Varlıklar, kainat üstüne ait prensip ve mekanizmalara bağlı olarak hareket etmektedirler. Dolayısıyla hepsinin kazançlarının niteliği de birbirine benzemektedir. Bu kazançlara öz bilgiler denmiştir ve ruhların tekamül ihtiyaçlarını karşılamaktadır. Varlıkların bu öz bilgilerinin neden nitelik bakımından birbirine benzediklerini kısaca ve basitçe izah etmeye çalışalım.
Aynı süptil maddelerden aynı sebep ve mekanizmalarla meydana getirilen bütün varlıklar, ilk önce kendilerinde bulunan içgüdüleriyle atomları manyetik alanlarından kontrol etmeyi öğrenmektedirler. Maddeler çeşitli atom topluluklarıdır ve atomların manyetik alan sentezinden o maddelerin manyetik alanları meydana gelmektedir. Bütün varlıkların tecrübeleri, bu atom topluluklarını yani maddelerin sentez haline gelmiş manyetik alanlarından kullanmayı öğrenmekle birlikte artmaya başlamaktadır.
Fakat, kainat bir akış halindedir ve sürekli varlıklar meydana getirilmektedir. Dolayısıyla, aynı zaman içerisinde meydana getirilmiş varlıklar aynı zaman içerisinde faaliyetlerine başlamakta ve aynı tecrübelere sahip olmaktadırlar.
Bitki safhasından evvelki bu ilk safha verilen bilgilere göre çok uzun süren bir safha olmaktadır fakat, önceki varlıklar bu safhada ilerlemeye başlamışken daha yeni varlıklar meydana getirilmektedir. Dolayısıyla bu varlıklar aynı safhanın varlıkları olmalarına rağmen birinin kazandığı tecrübe yeni başlayanlardan daha fazla olacaktır.
Bu varlıkların tecrübeleri arttıktan ve bitki safhasına geçtikten sonra da farklıdır. Bu ilk safhayı tamamlayıp bitkiler alemine katılan varlıklar, bitkiler aleminde yol almaya başlamışken, bu ilk safhayı tamamlayıp bitkiler alemine de yeni varlıklar katılmaktadır. Yeni katılan bu varlıklar bitkiler aleminin en ilkel bedenlerinde faaliyet göstermeye başlarken, bu alemi tamamlamak üzere olan önceki varlıklar da, hayvanlara ait davranışlar gösteren bitki bedenlerinde son faaliyetlerine devam eder durumda bulunmaktadırlar.
Bitkiler aleminin ilk ve son bedenleri arasındaki durumlar hakkında biraz konuşalım. Şu anda sadece dünyada sayılabilen dört yüz bin civarında bitki türü bulunmaktadır. Varlık açısından her bitki türü, birbirinden farklı derecelerde bir gelişmişlik sırası takip eden beden toplulukları olmaktadır. Bu beden toplulukları kendi içinde yine küçük bir gelişmişlik sırası takip etmektedir.
Herhangi bir beden topluluğuna, yani herhangi bir bitki türüne bağlı olan varlıklar, aynı zaman içerisinde meydana getirilen ve çok çok uzun zamanlar içinde bitkiler alemine katılarak o alemin o seviyelerine kadar ulaşmış varlıkları olmaktadır. Aynı tecrübelere sahip oldukları için doğal olarak aynı bedenleri kullanabilmektedirler, ve bu bedenler de birbirine benzemektedir.
Yani bir mantar bedenini kullanacak seviyeye gelmiş bir varlık, dalları yaprakları olan estetik görünüşlü bir orkide bedenini henüz kullanamamaktadır. İkisi arasında daha birçok bitki türü bulunmaktadır ve hepsinin de tecrübelerini teker teker kazandıktan sonra ancak daha çok özelliğe sahip bir orkide bedenini kullanabilmektedir.
Kazanılmış bir bedenin tecrübesiyle, yani hemen tepki verecek kadar gelişmiş bir sinekkapan bedenini kullanan varlık daha ilkel bir kaktüs bedenini artık kullanmamaktadır. Biraz dikkat edince hassasiyet, tepki, göz olmadığı için dokunarak tespit etme, tutunup sarılma, zamanı kullanma, gibi daha bir çok özellikler taşıyan bitki bedenleri rahatlıkla gözlenebilir ve ayırt edilebilir.
