Özel Notlar

LK banner 2016

19:05:38
 28/03/2024

Okyanus akıntılarının kutuplara yönelmesinin meydana getireceği sonuçları tahmin edebilmek için önce levha tektoniği konusuna bir göz atmak yeterli olacaktır. Dünyanın içi hakkında yapılan araştırmaları, ortaya çıkartılan grafikleri, hesapları, küçük bir araştırma yaparak rahatlıkla bulabilirsiniz. Zaten okullarda bu konu hakkında bilgiler de verilmektedir. Fakat, dünyanın içi hakkında yapılan bu araştırma sonuçları, yeryüzüne çıkan lavların analizinden, ısı yayılışından veya deprem titreşimlerinin yada titreşim yansımalarından ölçülerek bulunmuş ve kabul edilmiş sonuçlardır. Dünyanın ortasına kadar delikler açılıp da numuneler toplanmamıştır.

 

Bu araştırmalardan ortaya çıkan bilgilere göre, dünya, yeryüzünden itibaren merkezine kadar tabaka tabakadır. Bu tabakaların yoğunluğu, basıncı, sıcaklığı, merkezine doğru gittikçe artmaktadır. Bununla birlikte bu tabakaların incelikleri, kalınlıkları, derinlikleri de birbirinden farklıdır. Bu tabakalardan yeryüzüne yakın olanına kabuk denmiştir. Dünyanın etrafını saran bu kabuk, büyük parçalar halinde kırılmış levhalardan meydana gelmiştir. Bu kırık levhalar da daha yumuşak bir zemin üzerine oturmuş, ve bu zemine de manto denmiştir. Levhalar yer çekimi etkisiyle esnek zemin üzerinde denge halindedir, ve hareket etme imkanlarına da sahiptir. Levhaların bu hareketleri tektonik hareketler adı altında incelenmektedir. Dağların, taşların, ovaların, veya denizlerin şekillerinin meydana gelmesine sebep olurlar.

 

Kabuk okyanus altında daha incedir ve genellikle hareket halindedir, kara parçalarının olduğu yerlerde ise daha kalındır. Yoğunlukları, kalınlıkları, derinlikleri, ve bileşimleri de farklı farklıdır. Ayrıca kabuğu oluşturan levhalar bir masanın üstü gibi dümdüz değildir, çeşitli eğriliklere sahip parçalardır. Levhaların kenar yerleri lavların püskürdüğü ve depremlerin sık sık meydana geldiği yerlerdir.

 

Dünyayı saran bu levhalar o kadar büyüktür ki bazılarının üzerinde kıtalar bulunmaktadır. Bu levhalar birbirine yaklaşıp uzaklaşırsa üzerindeki kıtalar da birbirine yaklaşıp uzaklaşır. Çıkan sonuçlara göre en büyük levhaların sayısı da yedi tanedir, fakat daha küçük parçalar da bulunmaktadır.

 

Şimdi, dünyanın ortasına kadar inen tabakaların kalınlıklarını birbiriyle karşılaştırdığınız zaman dünyayı saran kabuğun ne kadar ince olduğunu da fark edeceksiniz. Dünyanın yarı çapı altı bin üç yüz kilometre civarındadır. Okyanus altında kalan kabuğun kalınlığı ise beş on kilometre arasında değişmektedir.

Okyanus sularının kendine has düzenli bir hareketi vardır. Su miktarı bellidir, ağırlığın kabuk üzerine yaptığı basınç bellidir. Kutuplardaki buzlardan eriyen sular okyanus suları üzerine eşit şekilde dağılmamaktadır. Bir taraftan yükseltilmekte öbür taraftan alçaltılmaktadır. Bir tarafta yükselen su diğer tarafa akmaya başladığı zaman okyanuslardaki dengesiz ağırlık altındaki ince kabuğu çökertecektir. Kabuğun çökmesi demek tüm levhaların yerinden oynaması demektir. Tüm levhaların yerinden oynaması demek, üzerinde bulunan dağların, ovaların, denizlerin, yerinden oynaması demektir. Levhalar kayarak birbirinin üzerine çıkacak veya altına girecektir. Bu hareketi de okyanus tabanını yukarıya itecek demektir. Yani büyük kara parçalarının su üstüne çıkmasına sebep olacaktır. Fakat her iki halde de levhalar hareket edeceği için yer yerinden oynayacak ve çok fazla lav fışkıracaktır.

 

Verilen bilgilere göre, yeraltındaki bu hareketler yeryüzünde uzun ve derin çatlaklar meydana getirecek ve bunların genişliği de otuz kırk kilometre kadar olacaktır. Kırk kilometre genişliğindeki derin çatlaklara da dağlar ovalar kayacak ve tekrar dolduracaktır. Çok fazla lavın fışkırıp yer yüzüne çıkması ve okyanus suyu çalkantısının karalar üzerine yayılmasından, çok fazla bedenler bırakılacaktır. Bu büyük doğa olaylarını hayal edebilirseniz bir sessizlik içinde meydana gelmeyeceğini de görebilirsiniz.

 

Okyanus akıntılarının kutuplara yönelmesinin sonucunda dünya fiziki olarak büyük bir karışıklık içerisine girerken, misafir gezegen 36° dereceye kadar yatırmış olduğu dünyanın eksen meylini, dünya parçalarının bu karışık hareketleri sırasında tam tersine döndürecektir.

 

Verilen bilgilere göre kıtaların çökmesi veya yenilerinin çıkması gibi büyük hareketler üç gün kadar sürecektir. Fakat, bu son sonuca ulaşmadan evvel daha küçük hareketler başlamış olacaktır. Yani, yavaş yavaş iklimler değişecek, depremler sıklaşacak, deniz kenarlarında sular olduğundan fazla yükselip azalacaktır.

 

Bu hareketlerin arkasında vazife planı varlıklarının bulunduğunu düşünürseniz, dünyada meydana getirilmek istenen büyük değişikliğin tüm hesaplarının ayrıntılı bir şekilde yapılmış olduğu ortaya çıkacaktır. Doğa olaylarında tesadüf veya intikam kastı yoktur.

 

Devre sonuyla ilgili verilen bilgilerde dünyada mevcut bulunan kıtaların tümü olduğu gibi sular altında kalmayacaktır. Bu kıtaların üzerinde bulunan dağların yüksek yerleri bir ada şeklinde kalacaktır. Bu gün böyle dağların yüksek yerleri karla kaplıdır. İklimler yavaş yavaş değişirken karlar eriyecek ve altından kayalıklar ve taşlık alanlar ortaya çıkacaktır. Doğal olarak bu gibi yerlerde ekilip biçilecek bir arazinin olmayacağı da açıktır.

 

Üç gün kadar sürecek olan bu büyük doğa olayından muhtemelen herkesin haberi olacaktır fakat, hareketler birden bire başlayacağı için insanlar panik içinde en yakın yüksek yerlere tırmanacaktır. Hayvanlar da tırmanacaktır. Her yerin sallanarak batışını gören bu insanların durumunu hayal ederseniz, korkudan şok geçirip hafızalarını kaybetmelerini doğal karşılarsınız. Hafızalarını kaybedince de korkudan başka bir şey kalmayacak ve içgüdüleriyle yaşamaya çalışacaklardır.

 

Şimdi, üzerinde hiç insan bulunmayan yeni çağdaki yeni kıtaların durumuna bakalım, ve devam edelim.

Free Hit Counter (01.01.2016)

Copyright © 2016. The Last Knowledge.
Bu site özeldir ve ticari amaç taşımaz.