Dünya dışından insanlığa verilen en önemli hediyelerden bir tanesi, bütün hayatların neden var olduğu veya neye hizmet ettikleri hakkındaki bilgiler olmuştur. Bu bilgilere göre ruhun kainattaki durumunu, alternatif bakış açılarıyla ve değişik ifade tarzlarıyla kısaca ve basitçe ifade etmeye çalışalım.

         Her şeyden önce kainat sonsuz varyasyonları olan, yani birbirinden farklı zaman ve mekanları bulunan bir madde topluluğudur. Ruhların ise bir tarifi yapılmamıştır ve kainatlar üzerinde bulunmaktadır. Maddenin özelliklerine karşı zıt bir durum arz eden ruhlar, hiçbir zaman kainat maddeleri içerisine girmemiştir. Yani kainatta ruh bulunmamaktadır. Ruhların kainatla bağlantısı tesirlerle sağlanmaktadır ve bu tesirler de yine kainatlar üstünden kaynaklanmaktadır.

         Tekamül ihtiyacında olan ruhların, bu ihtiyaçları kainatı meydana getiren maddelerin temelleri üzerine yansıtıldıktan uzun bir zaman sonra, bu ruhlar varlık sahibi olmaya başlamaktadırlar. Varlıklar ise ince maddi partiküllerden meydana getirilmiş topluluklardır, yani dünya maddesine göre enerji haline getirilmiş süptil madde topluluklarıdır. Ruhlar ise, bu süptil madde topluluklarına tesirlerle bağlı bulunmaktadırlar. Bu, öyle sıkı bir bağdır ki varlığın dünyadaki insan bedeniyle olan bağı gibi gevşeme, yani merkezlerin içe dönmesi, kopma veya tekrar bedene bağlanma gibi durumlar meydana gelmemektedir.

         Ruhlar, tekamül ihtiyaçlarını bu varlıklarını kullanarak tamamlamaktadırlar. Tekamül ihtiyaçları tamamlanmadan hiçbir varlık terk edilmemekte veya değiştirilmemektedir. Fakat, ruhlar kainatlar üzerinde bulunmaktadırlar ve tekamül ihtiyaçlarıyla ilgili bilgiler de sembolik olarak verilmiştir. Yani ruhların kainatlar üzerinde bulunması demek, maddenin tüm varyasyonlarının dışına çıkılması demektir ki bu, zaman ve mekanın olmadığı bir yerde bulunması anlamına gelir. Dolayısı ile idrak, kainat üstü durumları almadığı için maddelerin gelişimiyle paralel olarak ilerleyen ruhlara ait tekamül hareketleri sembolik olarak verilmiştir.

         Bu, sembolik olarak verilmiş olan tekamül hareketleri ruhun kendi içinde meydana gelen davranış şekilleri olmakta ve bu davranış şekilleri de varlığa yansımaktadır. Varlık ise gelişmişliği oranında ruhta meydana gelen bu davranışları ifade etmektedir. Veya ruhun davranışları kat ettiği tekamülü oranında varlığa yansımaktadır. Neticede varlığın bir kainat maddesi olduğunu unutmamak gerekir. Dolayısı ile süptil bir madde topluluğu olan varlıkta meydana gelen fakat maddelere ait olmayan tüm ifadeler ruhun kainattaki durumu olmaktadır.