Özel Notlar

LK banner 2016

19:00:13
 29/04/2024

Vazife ve sorumluluk açık olarak bilinen konulardır. Vazife sorumluluğu hakkında yinede birkaç konuyu hatırlatmak gerekiyor, çünkü  insana gerçek anlamda bir vazife verilmez.

 

Bir vazifeden sorumlu olmakla bu sorumluluğu kazanmanın tatbikatı içinde bulunmak ayrı şeylerdir. Dünya hayatı, insanları vazife sorumluluğuna hazırlar ve insanlar da bu sorumluluğu kazanmanın çeşitli tatbikatlarını yapar. Hiç kimse acemi birine çok önemli işleri teslim etmez.

 

Vazife, insanlık alemi tamamlandıktan sonra insan varlığına verilen veya kendisinin istediği bir yetkidir. Bu cevaptan sonra genellikle insanın aklına bir sürü soru gelir ve onlar da ‘ben’ ile ‘benim varlığım’ arasındaki ikilikle ilgili sorulardır. Yani insanlık alemi tamamlandıktan sonra benim varlığım vazife alacaksa burada ben ne oluyorum? gibi akla gelen sorulardır. Sen, onun bir aracısın demek genellikle bir kültür bilgisi olarak kalıyor ve insanı tam tatmin etmiyor.

 

Konumuz vazife sorumluluğu konusu fakat yeri gelmişken bu konuya çok farklı bir açıdan kısaca bakalım.

 

‘Ben’ ile ‘benim varlığım’ arasındaki ikilik. ‘Ben’ dediğiniz zaman o sizsiniz. ‘Benim varlığım’ dediğiniz zaman da sizi derinden yöneten yüksek benliğiniz olur. O ve ben. Ona karşı sempati duyan veya ona karşı tavır alan ben’dir, yani sizsiniz. O zaman sessiz kalan içinizdeki o ne oluyor. Sizi yöneten o dur, varlığınızdır, bu cevap da tatmin etmiyor. Ben, benden başka birisini hissetmiyorum, ben kendimin, kendi kendimi yönettiğimin farkındayım, dersiniz. Bu bir giriş kapısıdır. Kendi kendinizi yönettiğinizin farkında olmanız, gerçek durumunuzu anlamanıza yakın olduğunuzu gösterir. Şimdi bunu izah edelim.

 

Sizi yöneten varlık bir insan değildir. Kolayca ulaşılamadığı için ona yüksek benlik denmiştir. Uzak benlikte diyebilirsiniz isim hiç önemli değil, sadece bazı konuları izah edebilmek için vardır. Duygularınızı, düşüncelerinizi, dertlerinizi, sizinle paylaşmadığı için de size yabancı kalır. Üstelik başka bir boyutta olduğunu biliyorsunuz. Onun için onu kendinizden ayırırsınız. Fakat, hiçbir zaman bir varlık karşınıza çıkıp ta ben senin yüksek benliğinim diyerek sohbet etmez. Yok mu?. Var. Burada gerekli olan bilgi, duygularınızın düşüncelerinizin aslının ne olduğuyla ilgili bilgidir ve bu bilgiye de sahipsiniz. Bunlar yüksek benliğin ustalıkla kullandığı materyallerdir. Oysa siz bu duygular ve düşünceler benimdir diyorsunuz ve onlara sahip çıkıyorsunuz. Yanlışlıkla doğruyu söylüyorsunuz. Bedeninizi bir kenara bırakın ve sadece duygular ve düşünceler kalsın, yine bu duygular ve düşünceler benimdir dersiniz. Bunu diyen kim?. Beden olmadığı halde yine sizsiniz. Çünkü duygular ve düşünceler bedene ait özellikler değildir. O zaman bu durumda beden olmuş olmamış pek bir şey fark etmiyor gibi fikirler ortaya çıkacaktır. Burada bir adım atmış oluyorsunuz.

 

Şimdi dünyada bir  iş yapıyorsunuz ve bu işin uzmanısınız, veya acemisi hiç önemli değil, dikkatinizi veriyorsunuz, uğraşıyorsunuz ve sonunda bir kazancınız oluyor, veya olmuyor, bu da önemli değil. Fakat mutlaka bir tecrübe elde edersiniz, bu bedenle elde edilen bir tecrübedir, bedeni bir kenara bırakırsanız bu tecrübeyi yapamazsınız.

 

Şimdi, kazanılan tecrübeye bakalım, bu bir yetenek ve bilgi birikimidir. Bir insanın bilgi birikimi onun realitesini, yani gerçekliğini oluşturur. Burada da bedeni bir kenara bırakacak olursanız yine bu realitenin  sahibi olursunuz. Bu realiteye sahip olan kim?. Beden olmadığı halde yine sizsiniz. Biraz daha derin düşünürseniz ve bu konuda ileri giderseniz, iş tersine dönecektir. Bu defa sizi yöneten varlığın yerine siz geçersiniz ve bedeninize karşı bir tavır almaya başlarsınız. Fakat, bedenin yaptığı işleri düşünürseniz ne kadar kıymetli ve özen gösterilmesi gereken bir aracınız olduğu ortaya çıkacaktır.

 

Şimdi, beden olmadığı halde bir realitenin sahibi olan sizdiniz. Bedene girince yine bu realitenin sahibi siz oluyorsunuz. Ben, kendi kendimi yönettiğimin farkındayım, ifadesi kazanılan bir tecrübenin ve bir realitenin ifadesidir. Kendinizden ayırdığınız sizden uzak olan sizin, varlığınızın, ondan uzak kalan ve bedendeki siz olan kısmını, benimsediğiniz ve özgür iradenizle elde ettiğiniz realitenizle sizi yönettiğini sezebilirsiniz. Bu konunun teknik açıklaması vardır.

 

İşte insanlık aleminin tamamlanmasından sonra vazife alacak olan şey, içinizde, çok derinlerinizde bulunan ve ona doğru çekilerek açılacak ve sonunda uyanacak olan, gerçek ve tam şuurlu hale gelecek olan siz olacaksınız. Yani yüksek benliğinizin veya varlığınızın bedeninizde ortaya çıkan tarafı yada onun ucu olan siz olacaksınız. Vazife planına bedenle çıkılmaz. Ancak, bir vazife talep etmek için  veya bir vazifenin verilebilmesi için bunun hazırlığı, gerekli eğitimi, dünyada bedenli iken yapılır. Ve, dünyada her insanın özgür iradesiyle vazife sezgisine varması henüz farkında olmadığı onun gerçek hedefidir.

 

Bir hazırlık ve bir eğitim içinde bulunan insan varlığına gerçek anlamda bir vazife verilmez.

 

Bir insan benim vazifem nedir diye sorduğu zaman bunun cevabı, hayatın her alanında vazife sorumluluğunu ve sezgisini geliştirmektir, olur.

Free Hit Counter (01.01.2016)

Copyright © 2016. The Last Knowledge.
Bu site özeldir ve ticari amaç taşımaz.