Dünyaya bir hediye olarak verilen son bilgilere göre, dünyada yaşayan bütün insanların öz varlıkları, bu dünya hayatından ve dolayısıyla hidrojen aleminden mezun olduktan sonra, yarı süptil bir alem olan sevgi alemine katılmakta ve oradan da vazifelerin başladığı çok daha süptil bir aleme geçmektedirler.

         Varlıkların sevgi alemine katılabilmeleri için, nasıl ki bu dünya hayatından ve dolayısıyla hidrojen aleminden mezun olmaları şart ise, sevgi aleminden vazifeler alemine geçebilmeleri için de, o alemlerin prensiplerine uygun bazı şartların bulunduğu belirtilmiştir. Bu şartlardan bir tanesini kısaca ve basitçe ifade etmeye çalışalım.

         Sevgi alemi, çok ince enerji partiküllerinden oluşmuş kendine ait bir zamanı ve mekanı olan yarı süptil bir alemdir. Sevgi aleminde yaşanan hayat hakkında ayrıntılı bilgiler verilmiştir. Sevgi alemine katılan bütün varlıklar, ilk önce o yerin yarı süptil maddelerinin bir parçasına hakim olup onu dünyada kullandıkları beden gibi kullanmaya başlamaktadırlar. Ve, bu yarı süptil bedenleriyle dünya hayatına benzer hayatları istedikleri gibi yaşamaya başlamaktadırlar.

         Varlıklar, bu alemde yaşadıkça, dünya hayatlarına benzer hayatlarından uzaklaşmaya ve vazifeler aleminde yaşanan hayatlara benzer hayatlar içerisinde yaşamaya başlamaktadırlar. Yani sevgi alemi, dünya hayatının şartlarına alışmış bir insan varlığını, bu hayat şartlarından uzaklaştırıp tamamen farklı olan vazifeler aleminin hayat şartlarına hazırlamaktadır.

         Varlıklar, vazifeler alemine bireysel olarak katılamamaktadırlar. Sevgi aleminde iken vazifeler alemine hazırlanmış olan bütün varlıklar, o aleme ait yarı süptil bedenlerini terk etmekte ve kendilerine uygun üç beş varlıkla bir araya gelerek guruplar oluşturmaktadırlar. Varlıkların vazifeler alemine katılımları, ancak guruplar halinde yani bir kaç varlıkla bir vahdet hali içerisine girerek gerçekleşmektedir.

         Fakat, gurupların vazifeler alemine katılabilmeleri için yapmaları gereken bir iş daha bulunmaktadır. O da bir vazifenin yerine getirilmiş olması şartıdır. Gruplar, kendi talepleriyle aldıkları veya daha yüksek vazifeli varlıkların verdikleri, bir vazifeyi yerine getirdikten sonra, vazifeler alemine katılmış olmaktadırlar. Dünyada yaşayan insanlar için ise, herhangi bir vazife sorumluluğunun söz konusu olmadığı ifade edilmiştir.