Dünyaya verilen son bilgiler bir senteze tabi tutuldukları takdirde, insanların dünya hayatıyla ilgili gerçeklik algısına farklı bir boyut kazandırdığı rahatlıkla fark edilecektir. Çünkü bugün dünyada yaşanan her türlü ruh hallerinin yanı sıra insanların his ve fikirlerine dayalı bütün değerlerin, inceliği ve akışkanlığı artan madde fonksiyonları oldukları açıkça belirtilmiştir ve bu bilgiler realite haline gelmeye başlamıştır.
Bununla birlikte, dünyada yaşayan her insan bedenini dolaylı yollardan kullanan birer varlıklarının bulunduğu, ve bu varlıkların da her hareketlerinin, her kıpırdanışlarının kendilerinden olmayan durumları ifade ettikleri de açıkça belirtilmiştir. Dünya hayatının gerçeği ile ilgili, insanlığa hediye edilen bilgilerden bazılarını kısaca ve basitçe ifade etmeye çalışalım.
Kainatlar üzerine ait ruhları bu kainat içerisinde temsil eden bütün varlıkların, nasıl meydana getirildiği birinci bölümde anlatılmıştır. Varlıklar, her ne kadar dünya maddelerinden ayrı süptil madde toplulukları olsalar da, bedenleri bu kainatın asıl maddelerinden doğmuş olmaktadır, ve bu asıl maddeler ve özellikleri hakkında da ayrıntılı bilgiler verilmiştir.
Ruhlar ise tesirleriyle ancak süptil madde topluluklarına bağlanabilmekte ve tekamül ihtiyaçlarını bu madde topluluklarını kullanarak giderebilmektedirler. Dolayısı ile varlıklar, her hareketlerinde, her kıpırdanışlarında kendilerine bağlı olmayan durumları, yani kendilerine hakim olan ruhların tesirleri altında kalarak onların davranışlarını kainat içerisinde ifade etmiş olmaktadırlar.
Kısaca, varlıkların kainat içerisinde ifade ettikleri tüm hal ve durumlar, kainatlar üstü ruhların insanlar tarafından idrak edilemeyen çok geniş ve kapsamlı davranışlarının birer karşılığı olmaktadırlar.
Kainatların üzerinde bulunan ruhları kainat içerisinde varlıklar temsil ederlerken, bu varlıkları da dünyada insanlar temsil etmektedir. Yani insan, bir varlığın kendisine bağlı olan ruha hizmet etmek için, vazifeli varlıkların yardım ve gözetimi altında dünya maddelerinden meydana getirdiği bir araç olmaktadır. Varlık, bu iş için hazırladığı planını uyguladıktan sonra meydana getirdiği dünyadaki bedenini doğal olarak terk etmektedir.
Fakat, dünyada sadece insanlar bulunmamaktadır. Dağlarıyla, taşlarıyla, çiçekleriyle, böcekleriyle, ağaçlarıyla, hayvanlarıyla, çok kalabalık ve çok çeşitli beden toplulukları da insanlarla birlikte bulunmaktadır. Bu türlü çeşit bedenler, tekamülün hangi safhalarında olurlarsa olsunlar her birinin birer varlığı bulunmakta ve hepsi de kainatlar üzerinde bulunan bir ruhu dolaylı yoldan temsil etmektedirler.
Böyle çok çeşitli tekamül seviyelerine sahip bedenlerin oluşturduğu kalabalık bir ortamda, bu bilgilere sahip bir insanın dünya hayatı ile ilgili gerçeklik algısıyla, bu bilgilere sahip olmayan bir insanın gerçeklik algısı elbette birbirinden farklı olacaktır. Bununla birlikte, bu bilgilere sahip bir insanın gerçeklik algısıyla o insan bedenini bir araç olarak kullanan yüksek alemlere ait bir varlığın gerçeklik algısı da farklı olacaktır.
Bu durumda insan için gerçeklik algısı, hidrojen alemi ve dolayısı ile içinde bulunan dünya ve unsurları hakkında verilen bilgilerin sezgileriyle yavaş yavaş kazanılmaktadır. Zaman ve mekanı tamamen farklı yüksek alemlere ait insan varlığının gerçeklik algısına, onun kontrolü altında bulunan insanın idraki doğal olarak ulaşamamaktadır.
Çevremizi saran unsurların esaslarının ve varlık sebeplerinin anlaşılabilmesi için, dünyaya hediye olarak verilen bilgilerin çok derin düşünülmesi gerekmektedir. İnsanlık alemi, varlıkların bu alemde tamamlaması gereken son safha olmaktadır. Bu safhayı tamamlayan bütün varlıklar bir üst aleme geçtikleri vakit, yollarına devam edebilmeleri için, insanlık aleminden ve dolayısı ile realitelerinden de uzaklaşmaya başlamaktadırlar.
Varlıkların insanlık aleminden ve realitelerinden uzaklaşmaya başlamaları, insanlık alemini on binlerce yıl boşu boşuna yaşadıkları manasına gelmemektedir. Her ne kadar dünya hayatının realiteleri kaybolup gidiyor gibi görünse de varlıkların yüksek alemlere giden yolu hidrojen aleminin son safhası olan insanlık aleminden geçmektedir.
Yüksek alemlere giden yol, sadece bu dünyadan da geçmemektedir. Gerek bu dünyada gerek hidrojen aleminin bu dünyaya benzeyen diğer gezegenlerinde, insanlık alemine ait tecrübelerin sonuçlarını kendilerine mal edememiş olan varlıklar da, yani hazırlıklarını tamamlayamamış olan varlıklar da yüksek alemlere geçememektedirler. Kainata hakim olan büyük düzen, kainatın her neresinden olursa olsun üst bir aleme geçecek olan varlıkların hak ve liyakatlerini de düzenlemektedir.