İnsanlar, düşüncenin ne olduğunu, nasıl meydana geldiğini, kendisini ve diğerlerini nasıl etkileyip ne gibi sonuçlar doğuracağını bilecek ve tahmin edecek kadar şuur ve idrakleri gelişmiş durumdadır.

Düşünceler fikir topluluklarıdır. Fakat, fikirler bir insanın kendi varlığından, kendi dışındaki varlıklardan ve çevresinden gelebildiği gibi karışarak da gelebilmektedir. Bu karışıklık fikirlerin kaynağının karışık olmasından değil, çeşitlerinin hızla sıraya girip birbiri ardına gelmesinden dolayıdır. Doğal olarak bunların kaynaklarını ayırt etmek insan için kolay olmaz.

Karışık fikirler karışık düşünceleri meydana getirirken, tek taraflı gelen fikirler de daha temiz düşünceleri meydana getirirler. Fikir hareketlerinin çok ince madde hareketleri olduğunu ve bunların üzerine manaların yüklenerek taşındığını unutmamak gerekir. Çok hızlı hareket ederek düşünceleri meydana getiren fikirler, bir takım ihtiyaçları getirip götüren enerjilerdir. Bu enerjiler gelip gitmez ise bir enerji topluluğu olan düşünce de meydana gelmez ve gelip gitmez. 

Dışarıdan gelen çeşitli enerjiler, yani fikirler, taşıdıkları değerlere göre meydana getirdikleri o düşüncenin kalitesini veya değerini ortaya koyarlar. Fikirler çok hızlı hareket etmektedirler, dikkatli bir gözlem yapılırsa üşüşerek gelen fikirler insan şuurunda ortaya çıkarken, çeşitli değerlerdeki çeşitli düşünceleri birbiri ardına meydana getirdikleri fark edilecektir. Yani insanın aklına şimdi bir düşünce gelir, biraz sonra başka bir düşünce gelir. Bu düşünceler birer fikir topluluklarıdır. İnsan, kendi şuurunda ortaya çıkan düşüncenin ne olduğunu bilmekte ve onun farkında olmaktadır. İtibar gören düşünceler şuurda yer ederken itibar göremeyenler de tutunamayıp giderler.

Her insan şuuruna çok farklı yerlerden çok çeşitli değerleri taşıyarak gelen bu fikirlerin meydana getirdikleri düşüncelerin değerleri de her insanda farklı olacaktır, hatta birbirine zıt değerlerde düşünceler meydana gelecektir. Düşüncelerin zıt değerlerde oluşu fikir kaynaklarının farklı değerlere sahip olmasından kaynaklanır.
Yani bir varlığın gönderdiği yüksek değerleri taşıyarak gelen fikirlerin meydana getirdiği düşüncenin değeriyle, dünya maddelerinden yansıyan enerjilerle, yani fikirlerle meydana gelen düşüncenin değeri farklı olacaktır. Aynı varlığın, yüz kişiye gönderdiği yüksek değerleri taşıyarak gelen fikirlerin meydana getirdiği düşüncelerin değerleri o yüz kişide birbirine yakın meydana gelirken, yine aynı şekilde, dünya maddelerinden başka bir yüz kişiye yansıyan enerjilerin yani fikirlerin meydana getirdiği düşüncelerin değerleri de o yüz kişide birbirine yakın olacaktır.

Dünya olaylarından faydalanan idrak kendini geliştirirken her ortamda düalite prensibi ve değer farklanması mekanizmasını kullanmaktadır. İki kişinin zıt düşüncelere sahip olması orada bir düalitenin varlığını ortaya koyar. İki insan topluğunun zıt düşüncelere sahip olması ise, çok daha büyük bir düalitenin varlığını ortaya koyar. 

Bu büyük düaliteyi, yani büyük toplulukların birbirine karşı gelen zıt düşüncelerini meydana getiren unsurların, fikir kaynaklarının farklı olmasından, yani oluşturdukları düalitelerden çıkıp gelen çok küçük çeşitli tesirlerin toplanıp çoğalarak meydana getirdiklerini görebilmek gerekir.