Dünyaya verilen son bilgilerde, “ruh bir madde ile iştirak eder. Beden denilen şuurlu madde halini husule getirir. Ondan sonra ruh artık tamamen o bedenin şartlarına bağlanır” cümlesi kullanılmıştır. Ruhların beden şartlarına nasıl bağlı kaldıklarını kısaca ve basitçe ifade etmeye çalışalım.
          Varlıkların gerçekte ne olduklarından, nasıl meydana getirildiklerinden ve nasıl bir zaman ve mekana bağlı olduklarından, ayrıca içinde bulunduğumuz alemin maddelerini nasıl meydana getirdiklerinden ve yönetmeye başladıklarından daha evvel bahsedilmişti.

          Bir varlık, meydana getirildiği ilk andan itibaren hidrojen aleminin tüm safhalarını tamamlayıncaya kadar tali tesirler altında, yani çeşitli seviyelerdeki vazifeli varlıkların gönderdikleri yardımcı tesirleri altında kalmaktadır. Dolayısı ile, hidrojen aleminde geçen sonsuzluk kadar uzun zamanlar içerisinde tüm varlıklar, ancak vazifeli varlıkların yardımlarıyla hayat planları yapabilmekte ve çeşitli bedenlere bağlanabilmektedirler.
          Varlıkların, dünyaya ait hayat planları yaparak bedenlere bağlanmaları nasıl ki vazifeli varlıkların yardımlarıyla gerçekleşiyor ise, bu varlıkların bedenlerini terk etmeleri ve sonuçlarının kendilerine mal edilmeleri de yine vazifeli varlıkların yardımlarıyla gerçekleşmektedir. Yani vazifeli varlıkların yardımları dünya hayatında sürdüğü gibi dünya hayatından sonraki spatyom ortamlarında da sürmektedir.
          Varlık, hidrojen aleminin son safhası olan insanlık alemini ve dolayısıyla içinde bulunduğumuz hidrojen alemini tamlayıp sevgi alemine katıldığı zaman, vazifeli varlıklardan gelen tali tesirler de artık kesilmektedir. Sevgi alemine katılan varlıklar, sahip oldukları o yerin yarı süptil maddeleriyle ve kendi idrak ve iradeleriyle tarifi imkansız bir sevgi seli içerisinde yaşamaya başlamaktadırlar.
          Yüksek vazife planlarının gözetimi altında bulunan sevgi alemindeki varlıkların bu hayatlarına kimse karışmamaktadır fakat, bu varlıklar sevgi alemini de tamamlayıp vazife planlarına katıldıkları zaman, istedikleri maddeleri istedikleri gibi kullanabilecek bir güce ve imkana sahip olmaktadırlar.
          Fakat önce, varlıkların maddeleri istedikleri gibi kullanabilmeleri için serbest olmaları ve serbest olmaları için de sevgi alemindeki bedenlerinden kurtulmaları gerekmektedir. Hem yarı süptil maddelere bağlı kalmak, hem de diğer maddeleri gerektiği gibi kullanmak yani üst planlardan gelen talimatlara göre vazifeler yapmak mümkün olmamaktadır.
          Dolayısıyla, hidrojen aleminde tatbikat yapan yani vazife safhasına bireysel olarak hazırlanan bütün varlıklar, vazife planları varlıkları gibi toplu bir güce ve imkana sahip olmadıkları için, bağlandıkları bedenlerin şartlarına yani imkan ve kabiliyetlerine bağlı kalmakta ve yardıma muhtaç durumda bulunmaktadırlar.
          Varlıklar, bu kainata ait süptil madde topluluklarıdır ve her bir varlık kainatlar üzerine ait bir ruhu temsil etmektedir. Dolayısıyla, bir varlığın beden şartlarına bağlı kalması demek, o varlığa hakim olan ruhun da o beden şartlarına bağlı kalması demektir. Yoksa, arada varlıklar olmadan ruhların doğrudan doğruya dünya maddelerine temas etmeleri veya beden şartlarına bağlı kalmaları söz konusu olamaz.