Sevgi planı, insanın özvarlığını daha yüksek planlara hazırlayan ara bir plandır, ve bir alemdir. Özvarlık insanlık alemini bitirince daha yüksek bir plana, yani vazife planına hemen geçemez. Vazife planına geçebilmesi için bir ucu insanlık alemine, diğer ucu vazife planına temas eden ve iki alemi birbirine bağlayan bir ortamdan geçmesi gerekir. Ve, vazife planına geçmeden önce tüm hazırlıklarını da burada yaparak bitirmesi gerekir. Bir hazırlık içinde olan varlıkların işine kimse karışmaz. Bu hazırlıklar yapılırken varlıklar yine farklı realiteler içinde bulunur.
Fakat, en gerisinden en ilerisine kadar tüm realiteler, sevgi diyebileceğimiz bir gerçeklik içinde yapılır. Onun için bu ara plana sevgi planı denmiştir.
Burası maddi bir alemdir ve kendine göre bir zamanı vardır, fakat ne maddi ortamı, ne de zamanı dünyayla kıyas edilemez, çünkü burası yarı süptil denen bir ortam olduğu için kürevi zaman ve mekan şartlarına bağlıdır, ve doğal olarak idrake göre değişir. Yarı süptil ortam da, ilk hidrojen atomunun geliştirilerek kontrol altında yayılan çok ince maddi partiküllerinin topluluğudur. Bu partiküllerin her biri bu ortamın ilk atomu olur ve dağınık hallerde bulunur, bunları biliyorsunuz.
Bu ortamda yapılan her türlü hazırlık sevgiyle yapıldığı için can sıkıcı hiçbir şey bulunmaz. Çünkü, nasıl bir hayat arzu ediyorsanız, nasıl bir hayat hayal ediyorsanız, hayal kapasiteniz ne kadar genişse o kadar büyük bir imkan, huzur ve sevgi içinde yaşamaya başlarsınız. Sevgi planına nasıl geçilir?. Dünyada bedeni olan varlıklar insanlık alemini bitirince, insanlık alemi nasıl bitirilir?, dünyada yaşayan bir insan canla başla çalışıp şahsi menfaat düşünmeden herkesin çıkarı için çalışmaya başlarsa, tabi önce kendisi için, sonra ailesi için, daha sonra vatanı milleti ve tüm insanlık için çalışmaya başlarsa, insanlık alemini bitirmeye aday duruma gelmiş olur. Bu duruma gelene kadar dünyada aşılması gereken bu engeller, vazife planı önündeki uzak engellerdir. Bundan sonra sevgi planına geçmeye hak kazanılır.
Dünyada bedeni olan varlıklar, insanlık alemini bitirdikten sonra, sevgi planı dediğimiz ortama geçince oradaki yarı süptil maddenin bir parçasını yakalar. Yarı süptil maddeler iradeyle hareket edip kolayca her şekle girebilen maddelerdir. Yakaladığı o bir parça yarı süptil madde, varlığın dünyada kullanmaya alışmış olduğu bedeni yerine geçer. Dünya hayatına alışmış olan varlık, bu yakaladığı yarı süptil maddeyle dünyada nasıl bir gerçeklik içinde yaşamaya alışmışsa, orada da aynı gerçeklik içinde fakat, hayallerinin gerçekliği içinde ve sevgiyle yaşamaya başlar. Çünkü bu ortamın maddeleri arzuya göre bu imkanı sağlar. İşte bu realite, sevgi planının en geri ve en sevgi dolu realitesidir. Ve, vazife planı önündeki en yakın engeli oluşturur. Engel olmasının sebebi, vazife planı varlıklarının bir vazife yapabilmesi için serbest olması gerekir, çünkü bir vazife planının varlığı, yapacağı vazifeye göre istediği maddeleri ve o maddelerin bulunduğu ortamları kullanır. Vazife planı adayı bir varlık gidip herhangi bir ortamın maddelerine böyle yapışıp kalırsa olmaz, engel olmasının sebebi budur. Fakat, ilk anda engel teşkil eden bu durum, çok normal, çok doğal, ve hatta gereklidir.