Fakat bunlar dışarıdan sebze, meyve, şifalı ot, çiçek ya da ağaç olarak görünmektedir. Bütün bu bitkiler, birbirine yardım ederek gelişen varlıkların aynı mekan içerisinde bulunan bedenleri olmaktadır. Bitkiler aleminde tecrübeler çok uzun zamanlar içinde yavaş yavaş kazanılmaktadır.
Tüm bitkiler alemini meydana getiren birbirinden farklı derecelerde gelişmiş toplulukların her bir bedenini hatta her bir hücresini dahi ayrı ayrı varlıklar bir beden olarak kullanmaktadırlar. Yani binlerce yıl yaşayan bir ağaç bedenine birbirinden farklı derecelerde gelişmiş sayısız miktarlarda varlıklar bağlı bulunmaktadır. Fakat, bu sayısız varlıklar tek bir varlığın, yani o ağaç bedenine sahip olan varlığın idaresi altında bulunmaktadır.
Kısaca, bitkiler alemine ilk ve son katılan varlıklar da aynı safhanın varlıkları olmalarına rağmen, ilk katılan varlığın kazancı son katılan varlığın kazancından çok fazla olmaktadır. Bu fazlalık da, ne kadar çok bitki türü ve kendi içinde bir gelişmişlik sırası bulunuyor ise, ilk katılan varlığın tecrübesiyle son katılan varlığın tecrübesi arasındaki farkta o kadar fazla olacak demektir.
Bitkiler safhasında bulunan varlıkların tecrübeleri arasındaki bu büyük fark hayvanlık safhasında da bulunmaktadır. Bitkiler alemini tamamlayıp hayvanlık alemine katılan varlıklar, hayvanlar aleminde yol almaya başlamışken, bu bitkiler alemini tamamlayıp hayvanlık alemine de yeni varlıklar katılmaktadır.
Yeni katılan bu varlıklar, hayvanlar aleminin sinir sistemi gelişmemiş en ilkel bedenlerinde faaliyet göstermeye başlarken, bu alemi tamamlamak üzere olan önceki varlıklar da, insanlara ait benzer davranışlar gösteren hayvan bedenlerinde son faaliyetlerine devam eder durumda bulunmaktadır.
Dolayısıyla, bu varlıklar da hayvanlık safhasında bulunmalarına rağmen, ilk katılan varlığın tecrübesi son katılan varlığın tecrübesinden mevcut hayvan türünün sayısı kadar fazla olacak demektir.
Bitkiler safhasında olduğu gibi, herhangi bir hayvan türüne bağlı olan varlıklar da aynı zaman içerisinde meydana getirilen ve çok çok uzun zamanlar içinde bitkiler aleminin tecrübelerini kazanmış, hayvanlar alemine katılmış ve hayvanlar aleminin o seviyelerine kadar ulaşmış ve gelişmiş varlıkları olmaktadır.
Bitkiler safhasında olduğu gibi, bu varlıkların kullandığı bedenler hangi türden ise o türlerin bedenleri de birbirine benzemektedir. Yani bitki safhasında bir topluluk oluşturan lale, papatya gibi görünen bedenlerin birbirine benzediği gibi, hayvanlık safhasında bir topluluk oluşturan arılar, kuşlar, balıklar, vs, gibi aynı türün hayvan bedenleri de birbirine benzemektedir.
Fakat, çıplak bir solucan bedenini kullanacak derecede gelişmiş bir varlık yuva yapan ve yavrularına bakan bir kuş bedenini henüz kullanamamaktadır. İkisi arasında daha bir çok hayvan türü bulunmaktadır ve hepsinin tecrübelerini sırayla kazandıktan sonra ancak daha çok özelliğe sahip bir kuş bedenini kullanabilmektedir.
Hayvanlar aleminde de kazanılmış herhangi bir bedenin tecrübesiyle yani kuş bedeni gibi gelişmiş bir bedeni kullanan varlık, yuva yapmayı bilmeyen bir sinek bedenini de artık kullanmamaktadır. Çevrede bulunan hayvanlara biraz dikkat edilirse bu beden şekilleri ve aralarındaki büyük gelişmişlik farkları rahatlıkla ayırt edilebilir.
