu açmakta ve geliştirip yükselmesine sebep olmaktadır. Burada, hataların yol açan ve geliştiren bir durumu ortaya çıktığı için bundan faydalanmak da her insanın doğal bir hakkı olmaktadır.
Hatanın kabul edilmemesi veya hata yapma endişesiyle yeni bir hareketten kaçınılması ise gelişmenin yolunu tıkamakta veya uzatmaktadır. Ayrıca insan hatayı bilerek yaptığı zaman o hareketin adına da hata denmez. Kaderin, idrak ve irade hürriyetiyle hazırlandığını ve bir hak olduğunu unutmamak gerekir.
Kısaca, dünyada meydana gelen veya getirilen doğru veya yanlış kavramlarına sahip tüm olaylar ve hatta bütün fikirler ve düşünceler varlıkların ihtiyaçlarına göre ayarlanmış ve bir takım prensip ve mekanizmalara bağlı olarak meydana getirilmektedir.