Bu konunun anlaşılması için farklı bir örnek verelim.

İki kişi var, ikisinin de aynı şeylere ihtiyaçları var. İkisi de aynı kelimelerle ve yöntemlerle inandıkları bir melek varlıktan aynı şeyleri istiyorlar. Yardıma ihtiyaçları var. Bunlar, maddi manevi herhangi bir problem olabilir. Kendi adına veya başkalarının adına da istekde bulunabilirler. Bu arada, istekde bulunanlar, iki değil ikibin kişi de olabilir, bu sayı önemli değil. Bunlardan birisi isteğinde samimi, diğeri de samimi, fakat, içinden, olsa da olur olmasa da olur, diyor, güvenemiyor. İçlerindeki samimiyet dış görünüşünden ayırt edilemiyor. Melek varlık ise, bu iki kişinin isteklerini yerine getirmeye yetkili bir varlık. İkisinin de isteklerini duyuyor ve ne istediklerini iyi biliyor.

Bir istekde bulunmak, bir tesir göndermektir. Bir tesir ise, manyetik alan teması kurulmuş ise gider. Melek varlığın manyetik alanı var, istekde bulunan insanların da manyetik alanları var. İstekde bulunan insanlar, melek varlığı düşündükleri için manyetik alanları bu istekleriyle birlikte melek varlığa doğru uzar. İstekleri tesirdir. Melek varlık da, otomatik olarak veya bilerek kendi manyetik alanını istekde bulunan insanların manyetik alanına doğru uzatır, ve tesir göndermeye başlar. Bu akan tesirler çok yüksek frekanslı madde partikülleridir. Melek varlığın bir üstünde bulunan baş melek, veya varlık, idraki ondan daha geniş olduğu için yu- karısındadır, melek varlığa yardımcı olmak ve hedefini göstermek için kendi tesirlerini melek varlığın gönderdiği tesirlerle birlikte gönderir, ve onun tesirlerine öncülük eder. Melek varlıklar arasında çok büyük idrak farkı olmadığı için, gönderdikleri tesirler birbiriyle uyuşur ve birlikte yola çıkarlar. Fakat, bir çok insandan çok çeşitli istek tesirleri gelmektedir. Baş melek, herşeyi kapsayan ve herşeye hakim olan bir idrak genişliğine sahip olmadığı için, gönder- diği tesirlerin doğru hedefi bulamama ihtimali vardır. İlahi yasalar, çok küçük bir ihtimal dahi olsa açık kapı bırakmaz. Ve, meydana gelebilecek bu ihtimali de ortadan kaldırırlar. Daha yukarıdan, daha geniş idrakli, vazifeli planlardan bir tesir daha çıkar. Vazife planları bir değil bir çok varlıktan oluşur. Vazifeli plandan çıkan tesir, yönlendirici özelliğe sahiptir, melek varlığın isteklere cevap veren tesirleri gibi değildir. Bu tesir, hedefine gitmekte olan, melek ve baş meleğin gönderdiği tesirlerin önüne geçer. Sayısız çeşit ve miktarlarda akan tesirler trafiği arasından bu iki tesire yol açar. İnmekte olan iki tesiri yönlendirebilecek, engel olabilecek, veya üzerine çekebilecek, bir arzu, bir istek, bir ihtiyaç, ne tür bir tesir olursa olsun önüne çıkarsa yok eder. Bu üç tesir doğruca gidip, isteğinde samimi olan kişinin manyetik alanının dibinde durur. Hemen yanı başında aynı istekde bulunan ve içinden, olsa da olur olmasa da olur diyen adama gitmez. Çünkü içinde taşıdığı kuşku, kendi tesirlerinin yukarı çıkmasına engel olmuştur. Kuşku taşıdığı sürece de engel olacaktır, çünkü manyetik alanı bunu takip eder ve yayılmaz. Başmeleğin gönderdiği tesirlerle, vazife planından gönderilen tesirler buraya gelince ayrılırlar. Sadece melek varlığın tesiri kalır. İsteğinde samimi olan kişinin isteği, eğer, yaşamakta olduğu kötü bir olayın düzeltilmesi ise, melek varlığın tesirleri olay üzerine akar. Olaylar, düalite prensibi ve değer farklanması mekanizmalarıyla idare edilirler. Melek varlığın tesirleri de bir değerdir. Olaya artı yönde karışarak pozitif konuma getirir ve samimi kişinin isteği yerine getirilmiş olur. Bu kadar dolambaçlı yollar kateden tesirlerin saniyeden daha kısa sürelerde aktıklarını unutmamak gerekir.

İsteği yerine getirilmeyen kişinin zayıf tesirleri dahil, meleklerden ve vazife planlarından çıkan tesirler de dahil, tüm tesirlerin hareketleri, akışları, meydana getirdikleri tüm etkiler, yüksek tesirler mekanizmasının kontrolü altındadır.

Bu bilginin birçok ayrıntılarını ve daha birçoklarını, büyük vazife planının, dünya için vazifeli olan kısmının dünyaya bir hediyesi olan, İlahi Nizam ve Kainat, adlı kitapda bulabilirsiniz.