Notlar

LK banner 2016

21:10:42
 4/05/2024

         Bir bedenin, bir dünyanın, bir güneş sisteminin, bir galaksinin, kısaca kainatın varlık sebebi ruhların tekamül ihtiyaçlarıdır. Bu ihtiyaçlar kainat maddeleri kullanılarak tamamlanmaktadır.

         Verilen bilgilerden ortaya çıkan sonuçlara göre, şu anda bu kainata tekamül ihtiyacıyla bağlanan yeni ruhlar bulunduğu gibi, tekamüllerini tamamlayıp bu kainattan ayrılan ruhlar da bulunmaktadır. Bu kainata şu anda bağlı olanların ise tekamül ihtiyaçları çeşitli derecelerde karşılanmış ve geri kalan ihtiyaçları da karşılanmaya aralıksız devam etmektedir.

         Ruhların maddelere nasıl bağlandıkları ve daha sonra maddeleri nasıl kontrol etmeye başladıkları daha evvel anlatılmıştı. Bir tek atoma bağlanarak bu kainata adımını atan ruhlar, daha sonra sahip oldukları varlıklarıyla bütün kainatı idare edebilecek duruma geldikleri zaman tekamülleri tamamlanmış olmaktadır.

         Dolayısıyla ruhlar, varlıklarını kullanarak o anki tekamül ihtiyaçlarını karşıladığı ve yönettiği maddeleri, bedenleri, dünyaları, alemleri, terk etmekte ve geri kalan ihtiyaçlarını tamamlamasına imkan tanıyan daha üst ortamlara geçmektedirler.

         Fakat ruhlar, tekamüllerini belli bir dereceye kadar tamamlamış ve geri kalan tekamüllerini de tamamlamaya devam etmek için, mevcut madde topluluklarını yani varlıkları bağlı oldukları bedenleri terk ettikleri zaman, bu olay çok üzücü bir durum yada büyük bir kayıp olarak değerlendirilmektedir. Bu durumlar da ancak son verilen bilgilerin sentezinden sonra kazanılacak sezgilerin idrakiyle aşılabilecektir.

         Bütün madde parçalarının ve topluluklarının her birinin ayrı ayrı düalitelere sahip manyetik alanları bulunmaktadır. Bu manyetik alanlar içindeki parçalarının manyetik alanlarının bir sentezinden meydana gelmiştir. Tek parça iken bir düalitesi bulunan basit bir mıknatıs parçalandığı zaman her bir parçasının ayrı ayrı düalitelere sahip birer manyetik alanları bulunması pratik bir örnektir.

         Ruhlar ise varlıklarını kullanarak tekamül seviyelerine göre, madde topluluklarını sentez halindeki bu manyetik alanlarından düalite prensibiyle kontrol edebilmektedirler. Yani bir denge halinde bulunan manyetik alanlara tesirler göndererek bir değer eklemekte ve çeşitli hareketlerin meydana gelmesine sebep olmaktadırlar. İşte bu prensip değişmemektedir.

         Mesela bir insan varlığı, bir madde ve varlık topluluğu olan insan bedenini yönetebilmek için enerjisinin yaklaşık yüzde doksanını beyin hücrelerinin manyetik alan sentezine hakim olmak için bağlamıştır.

         Doğal olarak bu varlık, bu kudretiyle yine bir madde ve varlık topluluğu olan dünyayı veya güneş sistemini idare edemez. Bu varlığın güneş sistemini idare edebilmesi için vazife planlarına katılıp diğer varlıklarla bir vahdet içerisine girmesi ve orada da tecrübelerini ve kudretini artırması gerekmektedir.

         Burada, dünyada, bir varlığın bir bedeni idare ediş şekliyle orada, vazife planında, bir varlığın bir güneş sistemini idare ediş şekli değişmemektedir. Yöntem aynıdır fakat orada kapsam çok genişlediği için büyük bir kudret ve tecrübe gerekmektedir. Burada, bir varlığın bir bedeni idare etmekteki amacıyla orada bir varlığın bir güneş sistemini idare etmekteki amacı da değişmemektedir. Fakat, hiçbir varlık büyük bir madde ve varlık topluluğu olan dünyayı veya güneş sistemini tek başına idare etmemektedir.

         Bu demektir ki, bu gün dünyada bir insan bedenini yöneten her varlık, gün gelecek güneş sisteminden de büyük madde ve varlık topluluklarını yöneten büyük ve kudretli varlık topluluklarına katılacak, ve yükselişi orada da son bulmayıp devam edip gidecektir.

         Yani vazife planlarına katılan her varlık çok uzun bir yolun yolcusu olmaktadır. Bu uzun yolun yolculuğu da kainatı idare eden üniteye katılmakla son bulmaktadır. Fakat bu son, sonsuz kainatlardan sadece bir tanesine ait bir son olmaktadır.

         Tesirlerle, düalite prensibiyle, manyetik alan sentezleriyle, ruhlar varlıklarını kullanarak madde ve varlık topluluklarını yönetirken, tek bir amaçları bulunmakta ve bu amaç da tekamül ihtiyaçlarının tamamlanması olmaktadır.

         Bir madde topluluğu olan ve insan bedenlerinde görünen idrak, irade, şuur gibi maddelere ait olmayan özellikler varlıklardan ve dolayısı ile ruhlardan kaynaklanmaktadır. Bu idrak ve iradeyle dünyada oyun oynamanın, bisiklet sürmenin, araba kullanmanın, yönetici olmanın veya bir işi başarmanın hevesinin nereden kaynaklandığını ve neye yönelik olduğunu derin düşünmek gerekir.

Free Hit Counter (01.01.2016)

Copyright © 2016. The Last Knowledge.
Bu site özeldir ve ticari amaç taşımaz.