Fakat bunlar dışarıdan kedi, köpek, sinek, böcek, veya kuş olarak görünmektedir. Bütün bu hayvanlar da birbirine yardım ederek gelişen varlıkların aynı mekan içerisinde bulunan bedenleri olmaktadır. Hayvanlar aleminde de tecrübeler çok uzun zamanlar içinde yavaş yavaş kazanılmaktadır.
İnsanlık safhasında ise bu durumlar artık değişmeye başlamaktadır. Bitki ve hayvan türleri aynı mekan içerisinde bulunmaktadır. Bir çiçekle bir ağaç, bitki safhasının bedenleri olmalarına rağmen birbirine benzememektedir. Bir kuşla bir at da hayvan safhasının bedenleri olmalarına rağmen birbirine benzememektedir. İnsanlık safhasında ise sadece bu dünyada bir tek beden türü bulunmaktadır.
Daha farklı beden şekilleri ise hidrojen aleminin çok uzak gezegenlerinde o gezegen şartlarına uygun olarak bulunmaktadır. Dünyadaki gibi insan bedenlerine ihtiyaç duyan varlıklar oradaki insan bedenine benzer bedenleri kullanmaktadırlar.
Hayvanlık safhasından insanlık safhasına ilk katılan varlıklar, insanlık safhasında yol almaya başladıktan sonra, bitki ve hayvan safhalarında olduğu gibi artık yeni katılımlar meydana gelmemektedir. Fakat varlıkların gelişimi bir akış halinde bulunmaktadır. Doğal olarak insan bedenlerine bağlanması gereken varlıklar burada tıkanıp birikmeye başlamaktadır. Bu birikime, daha evvel insanlık safhasına katılıp da tecrübelerini tamamlayamayan varlıklar da katılmaktadır.
Bu yeni varlıkların insanlık safhasına katılabilmeleri için, ilk katılan varlıkların bu safhayı tamamlayıp dünyadan ayrılmaları gerekmektedir. Bunun için de büyük bir plan ve program hazırlanmış ve insanlık safhasına katılmış olan varlıklara bu safhayı tamamlamaları için yetmiş bin yıl kadar bir süre tanınmıştır.
Bu süre, bir dünya devresi demektir ve biriken varlıkların tekamül akışı da bu büyük dünya devreleriyle sağlanmaktadır. Yeni varlıklar ancak her hangi bir dünya devresinin sonunda, özellikle sağ bırakılan insan bedenleri sayesinde insanlık safhasına katılabilmektedirler.
Tecrübelerini tamamlayamayan varlıklar da, ilerleyen zaman içinde kendilerine uygun ortamlar meydana geldiği zaman katılabilmekte ve bunlar da doğal olarak dünya nüfusunun artmasına sebep olmaktadırlar. Bu devrelerden bitki ve hayvan safhalarının sonlarına gelmiş bulunan varlıklar da faydalanmaktadır. Varlıkların yeni bedenlere sahip olmak için yarı süptil alemlerde hazırlandıklarını unutmamak gerekir.
Bir dünya devresi içerisinde insanlık safhasına katılan varlıklar, önceki devreyi tamamlayamayıp beklemek zorunda kalanlar hariç, aynı zaman içerisinde meydana getirilen ve çok çok uzun zamanlar içinde maddeler alemini, bitkiler alemini, hayvanlar alemini, tamamlayıp insanlık alemine katılan en çok gelişmiş ve en son varlıkları olmaktadır. Onun için de, insanlık aleminin bu günkü varlıkları bu alemin üzerinden başlayan vazife planlarına topluca hazırlanmakta ve tekamül seviyeleri de birbirine yakın bulunmaktadır.
Varlıkların kazançları olan öz bilgiler, ancak bir beden kendi aleminde terk edildikten sonra elde edilmektir. Fakat, her varlık aynı tür bedenlere bağlanarak bu öz bilgileri elde etmiştir. Dolayısıyla, bu bedenlerle elde edilen öz bilgilerin niteliği aynı olmakta fakat miktarı gösterilen gayretlere göre farklı olmaktadır.