Dünyada başlayan bilinen sevgi, sevgi planına geçince artarak devam eder, sevgi planının tamamını kapsar, ve vazife planı sınırında fonksiyonunu bitirir. Vazife planında bildiğimiz duygusal sevgi kullanılmaz. Eğer bir vazifenin yapılması için sevgi enerjisinin kullanılması gerekiyorsa kullanılır. Ayrıca vazife planı tamamen farklı bir plandır, ancak bir varlık hazır olupta bu planın şartlarını ve kurallarını kabul edip benimserse geçebilir. İşte sevgi planındaki insanların bilmediği sevginin çeşitleri, bir varlığı tamamen farklı olan aleme ve bir vazife planına hazırlar. Fakat, bundan evvel, sevgi enerjisi vazife planına ulaşmada çok büyük bir fonksiyona sahip olduğu için buraya kadar kullanılması şarttır.
Sevgi planında, dünyaya yakın bir realite içinde yaşayan bir varlık oradaki sevginin tatbika- tlarını yaparken, bu sevginin özelliği onu dünya realitelerinden yavaş yavaş uzaklaştırır, ve vazife idrakini de geliştirmeye başlar. O varlık aynı zamanda da kürevi zaman ve mekan şartlarına da alışmaya başlar. Bu vazife idraki dünyada yaşayan insanların eksik taraflarıdır. Eğer bir insan, vazife idrakini daha dünyada geliştirmeye başlarsa burada da çok kalmaz.
Kısaca, sevgi planında bulunan sevginin özelliği, vazife idrakini geliştirmeye başlamış varlıkları yakaladıkları maddelerden uzaklaştırır ve grup grup bir araya getirmeye başlar. Buradaki sevginin, gittikçe frekansı artan ve başka bir şeye dönüşmeye ve dönüştürmeye başlayan bir titreşim olduğunu unutmamak gerekir. Bir araya gelip birbirleriyle tam uyum sağlamış üç beş varlıktan oluşan gruplar, herhangi bir maddeye bağlı olmadıkları için yarı süptil ortamın maddesiyle ilgili faaliyetleri de sona erer ve serbest olurlar. Serbest olunca da, kürevi zaman ve mekan şartları içerisinde bulundukları için istedikleri maddeleri istedikleri zaman kullanabilme yeteneğine kavuşmuş olurlar. Sevgi planının birleştirdiği bu üç beş varlıktan oluşan grup, artık tek bir varlıkmış gibi, vazife planının en alt tabakalarına ait basit işleri yapmaya başlarlar. Vazife planına ait işleri yapmaya başlayınca da vazife planına katılmış olurlar. Burada bir alemden başka bir aleme geçiş belli belirsiz olduğu için mutluluk vericidir.
Sevgi planındaki sevgi enerjisi şimdiden dünyaya yansıtılmakta ve insanları kendisine çekmektedir. Seviniz, sevgili olunuz, sevgiyle hareket ediniz diyen vazifeli varlıkların, neden sevgiyi teşvik edip insanları sevgiye doğru yönlendirmeye çalıştıklarının kıymetini şimdi daha iyi anlayabilirsiniz. Sevgi planında yaşamak isteyen her insan varlığı mutlaka yaşayacaktır. Fakat o sevgi planında yaşayarak vazife planına geçecek olan insan varlığı, bu yazıyı okumak için kullandığınız göz, beyin ve beden değil, bunları kullanan siz olacaksınız.
Bu bilginin birçok ayrıntılarını ve daha birçoklarını, büyük vazife planının, dünya için vazifeli olan kısmının dünyaya bir hediyesi olan, İlahi Nizam ve Kainat, adlı kitapda bulabilirsiniz.